Milano'dan karantina günlerinde hayat
TINE & LUISE / INFLUENCER, TL 180 MARKASININ KURUCULARI
İtalya karantinaya gireli bir aydan fazla oldu. Çeşitli duyguları deneyimledik. Başlangıçta güzel bir tatil gibi görünüyordu. Sonra temizlenmemiz için bir fırsat; bizim, doğanın, dünyanın... Ardından madalyonun diğer yüzünü görmeye başladık; ölen insanlar, işlerini kaybedenler, yoksulluk. Bu yüzden zorunlu tatil bir lüks değil, trajedi haline geldi. Biz de kendimizce Covid-19 araştırmasına destek olmaya karar verdik. % 100 Bağış Projesi adlı bir proje yarattık.
Yakında sosyal medyamızda açıklayacağız. Bu süreçte öncelikle insanların her şeye kolayca adapte olabildiğini gördük. Bunda o kadar iyiyiz ki, biraz korkutucu... Ama her şeyden önemlisi, öğrendiğimiz bu davranış şekli bizim kurtuluşumuz olacak. Bazen bu salgını kapitalizmin, doğanın intikamı karşısında yenilişi olarak görüyoruz ama o zaman da kapitalizmin küllerinden daha güçlü doğacak bir canavar olduğunu fark ediyoruz. Kalbimiz kendilerini yeniden inşa etmek zorunda olanlarla, ailelerinin ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını bilmeyenlerle.
Hepimiz yaşam stilimizi yeniden düşünüp, nasıl hayatta kalacağımızı bulmalıyız. Bu süreç bizim açımızdan en çok inandığımız değerleri pekiştiriyor; işçilik ve kalitenin önemi. Tipik sezonluk veya hızlı moda kavramını her zaman reddettiğimiz için zamansızlık bizim için önemli. İzolasyonda daha fazla zamanımız olmasının yanında, kısıtlı eşya sayesinde yaratıcılığımız da çok gelişti. Yapmak istediklerimizi gerçekleştirmek için yeni yollar buluyoruz. Her şeye farklı bakmaya başladık. Bugünlerde kendimizi çok üretken hissediyoruz. Yeni fikirler üzerinde çalışıyoruz, aynı zamanda arşivimizi de oluşturmaya başladık. Çünkü bizim moda görüşümüze göre bir şey güzelse, her zaman güzeldir. Arşivimiz sayesinde onları çeşitli koleksiyonlarla yeniden yorumlamak istiyoruz.
Bazı günler daha tembel olabiliyoruz, bunu da kabul ediyoruz çünkü en güzel fikirler bazen boş otururken gelir. Ayrıca evde yaptıklarımızla çok eğleniyoruz; çekimler, çizimler, yemekler, kolajlar... Bizimki gibi küçük ve yaratıcı işler için kristalleşmemek, sürekli hareket halinde kalmak önemli. Ruh sağlığımızı korumak için her gün spor yapıyoruz.
Evde sıkışmış olsanız da hareket etmenin mutluluğu, dinç görünüm hayata bağlılığınızı sürdürüyor, hem de daha iyi konsantre olmanızı sağlıyor. Ben Class by Taryn Toomey programı ile her gün egzersiz yapıyorum, Luisa da Ballet Beautiful ile bale yapıyor. Mental olarak kötü hissettiğimizde kitap okumak, film izlemek veya çizmek iyi geliyor. İkimiz de terasımızda vakit geçirmeyi seviyoruz. Bizi en çok rahatlatan ise yemek yapmak. Paranoyaların arasında kaybolmamızı engelliyor.
Biz İtalyanlar yemek yapmayı iyi biliyoruz. Sipariş vermekten çok daha eğlenceli. Bu süreçle birlikte, kültürümüzü canlı tutmanın artık her zamankinden daha önemli olduğuna inanıyoruz. Sanat ve zanaat markamızın evreninin altında yatan temel değerler. Aynı zamanda, anlamlı bir amaçla bir araya gelmenin önemine inanıyoruz ve bu yüzden günlük ilhamlarımızı paylaşmaya çalışıyoruz çünkü hayal gücü bu zamanda mümkün olan tek yolculuk. Her şey normale döndüğünde ilk olarak deniz kenarında piknik yapmayı planlıyoruz.
