Bahar rotası: Floransa
Ortaçağ'ın modern dünyaya hediyesi olan Floransa, buram buram sanat ve tarih kokan, yürüyerek gezebilecek kadar küçük bir şehir. Dolayısıyla konaklamak için nereyi tercih ederseniz edin, hiçbir zaman şehir merkezine çok uzak olmayacaksınız. Şehrin en büyük özel parkında, beş hektarlık alana yayılan Giardino della Gherardesca'nın içindeki Four Seasons sadece Floransa'nın değil dünyanın en özel otellerinden biri.
Four Seasons dekorasyonu ve mimarisiyle Rönesans ruhunu hissettiriyor
Bahar rotası: Floransa
Rönesans dönemine ait sanat eserleriyle kaplı bahçesinin yanı sıra 500 yıllık geçmişiyle, Palazzo della Gherardesca yıllar boyu şehrin asil ailelerine ev sahipliği yapmış bir saray. Rönesans dönemi freskolarıyla çevrili olan bu saray, 2008 yılında Pierre-Yves Rochon tarafından otele dönüştürülmüş. Giriş katında yer alan Atrium Bar son derece etkiyecici. Ama bu oteli diğerlerinden ayıran içinde bir kameriyenin ve çok çeşitli heykellerin yer aldığı bahçesi. J.K. Place Firenze ise yüksek tavanları ve XV. Louis tarzı şömineleriyle bir arada kullanılan art deco mobilyaları ve zebra kaplı ottomanları olan bir şehir oteli.
Giardino della Gherardesca'nın heykellerle çevrili parkı
Bahar rotası: Floransa
Tam bir İngiliz kır evi tarzında döşenen kahvaltı salonuna ve son derece konforlu 20 odaya sahip otelde kendinizi bir E.M. Foster romanının içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Yemek için ilk tercih edilebilecek yerlerden biri 1880'den beri hizmet veren yani şehrin en eskilerinden Buca Lapi. Geleneksel Toskana yemekleri ve deniz mahsülleri için de La Bussola'ya gitmenizi tavsiye ederim. 2011'de açılan Gucci Müzesi'ni gezmeden Floransa'dan ayrılmayın.