Muhteşem gelişme: lazer teknolojisi

Şah Yaycı/ŞamdanPlus

Estetik sektöründeki en pahalı yatırımların olduğu alan ışık teknolojileri yani çoğumuzun lazer teknolojileri diye bildiği alan. Işık teknolojileri yani lazer teknolojileri birçok alanda kullanıldığı gibi estetik sektöründe anti-aging, wellaging, rejuvenation gibi akımların gerçekleşmesindeki en etkin teknolojiler. Dünyadaki gelişen trend de operasyon öncesinde ve sonrasında laser tedavilerinin uygulanması. Cilt dokusu güçleneceğinden operasyonun başarısını da olumlu anlamda artırıyor. Bütün medikal estetik uygulamaları cerrahiyle birbirini tamamlıyor.

 “Nasılsa bir gün bıçak altına yatarım ve biter, hiç ugraşmama gerek yok” felsefesi son derece yanlış. Gerek plasma enjeksiyonları, mesoliftler, dolgular, gerekse laser tedavileri cilt dokusunun güçlenmesi, hacminin artması, elastikiyet kaybına direnmesi ve cildin sıkılaşması için olmazsa olmazlardan.

UYGULAMA ALANLARI SÜREKLİ GENİŞLİYOR

Dünyada lazer sistemlerinin teknolojisi ilerledikçe uygulama alanları da genişliyor. Daha hızlı, daha güçlü, hedef dokuyu daha iyi ayırt edebilen, nüfuz ettiği derinliğin tam anlamıyla kontrol edilebildiği akıllı lazer sistemleri, hem hekimlerin, hem de hastaların ihtiyacı olanı, güvenli bir şekilde sağlıyor. Bu alanda Paris’ te gerçekleştirilen en son kongrede, hem dünyaca tanınmış lazer üreticileri en son sistemlerini sergiledi, hem de hekimler bu yeni sistemlerle olan deneyimlerini meslektaşlarıyla paylaştı. Buradan yola çıkarak neştersiz güzellikte en yeni lazer uygulamalarını Türkiye’de bu uygulamalara öncülük etmiş ve yurtdışında Türk hekimlerini başarıyla temsil eden Dr. Ali Kerim Diler’den özet bilgiler aldım sizler için...

EN YENİ LAZER SİSTEMLERİ VE UYGULAMA ALANLARI

Amerika’da yükselen değer olarak karşımıza çıkan fraksiyonel lazer, artık tüm dünyada tercih edilen bir yöntem oldu. Klasik lazerlerden en önemli farkı ise yüzde yara oluşturmaması ve iyileşme süresini kısaltması. Eskiden karbondioksit veya erbium lazer yöntemleri ile cilt tamamen yakılıyordu. İşlemin ardından bir, hatta iki ay boyunca toplumdan uzak kalmak gerekiyordu. Ama sonrasında pırıl pırıl bir cilt ortaya çıkardı.

İyileşme süresinin bu kadar uzun sürmesinin nedeni ise lazer ışınının cilde bir bütün ışık huzmesi halinde düşmesiydi. Bugün ise karbondioksit ve erbium lazerler, fraksiyonel, yani bölünmüş hale getirildi. Artık bu lazer ışınları cilde sanki süzgeçten geçmiş gibi çok daha ince huzmeler halinde veriliyor. Bu gelişme sayesinde, işlemin yapıldığı gün ciltte hafif pembemsi bir görüntü veya kızarıklık oluşsa da hasta ertesi gün hiçbir sorun yaşamadan iş hayatına devam edebiliyor.

CİLT YENİLEMEDE KULLANILAN TEKNOLOJİLER

Cilt yenilemede bundan 10 yıl öncesine kadar kullanılan yöntemler hep cildi soyarak yeni cilt oluşumuna zemin hazırlamak esasına dayanıyordu. Bu amaçla cildi zımparalama, kimyasallarla soyma gibi yöntemler kullanılıyordu. Tabii ki lazerler de yalnızca soyucu özellikler taşıyordu. ‘Karbondioksit’ lazerleri ve ‘Erbium’ lazerler bunlara örnekti. Bu sistemler halen mevcut. Ancak bu alanda en büyük yenilik, ‘soymadan cilt yenileyen’ lazer sistemleri. Bu sistemlere genel anlamda ‘Fraksiyonel lazerler’ adı veriliyor.