Karantina favorileri
Müzik: Spotify'daki playlist'imiz.
Film: Le Cinema Club platformundaki tüm filmler.
Kitap: Molloy - Samuel Beckett, Madame Bovary - Flaubert
Instagram hesabı: @tl180
Web adresi: www.tl-180.com
Kişi: Antonine P zzi, Luisa Orsini
Dizi: Ozark
Aktivite: Ballet Beautiful, Class by Taryn Toomey ve Il Cucchiaio d'Argento kitabındaki tariflerle yemek pişirmek.
Milano'dan karantina günlerinde hayat
SELİN BURSALIOĞLU / MODA EDİTÖRÜ
Herkes için zor bir dönem. İnsan yapımı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Tamamen doğanın yarattığı ve yaptığımız hatalar üzerine pandemiye dönüşen bir virüs. Doğaya saygı duymalıyız ve süreç bunu bize öğretecek. Tüm bu yaşadıklarımız bana pozitif kalmayı, daha çok önem vermeyi, sevdiklerimizle olabildiğince zaman geçirmemiz gerektiğiniz öğretti. Bu zamanı olabildiğince iyi değerlendirmemiz gerektiğinin farkına vardım.
Sabahları erken kalkıyordum, hâlâ buna devam ediyorum. Güne egzersiz ve yoga yaparak başlıyorum. Geri kalanını da günüme göre planlamaya çalışıyorum. Önceden olduğum insanla aynıyım. Sadece bahçemde, hiçbir şey yapmamanın keyfini çıkarıyorum. Bu daha önce yaptığım bir şey değildi. Eski dergileri okuyorum, röportajları inceliyorum yaratıcılığımı canlı tutmak için. Yaratıcılığın daha çok seyahatlerle, sergilerle, insanlarla bir araya gelerek beslendiğini düşünüyorum.
Gerçekten seyahat etmeyi, arkadaşlarla bir araya gelmeyi ve işe gitmeyi özledim. Bu süreçte kızımla daha çok vakit geçirdiğim için birçok çocuk oyunu öğrendim. Kızıma sarılmak, onu öpücüklere boğmak modumu yükseltiyor. Daha önce dışarı çıkıp koşardım rahatlamak için. Bu dönemde yogaya başladım ve bayıldım. Her şey normale döndüğünde ilk olarak en sevdiğim restorana gideceğim. Uzun bir yürüyüş yapacağım.
Tüm ailemi ve arkadaşlarımı görmeye gideceğim. İstanbul'u ve Los Angeles'ı da çok özledim. Bu zor süreci sakin bir şekilde atlatmaya çalışalım. Kendimizi ve başkalarını koruyalım. Umarım bu durumdan ders alırız ve bir daha başımıza gelmez.
Karantina favorileri
Müzik: Bahçemde playlist'imi dinliyorum.
Film: Lost in Translation
Kitap: Orhan Pamuk - İstanbul
Kişi: Kızım
Dizi: Euphoria, Woody Allen'ın Crisis in Six Scenes'i, The Kominsky Method
Aktivite: Yoga ve evde egzersiz.
Milano'dan karantina günlerinde hayat
ILDO DAMIANO / MODA YAZARI, STYLIST
Bence bu kriz, tamamen yarattığımız kirlilik, doğaya olan saygısızlığımız ve saldırılarımızın karşılığı olarak ortaya çıktı. Aynı zamanda sistemin ve insanlığın kırılganlığını anlamamız için bir şans oldu. Benzer duygu selini farklı şekillerde deneyimliyoruz. Ben Milano'da tek başımayım. Vücudumu ve zihnimi dinlemenin önemini ve tutkularımı tekrar keşfetmenin değerini fark ettim.
