New York'ta bir prenses
MODA

New York'ta bir prenses

New York'ta Barclay Binası'nda Melissa Ertek'e evindeyiz. O, uluslararası hukuk şirketi Winston&Strawn LLP'de iş geliştirme müdürü olarak çalışsa da moda hayatında önemli bir yer kaplıyor.

GÜNCELLEME TARİHİ: 1 Temmuz 2016

Melissa Ertek, İzmir'de yaşayan Giritli bir ailenin tek kızı. Her şey 1996 yılında İzmir Amerikan Koleji'nde lise öğrenimine devam ederken tüm hayatını etkileyecek bir kararın ardından Amerika'ya yerleşmesiyle başlıyor. Girişimci ve çalışkan bireylerin olduğu bir ailede büyüyen ve çevresindeki bu hırslı kişilerin hayatı boyunca kendisine örnek olduğunu söyleyen Ertek küçük yaştan itibaren klasik müzik konserleri, tiyatro, operayla iç içe büyüyor. Özellikle annesinin bu konuda ona sonsuz bir katkı sağladığı görüşünde; "İlkokuldaykenYunan mitolojisi okur, resim yapardım. Ayrıca bale de yapıyordum. Kuğu Gölü ve Fındıkkıran gibi gösterilerinde yer aldım.

Ama konservatuara ya da Moskova'ya gitmektense Amerikan Koleji'ni seçtim -ki bu verdiğim en doğru kararlardan biriydi. Bir de 12 yaşımdan itibaren yaşam koçum vardı." diyen Melissa Ertek'in böylesine yoğun geçen çocukluk dönemine baktığınızda hayata nasıl sıkı hazırlandığını görüyorsunuz. Dolayısıyla bugün kariyerinde geldiği nokta hiç şaşırtıcı gelmiyor.

Eğitimini American InterContinental University ve Loyola Marymount University'de tamamladıktan sonra bir süre gayrimenkul danışmanlığı ve reklamcılık alanında deneyim kazanıyor Ertek. Ardından iş hayatına New York'un en büyük hukuk firmalarından Winston&Strawn LLP'de iş geliştirme müdürü olarak devam ediyor; "Winston&Strawn firmasının 160 seneyi aşan bir geçmişi var. Bugün farklı ülkelerde yirmiye yakın avukatlık ofisimiz bulunuyor. Dünyanın en büyük şirketlerine hukuki danışmanlık hizmeti sunuyoruz."

Kariyeri, hukuk alanında ve iş geliştirme üzerine odaklanmış olsa da müzik Melissa Ertek'in hayatının bir parçası; hatta onu en çok besleyen şey; "Annemler evde beni Elvis Presley, Frank Sinatra, Tony Bennett, Pavarotti dinleyerek büyüttü. Gittiğim ilk büyük konseri bile hatırlıyorum: 1993 yılında Efes Antik Tiyatro'da sahne alan Sting. Her yıl ailemle Uluslararası Çeşme Müzik Festivali'ne giderdik. Bugün hala o tarihlerde Çeşme'deysem festivali kaçırmıyorum. James Brown'u bile seyrettim orada! En son Madison Square Garden'da U2 konserine gitmiştim. Temmuz ayında da Coldplay'i izleme planlarım var." Müzik dışında edebiyat da boş zamanlarına eşlik ediyor. İşi nedeniyle okudukları daha çok
işletme ya da liderlikle ilgili olsa da zaman buldukça kafasını dağıtan, onu güldüren ve mutlu eden kitaplara yöneliyor; "Chelsea Handler'in bütün kitaplarını çok seviyorum.



Espri anlayışını kendime çok yakın görüyorum çünkü. Gerçekçi bir insan olduğum için kurgu ya da roman yerine gerçek hikayeler ve biyografi okumayı tercih ediyorum."

Melissa Ertek fırsat buldukça nefes almak için Los Angeles'taki evinin yolunu tutsa da işi gereği hayatı daha çok New York'ta geçiriyor.

Amerikan modasının dünya sahnesine New Yok Moda Haftası'nda tanıtıldığı, stil özgürlüğünün doruk noktasına ulaştığı bir şehirden bahsediyoruz. Peki Ertek'in yaşadığı kent, stilini hangi yönlerden etkiliyor? "Kişisel stilimi feminen, zarif ve yenilikçi olarak tanımlayabilirim. Beni genellikle iş kıyafetleriyle görürsünüz ama hukuk firmasında çalışmama rağmen trendleri ve moda dünyasındaki gelişmeleri takip eden biriyim. Sonuçta dünyanın moda merkezlerinden birinde, New York'ta yaşıyorum. Bu yüzden kıyafetlerime oldukça özen gösteriyorum.

