Eva Mendes'in renkli dünyası

Cosmopolitan/Nüket Kantürk

Eva Mendes, dünyanın en seksi kadınları arasında en üst sıralarda yer alıyor. Onu asıl çekici yapan tarafıysa sempatikliği ve güler yüzü. Disiplinli ve yoğun çalışması sayesinde kısa sürede Hollywood dünyasında kendine sağlam bir yer edinen Latin güzel, hem iş hem de aşk hayatıyla ilgili sorularımıza samimiyetle cevap veriyor. İçtenliği karşısında ona olan hayranlığımız da ikiye katlanıyor.

Sabah saat 10’da Los Angeles’taki Milk Stüdyoları’ndayız. Ekibimizin erkekleri, dünyanın en seksi kadınlarından biri
platoya gelmeden önce gerginler. Biz kadınlar ise bu “öldüren cazibe”nin tehlikesiz olduğunu biliyoruz ve saçının bir teline bile dokunabilmek için can atıyoruz. Erkeklerin ona neden aşık olduğunu anlamak zor değil.

Eva Mendes’e (1974, Miami doğumlu) aşık olmak için birkaç dakika yeterli. Küba asıllı güzeller güzeli aktris, içimizi ısıtan gülümsemesiyle, ellerimizi sıkıp hepimize güzel şeyler söylüyor. Keira Knightley ve Sam Worthington’la beraber rol aldığı Son Gece (LastNight) filminin galasındaydı ve Thierry Mugler’in “Angel” isimli parfümünün yeni yüzü oldu. Üreticisi kadar kendisi de projenin bir parçası. 10 yıldan fazla süredir aşkına sadık. Vücudunun inanılmazlığına da değinmeden geçemeyiz. Sonuç olarak o hayata
gülen gözlerle bakıyor ve etrafına pozitif enerji saçıyor.

Komşunuzun çektiği bir fotoğraf sayesinde keşfedildiğiniz doğru mu?

(Gülüyor) Aslında gerçek bu, ancak olayların gelişimi sanıldığı kadar büyüleyici değil. 13 yıl önce oldu bunlar. O zamanlarda okuyordum ve ileride ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu.
Fotoğrafçı olan komşumdan hep fotoğraflarımı çekmesini isterdim
ve tabettirip ona verirdim. Bir gün öyle sıkılmıştım ki ona gidip çirkin mi çirkin fotoğraflar çektirdim. Korkunç görünüyordum o fotoğraflarda. Komşum bunları kitabına koymuştu ve bir gün bana sevinçli bir şekilde bağırarak geldi: “Eva, ajanstakiler seninle
tanışmak istiyorlar. Çok egzotik bir kadın olduğunu düşünüyorlar”
dedi. Ajans benden hikayemi anlattığım bir video ya da tanıtım filmi istedi. Ve üç ay seçmelere katılıp durdum ama hiçbirini kazanamadım.

Gerçekten hiçbirini kazanamadınız mı? Bu fiziğinizle mi?

Gerçekten öyle. Her gün altı seçmeye filan gidiyordum. Tam menajerler benden iş çıkmayacağını düşünmüşlerdi ki bir gün film teklifi geldi. Korku filmi olan Mısırın Çocukları 5’te bir rol teklif
edildi. Ve her şey o zaman başladı. Rol yapmayı öğrenmem çok zor oldu. Oyunculuk nasıl yapılır bilmiyordum tabii ki. Kendime bir oyuncu koçu buldum. Ivana Chubbuck ile çalışmaya başladıktan sonra her şey yoluna girdi.

Hâlâ öğrenme aşamasında olduğunuz sonucuna varabilir miyiz?

Kesinlikle öyle. 12 yıl oldu ve ben hâlâ ders alıyorum. Daha geçen hafta dersteydim hatta. Öğrenmeyi seviyorum!