Uzun süredir freelance çalışıyorum. O yüzden evde kalmak benim için anormal bir durum olmadı. İlk tepkim alışkanlıklarıma ayırdığım zamanı genişletmek oldu ve tüm detaylara dikkat etmeye başladım. Mesela kahvaltı ve öğle yemeği için masayı çiçeklerle ve sevdiğim servis takımlarıyla süsledim. Bir rutinim var; erken kalkıyorum, sporumu yapıyorum ve apartmanımdaki merdivenleri birkaç defa inip çıkıyorum. Kahvaltıdan sonra işlerime başlıyorum; yeni bir makale yazıyorum veya proje üzerine çalışıyorum. Evdeki çizimlerim, objelerim bana ilham veriyor. Eğer hava güneşliyse, güneş alabileceğim bir yere gidip müzik dinliyorum. Sonra da arkadaşlarımla ve ailemle görüntülü konuşuyorum. İzolasyon, zamanında aldığım ama uzun süre bakmadığım sanat kitaplarımı tekrar incelememi sağladı. Bir yandan da suluboya yapmaya başladım.
Evimin her yerini seviyorum. Günün farklı anlarında değişik odalarda oluyorum. Salondaki masada çalışıyorum, koltukta kitap okuyorum ve yatak odasında meditasyon yapıyorum. Tek başıma yaşıyorum. Geçmişte de tek başıma birçok seyahate gittim, yalnızlığı seviyorum ama özgürlüğümü özlüyorum. Evde yaşamın artısı kendinle baş başa kalmak ve düşünmek. Arkadaşlarıma sarılamıyor olmam ise en büyük dezavantajı. Benim gibi lifestyle ve seyahat yazarları için çalışma şekli çok farklıdır. Dışarı çıkıp insanlarla tanışmam mümkün olmadığı için iş arkadaşlarımla telefonda görüşüp, yeni projeler yaratmaya çalışıyoruz. Yeni projeler ve fikirler düşünüyorum çünkü gazetelerin ancak ilginç konularla ayakta kalacağına inanıyorum. Yoksa gelecek dijitalleşme...
Salgın sorunu çözüldükten sonra dünya değişmiş olacak. Daha fakirleşmiş ve daha dijitalleşmiş olacağız. Ama kesinlikle çok enerjimiz olacak. Moralim bozulduğunda bana en iyi gelen şey balkonumda çiçek yetiştirmek ve dairemi onlarla süslemek oldu. Bu arada ben İtalyan'ım ve en büyük avantajımız; yemek yaparken kendimizi yeniden keşfederiz. Her şey normale döndüğünde ilk olarak sevdiklerimi öpeceğim ve denizi görmeye gideceğim. Bu kritik dönemi gerçek değerleri tekrar anlamak için bir başlangıç noktası olarak görmeliyiz.
Milano'dan karantina günlerinde hayat
ALAN GELATI / FOTOĞRAFÇI
Komplo teorilerine hiçbir zaman inanmadım. Koronavirüsün sebebi tamamen istemli ve istemsiz yapılan insan hatası. Yoğun tüketim ve vahşi türlerin doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi. Bu süreçte insan hayatının kırılganlığını fark ettim ve içgözlem yapabildim. Çevremde bana iyi gelmeyenlerden kendimi izole ettim ve daha önce keşfetmek için zaman bulamadığım, bana iyi gelecek kişileri fark ettim. Durup, kendime daha çok zaman ayırmaya karar verdim.
Geçmiş profesyonel hayatım ve tuttuğum arşiv bana, o zaman sanatsal değeri olan kendimi gösterdi. Sadece gelecekteki işe, gelecekteki projeye odaklanan kendimi... Bu durum beni, arşivimi düzenlemem ve yeni sergime fikirler yaratmam için teşvik etti. Arşivime bakarken kendimi, "Bunu gerçekten sen mi çektin?" diye sorarken buldum. İşimden dolayı serbestim, ister evde kalırım, ister dışarı çıkarım. Evde kalma sürecinin artısı ise kuru temizleme masrafının azalması oldu.
Halen üzerinde çalıştığım projelerim var. Ertelenen bir projeyi açıkçası kaybedilmiş bir iş olarak görüyorum. Gelecek yeni şeyler için kafamızı çalıştırmalı ve kendimize yeni fırsatlar yaratmalıyız. Bu bir sergi, strateji veya moodboard olabilir. Pandemi sona erdiğinde dünya ekonomisinin yavaşlayacağı kesin. Doğal bir seleksiyon olacak ve yeni normale uygun proje ve sektörlere odaklanılacak. Ama bu zaten olmaya başlayan bir durumdu. Ben pozitifim.
