Eski İstanbul eğlenceleri...
Özlem Yılmaz Küçük / Sabah
Gökyüzünde yıldızlar, açık hava sinemalarında aşk vardı...
Arabaların içinde, ya da tahta sandalyelere oturarak izlenen filmlerin tadı, kapalı sinemalara göre bir başkaydı. Açık hava sinemalarını hemen hemen hersemtte bulmak mümkündü. Bir Humphrey Bogart filmi, gökyüzünde yıldızlar parlarken sevgiliye sarılarak, en güzel açık hava sinemasında izlenirdi. Şimdilerde Dvd’ler evimizden çıkmadan istediğimiz filmi izleme imkanı sunuyor. Ya da tercih kapalı sinema salonları oluyor. Ancak yine de yıldızlar altında film izlemek isteyenler, bir kaçı hala hayatta olan açık hava sinemalarını tercih edebilirler.
Eski İstanbul eğlenceleri...
KÖŞEDEKİ MUHALLEBİCİDE BULUŞALIM
Eski dönemde şehirli kadın ve erkeklerin buluşma noktaları brasserie ya da kafeler yerine pastaneler ve muhallebiciler oluyordu. Bir dilim pastayla ağızlarını tatlandıran ve beraberinde içilen buz gibi katkısız limonatanın ferahlatan etkisiyle, muhabbetin derinliklerine dalan insanlarla dolup taşardı bu pastaneler. Bir çoğu kapansa da, varlığını devam ettiren pastanelerin müdavimlerigünümüzde de oldukça fazla. Eski dönemde en şık kıyafetlerini giyip salına salına Beyoğlu’nda yürüyen hanımefendiler ve briyantinli saçlarıyla birbirleriyle centilmenlik yarışına giren beyefendilerin uğrak noktası olan bu nostaljik pastanelerin nerede olduklarını merak mı ediyorsunuz?
Birçoğunu Beyoğlu civarında bulabilirsiniz. Cihangir Savoy Pastanesi, Beyoğlu İnci Pastanesi, Kadıköy Baylan Pastanesi, Beyoğlu Saray Muhallebicisi bu pastanelerden sadece birkaçı.
Eski İstanbul eğlenceleri...
Çocuklarını Lunapark’a götürüp kendileri eğlenenler, okul kırıp bol kahkahalı gün geçirenler, araba kullanmayı ilk olarak çarpışan arabada deneyenler... Anılarınız hakkında yanılıyor olma payım ne kadarbüyük sizce? Anılarda kalan birçok şey gibi lunapark eğlenceleri de ilerleyen ve değişen zamanla nostaljik aktiviteler içerisindeyerini alıyor. Vatan Caddesi’nde bulunan lunapark Migros olurken, Küçük Çiftlik Parkı’ndaki lunapark konser alanı oluyor. Ve daha niceleri kapanırken, eskilerin masum balerinlerinin, dönme dolaplarının, atlıkarıncalarının yerini adrenalin trenlerinin bulunduğu eğlence merkezleri alıyor.
Eski İstanbul eğlenceleri...
HENÜZ PLAJLAR OTOPARK OLMAMIŞKEN
Avcılar’da yazlıkçıların bulunduğu, hatta semtin şehir dışı sayıldığı zamanlarda İstanbul’un hemen hemen her yerinde denize giriliyordu. Birçok kişi hayatında havuz görmeye ihtiyaç duymamış, sıcaktan bunaldığı vakit, plaj çantasını aldığı gibi evinin en yakınındaki plajın yolunu tutuyor, denizinde serinleyebiliyordu. Zamanla kirlenerek mikrop yuvasına dönen İstanbul denizine alternatif, havuz kültürü yaygınlaşmaya başladığında, birçok plaj otopark ve doldurma alan olmuştu bile. İlk zamanlarda sorun gibi görünmüyordu ancak, denizi olan muhteşem bir şehirde yaşarken havuz kültürüne sahip olmak insanların kafasında büyük soru işareti olmaya başlamıştı. Ne yazıktı ki dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yaşıyor ancak nimetlerinden faydalanamıyorduk. İstanbul’da plaja gidiyor olmak uzun yıllar boyunca mazide kalsa da, iş işten tamamen geçmeden kıymetini anladığımız ve bilinçlendiğimiz son yıllarda temizleme çalışmalarına gidilirken, şehir merkezine yakın olan birçok deniz, plajıyla birlikte tekrar faaliyete girdi.
Eski İstanbul eğlenceleri...
VERESİYE ALIŞVERİŞLER
Annenizin evde yağın bitmiş olduğunu fark etmesiyle, “Haydi bir koşuda al da gel”, hatta bazen cüzdanında kalmayan parasını fark etmesiyle, “Verisiye al, akşam baban geldiğinde vereceğimizi söyle” gibi cümleleri birçok kez duymuş olabilirsiniz. Bakkal amca, çocuk yaşınızda size, imzasız kefilsiz bakkalını teslim ediyor, bakkal defterine de notunu mutlaka alıyordu. O dönemlerde kredi kartı yoktu, ancak söze itimat çoktu. Şimdi ise arabamıza atlayıp, alışveriş merkezlerindeki uçsuz bucaksız marketlerden alış veriş yapıyor, kasaya geldiğimizde ise cüzdanımızdaki sayısız kredi kartlarımızdan birini seçiyor, kasiyerin uzattığı aletten kimseye göstermeden şifremizi girip işlemimizi tamamlıyoruz.
Eski İstanbul eğlenceleri...
Başka mı?
Mısır Çarşısı çıkışındaki Kurukahveci Mehmet Efendi’den kahve alınır, özellikle kış aylarında Vefa’daki Vefa Bozacısı’na gidip bol leblebili boza içilirdi. Badem ve fıstık ezmesi Bebek Badem Ezmesi’nden, Beşiktaş Pando Kaymakçısı’ndan da kaymak alınırdı. Evdeki minikler için Eminönünde’ki Ali Muhiddin Hacı Bekir’in rengarenk şekerlerinden, yurtdışında lokumlarımızın Turkish Delight olarak anılmasına vesile olan lokumlarından mutlaka alınırdı.
Peki nerelerde, nasıl eğlenirdi İstanbul'lular?