Eğlenceli ve korkusuz bir kadın olmanın yanı sıra bir kadın olarak kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Durmadan öğrenme açlığı çeken biriyim. Beni her an ders çalışırken ya da kitap okurken görebilirsiniz. Asla tatmin olmam, öyle ki bu durumu fazla abartmaya başladım artık. Hayattaki amacım, işimi profesyonelce yapan biri olarak, kendimi geliştirmek. Kişisel
gelişime inanıyorum. Ayrıca ailesine karşı oldukça sevgi dolu ve duyarlı bir kadınım.

Kübalı, kalabalık bir aileden misiniz?

Evet, evet! Annemin, iki kız ve erkek kardeşiminin, sekiz kuzenimin evleri benden yaklaşık 10 dakika uzakta. En küçüğümüz Mia henüz birkaç aylık. Hepsi çok gürültücüdür ve hep yüksek sesle konuşurlar. (Kahkaha atıyor) Küçükken Amerikalı arkadaşlarım beni arayınca o sırada yanımda olan ailemin seslerini duyarlardı ve “Kavga mı
ediyorlar” diye sorarlardı hep. Halbuki o ses onların normal konuşmasıdır.

Son Gece (Last Night) filminiz ilişkilerin zor taraflarını anlatıyor. Sonsuz aşka inanıyor musunuz?

Annemle babam ben 10 yaşındayken ayrıldılar. Ama yine de gerçek aşka inanıyorum. Sadece evlilik kurumunun önemli olduğuna inanmıyorum. Kağıt üzerinde yazılı olmadan da eşiniz olabilir sevdiğiniz kişi bence.

Ama bazen, özellikle de çocuğunuz olunca evli olmamak hayatı biraz zorlaştırabiliyor. Bu konuda siz nasıl düşünüyorsunuz?

O halde bunu biz değiştirmeliyiz. Sırf bazı şeyler daha kolay olsun diye evlenmemeliyiz. Bu kişinin kendi tercihi olmalı. Ayrıca 50 yaşıma geldiğimde partnerimi “sevgilim” diye tanıtmak çok seksi olur bence.

Erkek arkadaşınızla (Peru’lu yapımcı
George Gargurevich) çok uzun zaman ayrı kalıyorsunuz. Onun hangi özelliklerine aşık oldunuz?

Kaç yıldır beraberiz, şu anda tam çıkaramıyorum ama sanırım 10 yıldan fazla oldu. O çok zeki bir adam ve bana çok destek oluyor. Biz bir çiftiz ama
aynı zamanda özgürüz de. İkimiz için de bu çok önemli.

Filmde işlenen konulardan biri de
sadakat. Ayrılma nedeniniz olur muydu
sadakatsizlik?

Bilmem. Neler yaşandığına bağlı. İnsanın güvenini kaybetmesi ilişkiye büyük zarar verir, orası kesin. Ama sevgilimle 40’lı yaşlarıma gelince
diyelim ki o böyle aptalca bir şey yaptı ve bunu bana söyledi. Bu, ilişkimizi bozar mı bilmiyorum açıkçası. Erkek arkadaşımla yıllardır beraberim. Başından beri “Neler olacağını kim bilir?” felsefesiyle yaşadık hep bu ilişkiyi. Kazanova erkekleri elbette iğrenç buluyorum. Her zaman başka kadınlarda gözü olan çapkınları desteklemiyorum kesinlikle.

Bu tür erkeklerin baktığı kadınlardansınız ama. Kızmayın ne olur!

Yok, hayır. Bana farklı nedenlerden ötürü baktıklarını düşünüyorum. Bana kadınlar da, erkekler de çok bakıyor. Ama bunun sebebi ünlü biri olmam. Aynı şey değil bu. Saygısızca bir şey yapmaları söz konusu değil; orada dursunlar!

Sinemada sizi cesur sahnelerde görmek
çok güzel...

