Bizim çocukluğumuz farklıydı
Bebeğim ve Biz
Bahar mevsiminin tazeliği, kokusu ve enerjisi bir başkadır. Çünkü yenilik ve tazelik enerjisi taşır. İnsanlara onu yükler, hatta sadece bizlere değil hayvanlara ve bitkilere de... Kuşlar neşeyle her sabah seslerini duyurur, çiçekler renkleriyle göz doldurur ve mis gibi kokar. Çocukluğumdan kalan bir koku daha var: Bahar mevsiminin habercisi olarak salatalık ve domates. Unutulur mu hiç? Mis gibi kokardı. Şimdi 12 ay boyunca salatalık ve domatesi bulabildiğimiz için, maalesef bu ne baharın habercisi oluyor ve ne de sebzelerin kokusu ve lezzeti var. İşte böyle durumlar yüzünden çocuklara üzülüyorum. Bahçedeki ağacın dalından meyve yemek gibi şansları olmuyor. Eskiden her yer bağ-bahçeydi: Topla, yıka ve ye. Düşünüyorum da ne büyük lüks yaşamışız biz çocukken. Unutulmaz kokular ve lezzetlerle büyüdük… Şimdiki çocuklar şanslı mı, şansız mı kafam karışıyor.
Bizim çocukluğumuz farklıydı
Beren inişli-çıkışlı duygularda
Beren 8 yaşında oldu! Pars’ın ise 2 dişi daha çıktı, toplamda 10 dişi var. Beren futbola merak sardı, her erkek çocuğu gibi... Pars ise tenise… Raket elinde “Deeee, deeeee” diye topların peşinden koşup duruyor. Düşe kalka da olsa… Çok tatlı, ayakları çok küçük ve dengeyi zor buluyor, ama yine de sürekli ayakta ve hep koşmak istiyor. Hayatın gerçekleri bunlar işte... Beren’le çok güzel bir 15 gün geçirdik. Sömestr gayet güzeldi. Karnesi de iyiydi. Ders çalışması bizzat tarafımdan yaptırılıyor. Tabii aslında kendisi yapıyor, ama hem desteğe hem de motivasyona ihtiyaç duyuyor. Kız çocuklarında bu durum hiç böyle değil. Ama ne yapalım, erkek çocukların aklı fikri oyunda olunca ister istemez başında olmak durumundasınız. Neyse ki sömestir ödevlerini başarıyla bitirdik. Biraz oyun, biraz tatil biraz da sosyal aktiviteler derken 15 günü yedik, bitirdik. Beren okulunu ve arkadaşlarını çok özledi. Neyse ki kavuştu. 6 martta 8 yaşında olacak, çok heyecanlı ve mutlu. “Ben artık büyüdüm!” diyor. Bazen de bebek oluyor, kıskançlık zirve yapıyor. Ben de tabii sabır, sabır deyip elimden geldiğince güzel ve sakin bir şekilde bu dönemi atlamaya çalışıyorum.
Bizim çocukluğumuz farklıydı
Beren’in yaşadığı, inişli-çıkışlı bir sevgi fırtınası. Onu anlamak mümkün, ama bazen çok abartıyor. Parsko ise şu an için bu durumlardan bihaber. Beren’e “Abi” demeye çalışıyor ama henüz diyemedi. Onu görünce heyecanlanıyor ve seviniyor. Umarım Beren’in değişen ruh hali yakın zamanda daha makul bir hal alır.
Bizim çocukluğumuz farklıydı
Pars’ın kelimeleri…
Tatlı Pars bebeğin söylediği kelimeler çoğalıyor. Anne demesi bir olay duymanız lazım: “Inneeeee!”… Söylediği diğer kelimeler ise; baba, babo (evdeki kediye diyor), titek (çiçek demek istiyor), mama, arik (erik demek istiyor, minik oyuncak pengueninin ismi), nenni nenni (uyku zamanı). Şimdilik Bakalım daha neler söyleyecek. Pars’tan ve Beren’den havadisler, şimdilik bu kadar.
Bizim çocukluğumuz farklıydı
Süper bir karın için…
Sizlere “Ebru Şallı ile Süper Bir Karın” DVD’sine gösterdiğiniz yoğun ilgiye çok teşekkür ediyorum. Bu DVD ile kendinize kür uygulayabilirsiniz. 21 gün hiç ara vermeden pilates yaparsanız, 3. seanstan sonra karnınızdaki ödemin gittiğini göreceksiniz. 21 günlük kür sonunda artık amacınıza ulaşmış olduğunuzu, sadece siz değil bütün etrafınızdaki yakınlarınız ve arkadaşlarınız söyleyecek... Sevgiyle ve sağlıkla kalın…