Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
Bebeğim ve biz/Leyla Yaman
“Eğer benim elimdeyse benimdir. Eğer senin elindeyse ve ben onu istiyorsam yine benimdir!”… 2 yaş çocuğunun tipik
bakış açısı budur. Peki paylaşma kavramının henüz oluşmadığı 2 yaşında çocuklar nasıl yönlendirilmeli?
Çocukların istedikleri her şeyi elde edebileceklerini düşündükleri bir dönemdir 2 yaş. Aksi halde yaygarayı koparıverirler. Elde ettiği veya etmek istediği şey için “benim, benim benim…” diye hiç durmadan diretebilir. Üstelik ortamda başka bir çocuk da varsa
anne-babalar, renkten renge girerler. Onu nasıl ikna edebileceklerinin binbir türlü yolunu denerler. Oysa Klinik Psikolog Şeniz Pamuk, bu konuda ısrarcı olmanın doğru olmadığı görüşünde. Çünkü 2 yaş, henüz paylaşma kavramanın gelişmediği bir dönem. Ama BEYAZ Bireysel Gelişim ve Danışmanlık Merkezi’nden Klinik Psikolog Şeniz Pamuk’un önerileriyle bu
yaştaki çocuğunuza paylaşma kavramını yavaş yavaş ve yumuşak bir yolla aşılayabilirsiniz. Hemen uygulamaya geçmese bile, yani paylaşma konusunda diretse bile, ileriki dönemde sorun yaşamazsınız.
Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
Onun için her şey çok kıymetli
Çocuğun duygusal ve sosyal gelişiminde
2 yaş döneminin çok önemli bir yeri olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu döneme gelmiş bir çocuk artık hareket serbestisi kazanır. Kendi bedeni ve çevresi üzerinde de çok daha geniş
bir kontrole sahiptir. Çocuğun dil becerisi de geliştiği için isteklerini daha rahat ifade edebilir. 2 yaş dönemindeki çocuğun temel görevlerinden biri, kendine bir alan yaratmak ve sınırlarını
tanımaktır. Bu nedenle de, kendi sınırları içinde yer alanlar kadar bu sınırlar içinde yer almayanlar da onun için çok önemlidir. Çocuk bu dönemde
bir keşif içindedir. Bu keşfin kapsamı,
kendi bedeninden anne-babasının belli durumlarda nasıl tepki verdiğine, oyuncaklarının özelliklerinden diğer insanların ve yaşıtlarının ona nasıl tepkiler verdiklerine kadar uzanır, yani oldukça geniş bir alanı kapsar. Kendi alanının sınırlarını anlamaya ve belirlemeye çalışan bir çocuk için kendine ait olan her şey çok kıymetlidir,
çünkü sahip oldukları tıpkı vücudunun bir bölümü gibi ona aittir.
Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
Paylaşma kavramı oluşmamıştır
“Eğer benim elimdeyse benimdir. Eğer senin elindeyse ve ben onu istiyorsam yine benimdir!”… İşte, 2 yaş ve daha küçük yaştaki çocuklarda paylaşma kavramı tam da bu cümle ile özetlenebilir. Kısacası paylaşma kavramı henüz oluşmamıştır. Bu yaş çocuklar arasında “benim-senin” kavgasının yaşanması son derece doğaldır ve bu, çocuğun bencil olduğu anlamına gelmez. Paylaşma fikrinin oluşması, çocuğun bir ölçüde kendinden haberdar olmasını, farkındalık kazanmasını gerektirir. Daha kendi sınırlarını ve gücünü keşfetmekte olan, ancak bu konularda kendine güvenini tam olarak oluşturamamış bir çocuk, kendi parçası saydığı oyuncaklarını ya da diğer kıymetli eşyalarını başkalarına vermek konusunda son derece isteksiz olabilir. Çünkü verilen oyuncağın ödünç olmadığını, yani artık arkadaşının olacağını sanabilir. Çocuk, oyuncağın sahibi olmakla geçici olarak oynamak arasındaki farkı anladığı zaman paylaşma konusunda daha rahat davranır. Çocukların karşısındaki kişilerin isteklerini ve ihtiyaçlarını anlaması ve ona vermesi 3 yaş civarında gözlenen bir davranıştır. Çocuk bu yaşa geldiğinde artık arkadaşına verdiği oyuncağın geri geleceğini anlayabilir.
Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
Paylaşma kavramı ile ilk tanışma
2 yaş öncesi her ne kadar çocukların paylaşma kavramına uzak oldukları bir dönem olsa da, anne-babaların bu dönemde sergileyecekleri tavır ve uygulamalar, çocukların paylaşma
fikriyle tanışmalarını ve benimsemelerini sağlayabilir. Bu yaşlarda çocukların yetişkin gözetiminde buluşmaları ve oynamaları, onların
sosyalleşmelerine ve paylaşma kavramıyla tanışmalarına katkıda bulunur. Ancak, bu buluşmaları düzenlerken dikkat edilmesi gereken
birkaç nokta var:
Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
- Buluşmadan önce çocuk için kıymetli olan oyuncak ve eşyaları ortadan kaldırmak.
- Ev sahibi çocukla, oyuncaklarının sahibinin kendisi olduğunu, arkadaşı o oyuncaklarla oynasa da, oyuncakların sonunda kendi evinde kalacağını ve onun olmaya devam edeceğini vurgulamak.
- Çocuğun oyuncağına bir zarar gelecek
olursa, o oyuncağın yerine yenisinin alınacağını söylemek.
- Popüler olabilecek oyuncaklardan birkaç tane bulundurmak ya da benzer oyuncaklar almak.
Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
- Oyun sırasında, zaman zaman çocukların oyuncaklarını değiş-tokuş etmelerini önermek.
- Çocukların birlikte olduklarında sürtüşme olasılıkları yüksekse, iki çocuk için ayrı oyun kutuları oluşturmak.
- Oyuncak paylaşımı nedeniyle ciddi bir
sürtüşme yaşanırsa, onları sırayla oynamaya yönlendirmek ve her birinin oyuncakla kısa sürelerle oynamalarını ve bu sırada diğer çocuğun başka bir şeyle ilgilenmesi için olanak sağlamak.
- Çocukları “sıra beklemeli” oyunlara yönlendirmek, örneğin birbirlerine top ya da araba atmalarını sağlamak.
Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
Onu kontrol edin
Çocuğun yaşıtları ile oyunlarını ve oyuncak paylaşımını kontrol etmek, kardeşlerle olan paylaşımını kontrol etmekten çok daha kolaydır. Kardeşler söz konusu olduğunda yaşları ve
yaş aralıkları, cinsiyetleri çok büyük farklılıklar gösterebilir. Anne-babanın bu noktada özen göstermesi gereken konulardan biri, çocukların kendilerine ait olan özel alanlarıdır. Çocukların
birbirlerinin alanlarına izinsiz girmelerinin engellenmesi, alınan eşya ve oyuncakların sahiplerinin belli olması çok önemlidir. Eğer herhangi bir eşya çocuklara ortak olarak alınıyorsa, bunun
nasıl kullanılacağının kuralları, mutlaka önceden belirlenmelidir. Kardeşlerin birlikte oynamaları gerekmez. Onların ne zaman, hangi şekilde oynayacaklarına kendi aralarında karar verme hakları vardır ve bu hakka saygı duyulması gerekir. Anne-babaların sorun çözme aşamasında da mümkün olduğunca o ortamın dışında kalmalarında yarar vardır.
Çocuklar arasında ''benim'' kavramı
Psikolog Şeniz Pamuk:
“Cezalandırmayın”
2 yaş dönemindeki çocuklar bir eşyasını
paylaşmadığı için asla cezalandırılamaz.
Çocuk, paylaşmama konusunda çok
inatçı davrandığında, arkadaşı gittikten
sonra, anne-baba bu konuda çok üzüldüklerini çocuğa hafifçe belirtebilirler. Çünkü bu konuyu diğer çocuklarla halledebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Ona paylaşma konusunda öyküler okumak önemlidir. Bu konuya yönelik öyküler de çocuğun paylaşmayı farklı örneklerle anlamasını, paylaşan kişilerin duygu ve düşüncelerini daha rahat fark etmesini
sağlar.