Çocuğunuzla iletişimde 10 altın kural
İlk iletişim ailede başlıyor. Bu yüzden bir çocuğun anne-babasıyla kurduğu iletişim, onun dünyasında büyük önem taşıyor. Peki, siz çocuğunuzla aynı dili konuşuyor musunuz? İletişim tüm canlıların kendilerini ifade ederken kullandığı bir araçtır. “Aile ortamında çocukların ve anne babaların, kendi duygu ve düşüncelerini ortaya koyup birbirlerini anlamaları için en temel yoldur... Çocuklar ufak yaşlardan itibaren söylenilenler ve çevrelerinden duydukları sayesinde gelişen iletişim diliyle toplumda kendilerini ifade ederler. Bu nedenle çocuk ve anne-baba arasındaki iletişim, sağlıklı gelişim açısından çok önemlidir. İyi bir iletişimle çocuğunuza kendinizi anlatabilir, onun da kendisini size anlatabilmesini sağlayabilirsiniz. Böylece aile içi bir çatışma yaşamadan, birlikte karşılaşılan sorunlara uygun çözümler bulabilirsiniz. Psikolog ve Çocuk, Ergen Psikoterapisti Emre Altınel, çocukla kurulan iletişimin altın kurallarını anlattı. Çocuğunuza “Yapma!” demek sorunu çözmez ve yapılmaması istenen davranışa tekrar vurgu yapılmış olur. Bunun yerine ona uygulayabileceği alternatif fikirleri sunup, yol göstermek daha yararlıdır.
Hazırlayan: Başak Doğru
Bebeğim
Çocuğunuzla iletişimde 10 altın kural
1. Çocuğunuzun size herhangi bir konuda danışmak istemesi çok doğaldır. Ancak bunu dile getirirken, sizin o duruma ilişkin tepkilerinizi önceden tahmin edip söyleyeceklerini buna göre ayarlaması mümkündür. Çocuğunuza bir şeyler söylerken “akıl vermek” yerine onların ne demek istediğine kulak verip, sonradan size farklı gelen yanları birlikte konuşmak ve ona yol göstermek daha yararlı olabilir.
2. Eğer çocuğunuzla aranızda çatışma yaşanmasını engellemek istiyorsanız, eşinizle yalnızken kurallar belirleyip, karşılaştığınız olaylara ortak bakış açısıyla yaklaşmalısınız. Anne-babanın aynı tutumda olması, çocukla kurulan ilişkide güvenilirliği arttırır.
3. Duygularınızı ifade ederken çocuğunuza karşı empati yapmanız onun sizi daha iyi anlamasına yardımcı olur.
Çocuğunuzla iletişimde 10 altın kural
4. Olumsuz olan davranışın sonuçlarını yargılarken; durumun o an ve orada gerçekleştiği gerçeğinden uzaklaşmamak; olayı genelleyip, her zaman yapılıyor gibi ifade etmemek; çocuğun davranışlarının sonuçlarıyla ilgili özgüvenini ve motivasyonunu olumlu yönde etkiler. 5. Çocuğunuzun yaşına uygun bir iletişim yolunu seçmek; olan durumu anlamlandırabilmesi ve yaşına uygun tepkiler verebilmesi için önemlidir.
6. Çocuğun yaşadığı olumsuz bir duruma, olumsuz duygularla ve şiddetli bir iletişim yoluyla tepki vermek; çocuğun olumsuz olan o anı hayatında daha kalıcı hale getirmesine neden olur. Olumlu davranışı takdir etmek, çocuğun o davranışı tekrar etmesi için yararlıdır.
Çocuğunuzla iletişimde 10 altın kural
7. Çocuklar beklentiler dahilinde davrandıklarında ödül verilir. Ancak ödüllendirmek bir süre etkili olsa bile, bırakıldıktan sonra aynı davranışın devam edebilmesini sağlamak için mutlaka sonucun kelimelerle takdir edilmesi gerekir.
8. Herhangi bir sorun ortamında; verilmek istenen beklenti mesajının içeriği pek anlaşılmaz. Ancak sorun henüz oluşmamışken önlem alıp beklentilerinizi açıklamak, sorun oluşmasına engel olabilir.
9. Bazı durumlarda sadece “Yap!” deyip, yapmadıkları yüzünden onu suçlamak yerine, istenen durumu gerçekleştirirken ona yardımcı olup; destek olmak gerekir. Ya da yalnızca “Yapma!” demek sorunu çözmez ve yapılmaması istenen davranışa tekrar vurgu yapılmış olur. Bunun yerine uygulayabileceği alternatif fikirleri sunup, yol göstermek çok daha etkili bir yöntem olacaktır.
Çocuğunuzla iletişimde 10 altın kural
10. Çocuğunuz suçlanarak sarf edilen sözleri dinlemeyebilir ve hatta bu tip bir davranış, kırılmasına neden olur. Bağırarak, suçlayarak söylenen eleştiriler ve yapılan yönlendirmeler bir zaman sonra duyulmaz hale gelir. Bunun yerine beklentilerinizi yumuşak bir dille ve ara sıra tekrar etmek daha etkilidir.
Anne-babalar çocuklarına karşı hoşgörülü olmalılar…
Bu dönemde anne-babalara düşen en önemli görev bu inatlaşmalar karşısında sabırlı olabilmektir. Çocuklarının inatlaşma döneminde olduğunu ve bunun normal bir süreç olduğunu hatırlamak anne-babayı rahatlatacağı gibi sabırlı ve hoşgörülü olmasını da kolaylaştıracaktır. Anne-babalar sakin kalamadıklarında; inatlaşmalar karşısında bağırıp seslerini yükselttiklerinde çocuklar korkarlar ve ebeveynlerinden daha da uzaklaşır; inatlaşmaya devam ederler. Ebeveyn ve çocuk arasında bir iletişim problemi ortaya çıkabilir. Bu nedenle ani tepkiler vermektense beraber, çocukların fikirlerini de alarak yaşanılan sorunlara çözüm yolları üretmeye çalışmak önemlidir.