Küçüklerin aşklarını ciddiye alalım!
Bebeğim/ Zeynep Kasımlıoğlu
Yazın ortası, aşk şarkıları kasıp kavuruyor… Aşkın yazı, kışı ve yaşı olmuyor. Küçüklerin hayatınada aşk karışmış. E, zamane çocukları… Eski zamanda olsa ayıp kaçardı, annemin lafını bile ettirmeyeceği bir mevzuydu. Hatta, bırak anaokulunda bir veletken hoşlaşmadan falan bahis açmayı, üniversitede bile aşık olmak, evlenmekle aynı anlama gelirdi. Neyse hepimizin malumu aşk meşk halleri, yuvaya kadar inmiş durumda gözlemlediğim kadarıyla… Büyükannenin zamanı geçtiği gibi kendimin de demode kaldığını söyleyebilirim.
Küçüklerin aşklarını ciddiye alalım!
Erkek çocuk yetiştirirken…
Çocukların aşık hallerini ciddiye almamak uzmanlara göre onları çok yaralıyor. Görmezden gelmek, yaşına başına yakıştırmamak ise hiç tavsiye edilmiyor. Bizim Aliko’nun masum aşık halleri karşısında, doğru davranış biçimini deneyimlemeye çabalamalı… İnsan kız ya da erkek çocuklarını yetiştirirken, cinsiyet meselelerine kafayı fazla takıp aslında bir insan evladı yetiştirdiğini unutuyor. Öyle bir çağdayız ki artık feministler bile feminizmin sadece kadınlar için değil, bütün insanlar için olduğunu söylüyorlar. Bir anne için erkek evlat yetiştirmenin ayrı bir önem ve sorumluluk taşıdığını rahatça söyleyebilirim. Duygularından asla arındırılmamış güçlü hislere sahip bir erkek yetiştirip topluma kazandırmanın yolunda o kadar çok mayın var ki… Üstelik çok da masum görünen bazı hatalar ebeveyn ve çocukları zora sokuyor.
Küçüklerin aşklarını ciddiye alalım!
Bir yerlerde gözüme çarpmıştı, tamamını okuyamadım ama dünyada cinsiyetsiz çocuklar yetiştirmekle ilgili bir akım varmış. Bence alabildiğine özgür… Gerek var mı bu kadarına bilemiyorum. Ama erkeklerin daha çocukluklarında hem duygusal anlamda hem de yürütebildikleri sosyal davranışlar adına çok kısıtlı hareket alanları var. Birgün “Dünyayı astım, kestim.” diyecek adamların saldırganlıklarının altında, yerine getiremedikleri masum çocukluk isteklerinin, tatmin edilmeyen ve onlara verilmeyen duygularının tepkilerinin olduğunu düşünüyorum. Karısına, çocuğuna el kaldıran bir adamın kendi çocukluğunda ciddi yaraların olduğuna eminim. Neyse bunun üzerine geniş yazılar yazılır, ama bugün anlatmak istediğim bu değil! Aşktan girmiştik ya konuya…
Küçüklerin aşklarını ciddiye alalım!
3 yaşındaki minik oğlunuz yuvada aşık olduğunu söylese ne yaparsınız? Ne, o daha annesinin aşkı değil miydi? İlk hayal kırıklığı, onu kaybediyorsunuz. Sakın 3 yaşındaki bir kız çocuğunu alt edeceğinizi düşündüğünüz hain planlar yapmaya kalkışmayın. Gülüp geçme havasında, üzerinde durmazsanız kalbi kırılır. İlk kalp kırıklığının paylaşılmaması da hiç unutulmayacak bir kötülük olur. Eşim Dilaver hala ilkokuldaki Mihriban’ın ayrılık acısını türkülerde arıyor… Eski sevgilileri yüzünden kendini kahreden bir adam çok arabesk olmaz mı? Neyse, bütün aile ile minik oğlunuzun büyük aşkı hakkında yapılan tüm genel açıklamalarınız olayın mahremiyetine indirilmiş darbedir. O yüzden sakın bu yolu denemeyin. Bu konu büyükanne, baba, teyze, hala, konu komşu ile paylaşımlarda düşünüldüğünden daha büyük gizlilik içinde olmalı bence…
Küçüklerin aşklarını ciddiye alalım!
Aşkını yaşamasına izin verin!
Siz, aşkınızdan doğumla ayrıldınız aslında… Tanımlanamayacak kadar derin annelik duygularının eşliğinde oğlunuza verdiğiniz sevgi tohumlarınında katkısıyla oğlunuz ilk kez sizi, ailenizi, çevresini anlamlandırmaya çalışarak birilerinden hoşlandı. Birkaç saat, birkaç gün ya da sonradan çok anlatılacak derin bir sevgi. Nasıl olduğundan çok, nasıl kabul görüp karşılandığı da önemli! Sözü uzatmadan ne yapacağımıza geçelim… Bırakalım, dinleyelim derim ben. Gözlerinin ışıldamasını, en güzel şarkıları onun için söylemesini, bisikletine binmesine izin vermesini, çantasını taşımasını, ayakkabısını giymesine yardımcı olmasını hafife almadan anlatırsa ki anlatacaktır, dinleyelim.
Küçüklerin aşklarını ciddiye alalım!
Çocukların ergenlik çağına geldiklerinde de formülleri aynı diyor uzmanlar. Biraz geri çekilmek, çok karışmamak ve sorumluluk yüklemek… Dinlemeyi başarabilmek biz ebeveynler için her çağda önemli. Şu nokta önemli olabilir: Kız çocuklar annelerini, erkek çocuklar babalarını anlamlandırmayı seçtikleri için, rol model olarak anne-baba olduğuna göre, bu anlamda en az hata ile çıkılan çocukluk dönemi ileride iyi bir baba, anne ve eş yetiştirmemizde sağlıklı nesiller için bize anahtarı sunacaktır… Bütün bunların tavsiye edilmesi kolay ama yapılmasının her zaman kolay olmadığının farkındayım. Üstelik gelecekte çocukluktaki gibi eğlenceli olmayacağı ihtimalini de göz önünde bulundurarak yazıyorum. Devam edeceğim. Sevgiler…