Irmak'tan normal doğum

Bebeğim ve Biz / Aytülke Keskin

“En çok istediğim şeylerden biri, normal doğum yapmak”

Geçtiğimiz Eylül ayında İşadamı Emre Karabacak ile dünya evine giren ünlü oyuncu Irmak Ünal, şu sıralar gözlerden uzak anneliği tadacak olmanın mutluluğunu yaşıyor. Hatta bebeği karnına düştüğü günden beri en büyük dileğinin dünyaya iyi bir insan getirmek olduğunu söyleyen ünlü oyuncu, bu mutlu bekleyişinde neler yaşadığını sizler için
anlattı.

Hamileliğiniz nasıl gidiyor?

Her şey yolunda. Hamileliğin tadını çıkarıyorum diyebilirim. Çalışmadığım bir döneme denk geldi. Biraz da ben öyle ayarladım. Çünkü konsantre olmak istedim. Bu işin konsantresi nasıl oluyor diye sorma, oluyor işte. Herkes farklı yaşıyor hamileliği. Ben de her şeye hazırlıklı olmak için böyle bir zaman seçtim. Tabii ki birtakım inişler ve çıkışlar olmuyor değil. Hayatımda birçok değişiklik oldu. Ama ben hamile kalmadan önce de vücudumu çok fazla dinleyen biriydim, şimdi bebeğimi ve vücudumu dinler vaziyetteyim.

Peki bu bebek sürpriz miydi, yoksa planlı mıydı?

Aslında değildi. Sadece düğünden 10 gün sonra öğrenmemiz çok büyük sürpriz oldu. Biz zaten Emre’yle çocuk sahibi olmayı çok istiyorduk.

Hamile olduğunuzu duyduğunuzda neler hissettiniz?

Haberi duyduğumda çok mutlu oldum. Ama bir an içimden “Evet, oldu! Peki şimdi ne yapacağız?” diye düşünceler geçti. Çünkü bu işi çok ciddiye alıyorum. Hamilelik çok uzun bir dönem ve arkasından da ömür boyu sürecek bir maraton sizi bekliyor. Gözümde büyütmüyorum, yani bu konuda çok pinpirikli olduğumu söyleyemem. Sadece çok fazla önemsiyor ve ciddiye alıyorum. Bu geçici düşüncelerimden sonra istediğim bir şey olduğu için “hoş geldin” dedim sadece.

Eşinize nasıl haber verdiniz?

Emre her zaman benden daha cesur ve istekliydi bu konuda. Hamile kalmadan önce de bana hep, “Ben sanki daha önce baba olmuşum gibi hissediyorum kendimi.” diyordu. Zaten çocukları ve hayvanları çok seviyor. Bu haberi duyunca da havalara uçtu ve hala havalarda.

Cinsiyeti belli oldu mu?

Cinsiyetini anlamamız zaman aldı. Çünkü bir döneme kadar kız ve erkeği ayırt etmek çok zormuş. Şimdilik kızımız olacak gibi gözüküyor. 20. haftamda kesin olarak cinsiyeti için kız dedik.

İsmine karar verdiniz mi?

Bir isim listemiz var ve aralarında favorilerimiz var. Ama ben bebeğimin ismine, onun yüzüne bakıp öyle karar vereceğim.

Çok formda gözüküyorsunuz. Beslenmenizde özel bir program uyguluyor musunuz?

Yeme programımda çok fazla bir değişiklik yapmadım. Zaten doktorum da çok gerek görmedi. Canım ne isterse yiyorum. Sadece çiğ et yemiyorum. Gerçi hamile olup da sushi ve karpaçyo yiyen arkadaşlarım var. Ben de sushi’yi çok severim ama yemiyorum. Canım da çekmiyor zaten. Böyle olunca da vücudumun bir bildiği vardır diye düşünüyor ve ona kulak veriyorum.

Aşermeleriniz oluyor mu?

Aşermelerim olmadı. Ama ağzımı tek sulandıran bir şey var ki, o da nar. Her gün her saniye yiyebilirim. Nöbet işi de, ya Emre’ye ya da anneme kalıyor. Doktorum da zaten, “Hamilelikte nazlanabildiğin kadar nazlan, hamilelik böyledir, Emre’ye çektirebildiğin kadar çektirebilirsin.” dedi. Gerçi ben narı her zaman çok severim. Genelde hep sevdiğim şeyleri canım çekiyor diyebilirim.