Aslında ben o sahnelerden nefret ediyorum. Hayatımda yalnızca bir kez seks sahnesi çekmem gerekti ve onu da yapamadım. Çıplak olmak hiç
sorun değil. Ne zaman istenirse soyunabilirim. Annem bana hep
çocukluğumda evde çırılçıplak gezdiğimi hatırlatır ama seks sahneleri çok zor! Joaquin Phoenix’le çektiğimiz sahne fena değildi. Ama çok tuhaftı yine de. Hiçbir şey hissetmediğiniz bir erkeği nasıl öpebilirsiniz ki? Bir öpücük tamam da ikimiz de çıplaktık o sahnede!

Amerika doğumlu olmalarına rağmen Latin ve Amerikalı aktrisler arasında ayrımcılık yapılıyor gibi geliyor mu
size?

Ben dünyanın her yerinden insanları öpüyor ve kucaklıyorum. (Gülüyor.) Şaşırıyorlar çünkü bu Amerikalıların bir geleneği değil. Ama fark ediyorum ki ben kalbimi açtım mı insanlar da bana aynı şekilde karşılık veriyor. İyi yönlerini gördüğümü düşünsem de kesin olan bir şey var, o da oyuncuların çoğunun cana yakın insanlar olduğu. Derslerde de, film çekimleri sırasında da çok yardımsever ve vericiler. Ama Latin’seniz Latin’sinizdir… Bu kanınızda
vardır. Ancak Latin olmayan bir rolü canlandırdığımda kendimle daha çok gurur duyduğumu söyleyebilirim. Çünkü bu bana Hollywood’da her şeyin değişmekte olduğunu gösteriyor. Latin’im ama aynı zamanda Amerikalıyım da. Yunan ya da İtalyan bir kadına da benzetilebilirim.

Aktris olmanın en iyi tarafı nedir?

Çok gezebilmek. Kendimi hep çingene gibi hissetmişimdir. Bir gün bir yerde, öteki gün başka yerde olmayı çok seviyorum. Evim ve ailem Los Angeles’ta olsa da oldukça göçebe
bir hayat sürüyorum.

Bu şehirdeki çok sayıda paparazzi yüzünden ara sıra ortadan kaybolmak sizi rahatlatıyordur!

Hem de nasıl! Evet, Los Angeles magazin muhabirleriyle kaynıyor. Ünlü olmanın en kötü yanı bu işte. Çok şanslıyım ki özel hayatımı çok iyi gizleyebiliyorum. Evimin kapısında
beni bekleyen paparazziler yok,
şükürler olsun ki.

Şu anda hangi projede yer alıyorsunuz?

Şu an çekmekte olduğum (ve aynı zamanda yapımcısı olduğum) filmle gurur duyuyorum. Genç bir anneyi oynuyorum. Kızım rolünü Meksikalı güzel aktris Cierra Ramirez oynuyor. Yapımcı olmayı da çok sevdim. Senaryoyu okuyunca aşık oldum ve filmin yönetmeni Patricia Riggen’e destek olmaya karar verdim.

Nasıl bir arkadaşsınız?

Hayatımda pek çok kadın var: Annem, iki kız kardeşim, üç tane çocukluk arkadaşım… Ve hepsini çok seviyorum. Bazı günler, mesela pazar günleri, benim için önemli olan tüm kadınları evime davet ederim ve muhabbet ederiz hep birlikte. Çok eğlenceli olur. Hatta annem iki ay önce bana şöyle dedi: “Arkadaşlarınla böyle canın istediğinde özgürce konuşabilmen çok hoşuma gidiyor.”

Fiziğinize bakınca çekimin başından şimdiye kadar beş kek yediğinize inanmak çok güç...

Daha fazla yememe izin vermeyin lütfen. Tatlı yerken kendimi kaybediyorum. Çok iştahlıyımdır ve pek spor yapmam. Aslında aksiyon filmlerinde oynamayı pek sevdiğim söylenemez. Fazlasıyla Kübalı olduğum için vücudumu seviyorum. Fiziğimden çok memnunum. Kurabiyeleri de mideye indiriyorum gördüğünüz gibi.
Vücudumla ilgili bir derdim yok.

