Erkekler ne ister

Cosmopolitan

Kadınların geçmişlerini bir türlü silmemeleriyle igili geçen ayki yazımın çok ses getireceğini biliyordum. Kadınlardan çok eleştiri alacağımın da farkındaydım. Evet, tabii ki eleştirildim ama olumlu yorumlar çok daha fazlaydı ve ilk kez erkeklerden bile yorum aldım. Peki erkeklerde durum nedir?

Biz erkekler bildiğiniz gibi kadınlardan çok farklıyız. Belki aynı duyguları yaşasak da çoğu zaman sizin verdiğiniz tepkileri vermeyiz. Farklı algılarız her şeyi. Bu da sizin canınızı fazlasıyla sıkar. Mesela sizin için çok önemli bir mevzu, bizim için çok anlamsızdır. Büyüttüğünüz pek çok konu bizim nazarımızda değersizdir. Hatta o değersizlik sizin verdiğiniz önemden gelir. Haliyle ilişkilere bakış açımız da çok farklı. İlk bakışta kadınlar daha duygusal bilinir; yalnız işin aslı öyle değildir. Erkekler daima duygu yoğunluğuna göre, biten ilişkinin arkasından daha çok üzülen taraftır her zaman. Yani size oranla yok denecek kadar az gözyaşı döküyorsak, yatağımızın ucunda bir peçete dağı yoksa biz üzülmüyoruz, takmıyoruz demek değildir. Belki sizin gibi ağlamayı beceremiyor olabiliriz. Bir erkek gerçekten değer verdiği, sevdiği bir kadından ayrılmak durumunda kalmışsa (nedenleri de çok mühim), inanın belirli bir süre sudan çıkmış balığa döner. Ne yapacağını bilemez. Genellikle arkadaşlarıyla dertleşir. Eğer seviyorsa gece hayatına daha sık çıkar.

Duygusal anlamda unutmak için hiçbir zaman başka bir kadınla sevgili olmaz. Erkeklerin ise genelde böyle bir derdi yoktur. Lakin cinselliği duyguya bağlamadığı için o yönde bir durgunluk yaşamaz. Yani illa biriyle sevişmesi için sevmesi gerekmez. Bildiğiniz gibi erkekler arasında çok yaygındır, iki arkadaş arasında “Gel bu gece meyhanede iki tek atalım, dertleşelim” muhabbeti başlar, o gecenin sonu da çoğunlukla bellidir. İlişkiyi kendi bitirmiş olsa da haksızlığa uğradığını savunur. Eğer terk edilmişse işler çok daha vahimdir; kafada kurmalar başlar. Entrikalar döner. “Acaba başkası için mi bırakıldım” psikolojisi başlar ki işte o saatten sonra en çok sevdiğin, uğruna dünyaları yakacağın kadın, bir anda can düşmanı ve dünyanın en kötü kadını olur.

Aldatma olursa…

Erkekler bu konuda çok egoist olurlar. Bir ilişkiye başlarken ondan önceki ilişkinin ne zaman bittiğini çok düşünmez hatta kendisi için bitmesinden bile haz duyar. Kendisi için başkasını bırakmış kadının durumunda sorun yoktur ama ne zaman başka bir erkek için terk etsin ya da akabinde bir başka erkekle olsun, o zaman o kadından en kibar tabirle daha şırfıntısı yoktur. “Kadına bak be, iki dakikada yenisini buldu, bu demek ki beni hiç sevmemiş” modu başlar. İçten içe kinlenilir, nefret tohum verir. Tabii ki yeni çocuk hemen araştırılmaya başlanır. Enteresan bir güç ve ego tatmini başlar. Ve bu arada anlamsız bir şekilde o nefretin, kinin arasında giden kadın bir anda kıymete biner. Yani erkeklerin o anki ruhsal durumu tam bir derin girdaptır. Ruh aleminde büyük bir kaos yaşanır. Bu durumun pik noktası da eski kız arkadaşıyla yeni sevgilisini karşısında görünce başlar. Ve genelde de kontrolünü kaybeder. Bunun en önemli sebebi aşkından, sevgisinden çok erkeklik gururudur. Yaşanan durum onun gururuna dokunur. Farkındaysanız gece kulüplerinde çıkan kavgaların yüzde doksanı kız kavgasıdır. Bu bir üstünlük savaşıdır. Her iki taraf da -eskisi, yenisikadına karşı daha üstün olduğunu ispat etmek ister ama genellikle bunu güçle, şiddetle gösterir. Tabii bu yaşla ve olgunlukla da alakalıdır. Sonuçta ilişkiyi hangi erkekle yürüteceğini kadın belirler, daima olmasa da genelde belki dışarıdan belli etmese de bilinçaltıdan gelen dürtüyle üstün olanı seçer.

Biz de değişkeniz

Erkeklerin iç dünyasını anlatmak en az kadınları tanımlamak kadar zordur. Biz de kendi içimizde çok fazla değişkenlik gösteririz. Bu anlattığım erkek psikolojisi kafasında ilişkisini tam olarak bitirmemiş kısmı daha çok kapsıyor ama tabii ki tamamızınkini ifade etmez. Hatta belirli bir yaş grubunu için de sınırlayabiliriz. Yoksa hiç yukarıda bahsettiğim gibi hareket etmeyen, daha doğrusu bunlara tenezzül etmeyen erkekler de var. Yaşanana saygı duyup bittikten sonra dönüp arkasına bakmayan. Ondan sonra kimin olduğunu umursamayan… Eski sevgilisinin adı geçince, sövmek, kötülemek yerine “Allah’ın selameti üzerine olsun” diyerek daima önüne, geleceğine bakan erkekler de var. Övünmek gibi olmasın…