Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
GÜNCELLEME TARİHİ: 1 Temmuz 2011
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
Şamdan PLUS
Neo Lübnan restorancılığının Türkiye’deki ilk öncüsü olarak bu sezon kapılarını açan Maçka’daki Arabesque, kısa bir süre içinde İstanbul gece hayatına damgasını vurdu. Dilerseniz Çapamarka’cılara bu proje için ilham veren çok renkli bir kadının, Anise Al Arabesque’in kısa öyküsü ile başlayalım mekanı tanıtmaya...
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
Beyrut’ta başlayan yaşamında, dünyanın dört bir yanını dolaşmış olan Anise Al Arabesque, Kral Faruk’un sofrasında oturmuş, Alfred Hitchcock, Frank Sinatra, John Wayneve Grace Kelly gibi birçok ünlü ile birlikte olmuş, kısacık yaşamını bir efsaneye dönüştürmüştü. Şimdi kızı Susan, annesinin hayatı boyunca topladığı objeleri, anıları onun en sevdiği kent olan İstanbul’a getirdi ve Arabesque’te topladı.
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
İşte İstanbul’un son gözdelerinden Maçka’daki Arabesque’e ilham veren öykü bu. İsterseniz birazda tarihten günümüze dönelim, bakalım Çapamarka’nın bu yeni göz ağrısında neler oluyor... Maçka’daki Lüküs Saz’ın yerine açılan mekan, İstanbul’un incisi Boğaz’ın muhteşem manzarasıyla bütünlemiş adeta. Girişten itibaren arabesk mimarinin tüm özellikleri pop art sanatı ile harmanlanmış olarak karşılıyor sizi. Sahne ise ayrı bir alem. Bir Arap marketi şeklinde düzenlenmiş ve undan şekere, deterjandan bakliyata kadar bütün ürünler gerçekten Arap marketlerinden getirilmiş.
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
Şov ve müzik de Beyrut’a parmak ısırtacak cinsten. Müzik direktörlüğünü jet sosyetenin ünlü DJ’i Alexis Nohra’nın yaptığı mekanda, Beyrut müzikhollerinde performans sergileyen, Arap müziğinin hitlerini seslendiren pop oryantal sanatçılarını, Ortadoğu’nun en ünlü şarkıcılarını dinlemek mümkün. Bu kış sezonunda, salı partilerinde Süpermarket’te ev sahipliği yapan Arap kökenli Rana, mekanın ruhuna uygun müthiş bir atmosfer yaratıyor.
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
Yemekler ise tamamen bir Çapamarka Rönesans’ı... Mutfakta her zaman olduğu gibi Gazi-Bilal Ateş kardeşler var. Ateş kardeşler ve ekibi Ortadoğu mutfağına yepyeni lezzetler katıyor. Ana yemeklerinden tutun da Beyrut’un soğuk mezelerine, Arap kızın garnitürlerinden, Sadrazam çıldırtan tatlılara kadar yazın sıcağında daha hafif, daha az baharatlı bir mutfak bu.
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
Girişte bir duvarda Anis’in tanıştığı John Wayne’den Marliyn Monroe’ya, Sophia Loren’e kadar pek çok ünlünün fesli, peçeli popart tarzında dev portreleri göze çarpıyor. Beyrut’un en ünlü grafiti sanatçısı Yahya Muhakkin, mekanın tüm duvarlarını kendine özgü çılgınlıkları ile süslemiş. Bu kez şaşaalı tahtlar, sandalyelerde değilsiniz; plastik ve metal masalar, oturma gurupları, endüstriyel aydınlatmalar ile dev avizelerle harmanlanmış.
Lübnan yemek kültürüne yepyeni bir boyut getiren Arabesque...
Ana yemeklerin yanı sıra, labne dolgulu ve sumaklı salatalık dolması, Hint kuskusu, nar ekşili tabouli tepside çiğ köfte, yoğurtlu musakka gibi soğuk mezeleri; peynirli safranlı ızgara börek, Arabesque vişne dolgulu kıbbe, sahanda yeşil biberli domatesli hellim gibi sıcak mezeleri ile zengin, Doğu-Batı sentezi bir mutfağa sahip Arabesque.