Anne olmakla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Bilmem. Bu hâlâ bir soru işareti. Şükürler olsun ki annem bu konuda bana baskı yapmıyor. Çünkü bir sürü kuzenim var. Ama gelecekte neler olur bilemiyorum şu an. Bedenim bana
söyleyecektir nasıl olsa. Yaşım ilerledi ama 40’larında anne olan bir sürü arkadaşım var. Salma Hayek’i çok severim, ona çok saygı duyuyorum. Bana 40’a gelene kadar beklememi söylüyor. Çünkü kadınlar anne olmadan her şeyi doyasıya yaşamalılarmış.

Ailenizle iletişim içinde olmayı çok seviyorsunuz sanırım...

Annem her zaman bana Tanrı’ya şükretmemi söyler ve ben de sahip olduklarım için dua ederim. Ayaklarım her zaman yere basmıştır. Bu yüzden şöhret olmak beni hiç etkilemedi. Sanırım oldukça geç yaşta, olgunlaştığımda üne kavuştuğum için. Bu meslekte daha bebek sayılırım. Eğleniyorum, çok çalışıyorum ama insanların beni kandırmasına izin vermiyorum.

Normal hayatınızda sizi görsek şaşırır mıyız yoksa sıkılırmıyız? Bizden biri gibisiniz...

Çok evcimenimdir. Köpeğim Hugo’yu gezmeye çıkarmayı çok severim.
Evimin her tarafına çiçekler koyarım. Bahçemle ilgilenirim.

Cosmo kadınları için sizden bir tavsiye istesek…

Kendilerinde sevmedikleri şeyleri değiştiremiyorlarsa, kendilerini oldukları gibi kabul etsinler. Önceden kısa olduğum için bunu kompleks haline getirmiştim. Ama zamanla bunu unutmaya başladım. Sonuç olarak kendimi seviyorum artık. Verebileceğim en iyi tavsiye bu: Kendinizi sevin!

Melek olmak

Eva Mendes ile Thierry Mugler’in parfümü Angel’ın yeni yüzü olmasıyla ilgili konuştuk. Sizi Thierry Mugler’in parfümüyle bütünleştiren nedir?

Annem daha ben öğrenciyken 92 yılında bu parfümü kullanırdı. Bu yüzden bu kokuyu her duyduğumda çok sevdiğim bir dönem olan çocukluğumu hatırlarım. Annemi çok güçlü, seksi ve özgür bir kadın olarak görüyorum. O yüzden parfüm bana bunları çağrıştırıyor. Zaten parfüm de bu duyguları temsil ediyor.

Ne zaman “melek” olursunuz?

Ailemin ya da arkadaşlarımın başına bir şey geldiğinde oraya ilk ulaşan ben olurum. Kelimenin tam anlamıyla
bir melek gibi onların yardımına koşmak için kanatlanıp uçarım adeta.

Eva Mendes hakkında bilinmeyenler

1- Eva Mendes 5 Mart 1974’te Miami,
Florida’da doğdu. Kübalı bir ailenin kızı.

2- Oyunculuk macerası 1998’de Mısırın Çocukları 5 filmiyle başladı. Diğer
filmlerinden bazıları: Temizlikçi, The Spirit, Kadınlar, Kötü Teğmen, Zaman Tükeniyor.

3- Köpeği Hugo’dan bir an için bile olsa ayrılamıyor. Ona sadece tapmakla
kalmıyor aynı zamanda onu dışarıdayken koruması için uzmanın
yönlendirmesiyle eğitiyor.

4- Şöhretler Kaldırımı’nda henüz yıldızı yok. Eva’ya göre o, bu meslekte daha bebek.