Bir yıl içerisinde her şeyin düzeleceğine inanıyorum. Her zaman olumlu ve kaderci biriydim. Geçenlerde, yaklaşan güzel bir şeyin ertelenmesi üzerine sinirlendim. Fakat sonra çevremdeki kişilerin karşı karşıya kaldığı kişisel ve finansal durumlara baktığımda, kendi sorunlarımın çok da ciddi olmadığını gördüm. Her şey normale döndüğünde ilk olarak fotoğraf makineme geri dönmeyi planlıyorum.
Karantina favorileri
Müzik: Duran Duran
Film: Gomorra
Kitap: Fautographie – Clement Charoux
Instagram hesabı: @alangelati
Web adresi: www.alangelati.com
Aktivite: Fotoğraf
Milano'dan karantina günlerinde hayat
AYTEKİN YALÇIN / FOTOĞRAFÇI
Salgının yeni, teknolojik bir devrin başlangıcı, 5G ile tanışmanın ilk adımları olduğunu düşünüyorum. Fakat bu virüsten alacağımız birçok dersin olduğunu da biliyorum. Birbirimize ve doğaya biraz daha saygılı, şiddetten uzak, teşekkür etmeyi bilen, hak yemeyen bireylere dönüşebiliriz. Birbirimizi daha iyi dinleyeceğimizi, konuşurken gözlerimize daha dikkatli bakacağımızı düşünüyorum. Alışkanlık edindiğimiz bir sürü insancıl olmayan durum vardı, bunlardan vazgeçmek için de bir fırsat. Tüm bu yaşadıklarımız sabır ve sükuneti öğretti bana.
Ne kadar küçük dertlerimin olduğunu fark ettim ve onlardan arındım, bazı şeylere gerektiğinden daha az değer verdiğimi hissettim. Bunlar üzerine düşünmeye başladım. Freelance çalışan biri olduğum için çok büyük farklar olmadı ev yaşantımda. Her zamanki saatimde kalkıp, kahvaltımı yapıp, iş başına oturuyorum. Sadece bu travmatik durumu hayatıma adapte etmeye çalışıp, pozitife çevirmeyi deneyimliyorum. Sistemin üzerimizde kurduğu "üretmelisin" baskısına karşı koyup, bazen hiçbir şey yapmadan da durabilmem beni şaşırtıyor. İzolasyon süreci, ileride gerçekleştirmek istediğim projeler hakkında daha fazla düşünmeme, eski işlerimi tekrar inceleyip, eksiklerimi fark etmeme vesile oldu.
Maalesef Mart ve Nisan ayında gerçekleşmesi beklenen tüm işlerim iptal oldu. Fakat çalışmaya devam ettiğim kendi projelerim mevcut. Evde büyük bir pencerem var, büyük de bir masam. Bitkilerim, dergilerim, kameralarım, okaliptüs kokusu... Her şey elimin altında. Ancak çok sık modum değişiyor maalesef, düşeceğini hissettiğim anda muhabbeti hoşuma giden yakın arkadaşlarımı arayıp, onlarla uzun sohbetlere dalıyorum, üzerine biraz meditasyon, müzik, yemek, fotoğraf falan derken, yine kendimi başka şeylerin içinde buluyorum.
Salgın İtalya'ya girip yayılmaya başladıktan sonra balkonumdan fotoğrafçılığın gücüne inanarak yeni bir seriye başladım. Beni takip eden insanların durumun ciddiyetini anlamalarına yardımcı olmak, durumu küçümsememelerini sağlamak istedim. İtalya çok ciddi bir süreçten geçiyor ve bu duruma balkonumdan tanıklık ediyorum.
Çektiğim fotoğraflar büyük ilgi gördü, dünyanın birçok yerinden röportaj soruları gelmeye başladı. Bunları cevaplarken yazmayı özlediğimi fark ettim. Şu an küçük bir hikaye yazıyorum ve bana çok iyi geliyor. Şimdilik sadece yarın için plan yapabiliyorum. Aileme, sevdiklerime sarılmak için sabırsızlanıyorum.