Gülümseyin işler yoluna girecek!
Cosmopolitan
Sızlanmak, ağlamak, surat asmak, terslemek… İstediğiniz olmayınca siz de duygularınızı bu tür eylemlerle dışa vuruyor olabilirsiniz. Oysa ki hem sizi üzen hem de karşı tarafa negatif mesajlar veren bu tip davranışlarda bulunmak yerine sadece gülümseyerek tüm olumsuzlukları ortadan kaldırabilirsiniz.
Duygular bulaşıcıdır. Hem de hepsi. İnsan sosyal bir varlıktır ve içinde bulunduğu ortama ayak uydurmak ister. Bu, “dışlanma korkusu”ndan ileri gelir. Çok basit ve herkeste olan bir durumu örnek verelim: Esnemek. Karşınızdaki insan esnediğinde siz de içinizden gelen bu isteğe karşı koyamaz ve esnersiniz. Kızgın bir kalabalığın içine girince siz de kendinizi huzursuz ve gergin hisseder, tam tersi; huzurlu, sakin ve eğlenceli bir gruplayken ise aynı şekilde mutlu ve rahat olursunuz. Ama unutmayın, bu çift yönlü bir durumdur. Yanınızdaki insanlar da sizin ruh halinizden etkilenip size karşı olan davranışlarını farkında bile olmadan- o yönde değiştirirler. Eğer işleri sorunsuz bir biçimde halletmek, yaptıklarınızın karşılığını da iyi bir şekilde almak istiyorsanız, gülümsemenin gücünü keşfetmiş Cosmo kadınlarının anlattıkları işinize oldukça yarayacaktır.
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümseyerek bahşişlerimi artırdım
Bir restoranda garson olarak çalışıyorum. Müşteriye sunduğumuz hizmet karşısında alacağımız bahşişler azalabilir ya da artabilir, bunun farkındayım. Daha çok bahşiş alabilmek için bir gün yeni bir şey denemeye karar verdim. O gün sorumlu olduğum altı masanın dördüne güler yüzlü ve sevecen; diğer iki masaya ise somurtkan davranacaktım. Sonuç mu? Dört masanın dördünden de yüksek bahşiş aldım. Diğer iki masanın biri bahşiş bile bırakmadı! Diğeri de ayıp olmasın diye bıraktı herhalde... Kısaca, güler yüzlü olmam, sadece gelirimi değil, moralimi de yükseltti.
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümseyerek kısa zamanda ev buldum
Ben aslen Antalyalıyım. Ama üniversite eğitimim için İstanbul’a geldim. Geldiğimde ilk iş olarak kendime bir ev tutmam gerekiyordu ama “öğrenciye, bekara ev yok” durumunu unutmuştum. Kaç yere gittiysem hepsi de öğrenci olduğumu öğrenince yan çizmeye başlıyordu, haliyle benim de suratım asılmaya… Fakat görmeye gittiğim bir evi o kadar beğenmiştim ki, emlakçının mırın kırın etmesini bile umursamadan büyülenmiş gibi durmadan gülümsüyordum. Emlakçının “Hanımefendi, bu kadar çok beğendiyseniz, tamam… Ev sizin” cümlesiyle kendime geldim. O gün bugündür gülümsememle halledemediğim iş yoktur doğrusu.
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümseyerek yeğenimi sakinleştirdim
Üç yaşındaki yeğenimle bir alışveriş merkezindeydik. Nasıl oldu bilmiyorum, kendimi bir anda kocaman bir oyuncak dükkanının içinde buluverdim. Karşımda yeğenim, elinde kocaman ve evinde de aynısından olan bir bebek. Almam için neredeyse yalvarıyor, hatta ağlamak üzere! Ben ise ona karşı sesimi yükseltmek, “Ama sende bunun aynısından var, tatlım” gibi onu hiç ilgilendirmeyen bahaneler sunmak yerine sadece gülümsedim. Kucağıma aldım ve dükkandan çıktım. Gözyaşı aktı akacak derken durdu, yüzüme baktı ve sanki biraz önce istediği şeyi almadım diye çığlık çığlığa ağlamak üzere olan o değilmiş gibi kucağımdan indi, elimi tuttu. O oyuncağın konusu da bir daha açılmadı. “Ağlamam bir işe yaramayacaksa, boşu boşuna neden ağlayayım ki” diye düşünmüş olsa gerek.
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümsemem sayesinde öğrencilerim ders dinliyor
Ben ilkokul öğretmeniyim. O gün okulun ilk günüydü. Ve maalesef okulun en yaramaz öğrencileri bu sene benim sınıfımdaydı. Onlara dersimi nasıl dinletebilirim diye kara kara düşünürken, geçen sene onların sınıfına derse giren öğretmenler, bunun imkansız olduğunu, bütün dersin havada uçuşan kağıttan uçaklar ve uğultuyla geçeceğini söylediler. Ben de bunun üzerine farklı bir yöntem denemeye karar verdim. Kürsüye oturdum ve hepsinin gözlerinin içine dik dik baktım. Ama gülümseyerek! Tenefüste benim hakkımda “Ne garip kadın” diye konuştuklarını duydum ama umurumda bile değil. Dersimi en başından sonuna kadar pür dikkat izliyorlar. Daha ne isterim?