Spor yapıyor musunuz?
 
Ben hayatım boyunca haftanın 4 günü spor yapan biriydim. Ama hamileliğimin ilk 3 ayı enerjim çok düştü. Kolumu kaldıracak halim yoktu. Hatta hep böyle mi geçecek diye endişelerim oldu. Ama tabii ki hamilelikte her şey değişebiliyor. Şu aralar sadece yürüyüşler yapıyorum. Hamilelik yogasına da bu aydan sonra başlayacağım.

Hamilelik döneminde anne adaylarında duygu dalgalanmaları oluyor. Siz bu tarz şeyler yaşıyor musunuz?

Etrafımı dinleyince yaşadıklarımın çok minimum olduğunu düşünüyorum. “i Entertainment” diye bir kanal var ve ben müdavimlerindenim. Oradaki tüm reality show’ları izlerim. Yine reality show’lardan birinde, “Kendra Wilkinson”un çocuğu oldu. O durum beni çok etkiledi ve ağladım. Emre bunu duyduğunda çok gülmüştü ve bana o gün dedi ki, evet sen hamilesin.

Peki, sizce nasıl bir anne olacaksınız?

Bu konuda kendimi Pandora’nın kutusu gibi hissediyorum. Çünkü büyük konuşmayı hiç sevmem. Bu yüzden soranlara da bu konuda hiçbir şey söylemiyorum. Sadece şu an, emziği yere düştüğünde ağzına veren bir anne olacağım diye düşünüyorum. Her şeyden izole edilmiş çocuklar yetiştirmenin yanlış olduğuna inanıyorum. Ama biraz önce de söylediğim gibi büyük konuşmak istemiyorum, çünkü insan başına gelmeden bilemez. Bebeğimi kucağımı alınca ne yapacağımı bileceğim.

Normal doğum mu olacak?

Kesinlikle normal doğum insanıyım. Çünkü hayatta en çok yapmak istediğim şeylerin ilk 5’inde normal doğum yapmak var. Yaptığım araştırmalara göre de normal doğumun çok yararı var. Hatta doğum esnasındaki çektiğiniz o ağrıların bile faydası varmış. Ayrıca her şeyin doğası nasılsa öyle olsun istiyorum. Çocuğumun kendi istediği zaman gelmesini, burcunu kendisinin seçmesini istiyorum. Ben mesela 15 Şubat’da doğmak istemişim. Ama burada da büyük konuşmak istemiyorum. Çünkü bu konuda da değişik değişik vakalar duyuyorum. Bebeğim nasıl gelmek istiyorsa öyle gelsin dünyaya. Benim için önemli olan dünyaya sağlıklı gelmesi. Bir de bu güzel dönemde enerji alışverişinin uyumlu olduğu, gitmeyi sevdiğiniz ve güvendiğiniz bir doktor seçilmesi de çok önemli. Ben bu konuda çok şanslıyım, çünkü doktorum Prof. Dr. Tansu Küçük, bana çok güzel enerji veriyor.

İlk 3 yıl bebek bakımı için çok önemli. Peki, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ben bu konuda kararımı verdim. Çocuğun hayatında 3 ana kişinin olması gerektiğini düşünüyorum. Bunlar annesi, babası ve anneannesi/ babaannesi veya dadısı olmalı. Annem mesela Bodrum’da yaşıyordu. Ama onu da İstanbul’a taşıdık ve artık İstanbul’da yaşıyor. Çünkü onunla hem bu dönemi hem de bebeğimi paylaşmak istedim.

Yeni projeler var mı?

En büyük isteğim Ekim gibi güzel bir projeyle geri dönmek. Ama Ekim’e kadar neler olur bilemiyorum. Çünkü 2 seneden beri beni heyecanlandıran bir proje olmadı. Bir sinema filmi oldu. Ama kariyerim açısından ve kendim için beni ileri götüren bir proje değildi. İstanbul içi projelerde yer almak istiyorum. Çünkü hayatımda önceliklerim var artık. Bunlar da; Emre, bebeğim ve ben. Bunlardan sonra da iş geliyor. Çünkü benim için her zaman önce iş gelirdi. Ama şimdi
böyle değil.