Ofiste daha çok elbise ve kalem etek giymek durumunda olduğum için gece dışarı çıktığımda jean, deri pantolon ya da mini etek üstüne bluz giyme özgürlüğünü tanıyorum kendime. Gündüzleriyse renklerin enerjisine inandığımdan için farklı tonlardaki parçaları bir araya getirmeyi seviyorum." Modaya olan ilgisinin sadece bu şehirle ilgili olmadığına şahit oluyoruz sohbet ilerledikçe; "Annem modaya çok meraklıdır. Küçüklüğümden beri kıyafetlerime çok özen gösterirdi. Onun sayesinde tasarımcılardan ve trendlerden daima haberdar oldum.

Çocukluğumda annemi hazırlanırken ya da kıyafet seçerken seyrederdim. Aksesuarları hiç eksik olmazdı. Ben de büyüyüp onun gibi olmak için sabırsızlanırdım." Özellikle hafta sonları New York sokaklarında yürümeyi sevdiği için rahat kıyafetler ve spor ayakkabılar tercih nedeni Melissa'nın. Aksesuar kullanmak annesi gibi onun için de vazgeçilmez.

Yine de bu konuda az ve özden yana; "Favori aksesuarlarım arasında Sevan Bıçakçı'nın yüzükleri, Chanel'in bileklikleri ve Eric Ruyak'ın tasarladığı Hespera kolyeleri bulunuyor.

L1 Design'ın sahibi Elvan Tuncel'in harika bilekliklerini yazın sıkça kullanıyorum." Melissa'yı modaya dair en çok heyecanlandıran tasarımcıların yaratıcılık konusunda ulaştığı nokta; "Yeni materyallerin ve kesimlerin yanı sıra geçmişe dönüşü görmek de beni heyecanlandırıyor.



Aynı zamanda bugünkü defilelerde müziğin, sanatın ve modanın daha da çok birleştiğini görüyorum. Bence moda ve müzik dünyayı bir araya getiriyor. Mesela Chanel'in Küba'da gerçekleşen defilesi moda tarihine geçecek türdendi.

Küba'nın kapılarının dünyaca ünlü bir modaevine açılması muazzamdı. Yüzyıllardır süren dışa kapalı politika birkaç gün için bile olsa unutuldu." Chanel'in dışında Melissa Ertek'in takip ettiği markalar arasında Gucci, Valentino, Prada, Balmain, Louis Vuitton, Zac Posen, BCBG Max Azria, Sandro, Ted Baker ve Maje yer alıyor. Türk tasarımcılardan ise Bora Aksu, Arzu Kaprol, Erdem Moralıoğlu ve Hüseyin Çağlayan. Lady Diana, Marilyn Monroe, Jacqueline Kennedy Onassis, Sarah Jessica Parker, Charlize Theron tarzını beğendiği ve ilham aldığı kadınlar. Pek çok kadın gibi Ertek için de alışveriş yapmak bir tür eğlence işlevine sahip; "New York'ta ayakkabı için tercih ettiğim ilk yer Bergdorf Goodman. Kıyafet konusunda ise Soho'nun yolunu tutuyorum çünkü sevdiğim markaların hepsi orada. Meatpacking District'te de alışveriş yapmak çok zevkli. Ted Baker, Tory Burch, All Saints gibi markaları bir arada bulmak mümkün. Bunların dışında Bloomingdale's, Barneys, Harvey Nichols, Neiman Marcus alışveriş rotalarımdan. Günlük kıyafetler için bazen Zara'dan da güzel ve değişik kıyafetler bulabiliyorum. Ayrıca New York'ta lüks markaları indirimli fiyatlarıyla satın alabileceğiniz Century 21 da favorilerim arasında.

Karl Lagerfeld'in çanta, aksesuar tasarımlarını çok beğeniyorum. Alessandro Michele'nin bu yıl Gucci için yarattığı tasarımlara hayran oldum. Nicolas Ghesquière ise Louis Vuitton'da çok güzel tasarımlara imza atıyor." Ertek'in en iyi moda yatırımları zamansız çanta ve ayakkabılar; "Mesela nude topuklu Manolo Blahnik ayakkabımı hem iş hem özel hayatımda kullanabiliyorum. Onun dışında Yves Saint Laurent clutch'ım ve Louis Vuitton çantam gardırobumun klasikleri bölümünde yer alıyor." Melissa Ertek çalışan kadınlar için modern ve karakterli iş kıyafeti bulmanın hala çok zor olduğunu düşünüyor. Ve profesyonel hayatta çalışan kadınların daha çok seçeneğe ihtiyacı olduğuna inanıyor; "Bu ihtiyacı gidermeyi çok isterim. En büyük hayallerimden biri stil sahibi profesyonel kadınlar için kıyafet ve aksesuar tasarlamak."