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümseyerek istemediğim soruların sorulmasını engelliyorum
Mustafa’yla ayrıldık. Uzun süredir beraber olduğumuz için ayrılığı çevremizdekilere açıklamak epey zordu. Ne zaman birine “Mustafa’yla ayrıldık” desem yüzlerinde oluşan o “Ah, canım, yazık” ifadesini engellemenin bir yolunu bulmam gerekiyordu. Tek çare “mutluymuş, hayattan çok keyif alıyormuş numarası” yapmaktı; işe de yaradı! Ayrılmış olmamıza hâlâ çok üzülüyor olsam da arkadaşlarımlayken sürekli gülümsüyor, onlarla şakalaşıyorum. Bu sayede gelecek bir sürü sorunun önünü kesmekle kalmadım, moralim de düzelmeye başladı. Gülümsemek gerçekten işe yarıyor, sahte bile olsa…
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümseyerek italyanca öğrendim
Üniversitenin son senesinde öğrenci değişim programıyla İngilizce’mi ilerletmek için İngiltere’ye gitmeye karar verdim. Ama en çok tercih edilen ülke olduğu için başvuruda biraz gecikmişim. Geriyeyse sadece İtalya kalmıştı, ben de oraya gittim. Bolonya’daki ev arkadaşlarımla anlaşamaz ve sorunu nasıl aşacağımı kara kara düşünürken, onlar da benim negatifliğimden etkilenmiş olacaklar ki, ilk bir ay benimle neredeyse hiç konuşmadılar. Bu duruma acilen çözüm bulmalıydım. Buldum da! Bana her soru sorduklarında somurtmak yerine gülümsedim ve çat pat İtalyanca’mla bir şeyler söylemeye çalıştım. Gülümsemem onları da motive etmiş olacak ki, sabırla anlamadığım her kelimeyi yavaşça tekrar ettiler. Böylece, üç ay gibi kısa bir sürede İtalyanca’da en azından günlük ihtiyaçlarımı anlatabilecek duruma gelmiştim bile!
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümsemem istediğim her kapıyı açıyor
Hiçbir zaman son moda stilettolarım, elbiselerim, çantalarım olmadı. Hem tarzım değil, hem de o kadar parayı kıyafete yatırmayı sevmiyorum. Ama eşofmanlarım ve kot pantolonlarımla da gitmek istediğim her gece kulübüne giremiyorum. Kapıdaki görevliye yüzümde kocaman bir gülümsemeyle hâlini hatırını, işinden memnun olup olmadığını sormazsam, tabii…
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümsemem trafik cezası almamı önledi
Saat 8.45’ti ve benim 15 dakika sonra iş görüşmem vardı! Ama yol bir santim bile ilerlemiyordu. Ben de ara yollardan ilerleyebileceğimi düşünerek gördüğüm ilk sokağa saptım. Fakat daha 20 metre bile ilerleyemeden polis arabasıyla kafa kafaya geldim! O telaşla sokağın başındaki girilmez levhasını görmemişim, tabii. Nasıl yaptım bilmiyorum ama polisin arabadan çıkıp bana doğru geldiğini görünce tüm gerginliğimi iki dakikalığına bir kenara bıraktım ve bir anda dünyanın en mutlu, en güler yüzlü insanı oluverdim. Kibar bir şekilde durumumu anlattıktan sonra “Tamam, bir dahaki sefere lütfen daha dikkatli olun” sözlü uyarısından başka hiçbir ceza almadan -hem de bir defaya mahsus o sokaktan gitmeme de izin verilerek- iş görüşmeme tam vaktinde yetiştim.
Gülümseyin işler yoluna girecek!
Gülümsemem sayesinde harika bir ilişkim oldu
Uyandığımda dünyanın en sevimsiz insanı oluyorum herhalde. Suratı asık, saç baş dağılmış, gözler hâlâ mahmur. Sokağa ne zaman böyle çıksam mutlaka o günüm kötü geçiyordu. Bu durumdan sıkıldım ve ne kadar uykum olursa olsun, ne kadar huysuz olursam olayım sokağa adımımı attığımda o halimden sıyrılacağıma dair söz verdim kendime. Böyle yapmaya başladıktan sonra her sabah işe gitmeden sabah kahvemi içmek için uğradığım kafedeki o çocuğu fark ettim. Gülümsedim. Konuşmaya başladık. Bana beni yaklaşık iki aydır her sabah burada gördüğünü ama asık suratlı olduğum için yanıma gelmekten çekindiğini anlattı. İyi ki bu huyumdan vazgeçmişim! Yoksa hayatımın aşkıyla asla tanışamazdım.