Mutluluğun sırrını açıkladılar
Şamdan / Röportaj: Gülru İnci
“AŞK; NEFESİNİN KESİLMESİ, NABZININ YÜKSELMESİDİR”
“AŞK; ŞUURSUZLUĞA NEDEN OLACAK BİR MUTLULUKTUR”
İnsanoğlunun biricik yaşam kaynağıdır aşk. Hiçbir sınır ve kural tanımaksızın varlığını sürdürebilen en ender duygudur belki de. Mutlu aşk var mı tartışılır belki ama aşkta mutluluğu yakalayan çok çift var. İşte bunlardan biri de TURYİD Başkanı Kaya Demirer ve eşi Sofa Hotel Nişantaşı Satış Müdürü İrem Demirer... İrem ve Kaya Demirer çifinin evlilikleri henüz ilk yıllarında olabilir ama görünen o ki birbirlerine attıkları aşk dolu bakışlar ve tıpkı liseli aşıkları andıran o sıcacık ve naif gülümsemeler bu aşkın daha çok uzun yıllar süreceğinin bir göstergesi. 2009 yılının eylül ayında bir ömür boyunca hayatlarını birleştirme kararı alan Kaya-İrem Demirer çifti, Sofa Hotel Nişantaşı’nda objektifimizin karşısına geçti. Aşk kokan fotoğraf kareleri aracılığıyla hem mutluluklarına bir kez daha şahit olduk, hem de tanıştıkları andan bugüne kadar yaşadıkları mutluluğu, birbirlerine duydukları aşkı, evliliği ve gelecek planlarını dinledik.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
Birbirinizi gördüğünüz ilk güne dönelim mi, ilk ne zaman, nerede tanıştınız?
İREM DEMİRER: Yıl 2007, aralık ayının son günleriydi, Beymen Brasserie’de tanıştık.
KAYA DEMİRER: İlk defa görmüştüm İrem’i ve derhal bir yolunu bulup ortak arkadaşların da desteğiyle yanına oturuverdim, bütün gece sohbet ederek geçti. Benim açımdan ilk gece için deyim yerindeyse görev tamamlanmıştı.
İ.D: Onun açısından öyle olabilir.
Birbirinizi gördüğünüz ilk güne dönelim mi, ilk ne zaman, nerede tanıştınız?
İREM DEMİRER: Yıl 2007, aralık ayının son günleriydi, Beymen Brasserie’de tanıştık.
KAYA DEMİRER: İlk defa görmüştüm İrem’i ve derhal bir yolunu bulup ortak arkadaşların da desteğiyle yanına oturuverdim, bütün gece sohbet ederek geçti. Benim açımdan ilk gece için deyim yerindeyse görev tamamlanmıştı.
İ.D: Onun açısından öyle olabilir ama o kadar da kolay değil tabii! Sonradan biraz naza çekme durumlarım oldu. İlk karşılaştığımızda zaten ortak tanıdığımız arkadaşlarımızla oradaydı, o yüzden tanışma bölümünü gerekli kişiler araya girerek rahatça hallettik. Bir de tam yılbaşı öncesi çok keyifli zamanlardı, herkesin içi kıpır kıpırdı tabii, çok güzel bir zamana da denk geldi bu tanışma.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
Tanışma sonrasında en yakın dostunuza bu konuyla ilgili neler söylediniz?
K.D: Eski müdürü Ayşem’e (Saraçoğlu) “Benim iş için çalış mutlaka” dediğimi hatırlıyorum. O da eksik olmasın, üzerine düşen bu azıcık işi fazlasıyla yerine getirmeye çalıştı.
İ.D: Benim çok yakın üç, dört dostum var. Hepsine kendimi çok iyi hissettiren bir adamla tanıştığımı ve çok heyecanlandığımı söyledim. Bu arada Kaya’nın dediği de çok doğru. Ayşem’in katkılarını ve arabuluculuğunu hiç göz ardı edemem.
İlk görüşte aşk mıydı peki yaşadığınız ya da ilk anda bu beraberliğin evliliğe kadar gideceğini düşündünüz mü?
İ.D: Evliliğe gider diye değil belki ama çok güzel, bana huzur veren, çok seveceğim ve sevileceğim bir ilişki yaşayacağımı hissettim. Bana göre bir insanla ilk karşılaşma sonrasında ilk bir, iki saat içerisinde zaten genel hatlarıyla o kişinin nasıl bir insan olduğunu, karakterinin temel özelliklerini anlayabiliyorsunuz. Üç sene geçti, Kaya ilk tanıştığımızda bana hissettirdiği dürüstlüğü, olgunluğu ve iyi kalpliliği ile ilgili beni hiç yanıltmadı.
K.D: Hayır, düşünmedim, hiçbir zaman da düşüneceğimi sanmıyordum, daha evvel başından bir evlilik geçmiş, 10 yaşına gelmiş bir kızı olan, bu konularda ununu elemiş, eleğini asmış bir Kaya olduğumu düşünüyordum, büyük konuşmamak gerektiğini zaman içerisinde öğrendim bir kez daha.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
Sevgililer için ilk kez yaşananlar önemlidir ya, siz ilk kez kutladığınız Sevgililer Günü’nde neler yaptınız?
K.D: Bence bu soruyu İrem cevaplamalı.
İ.D: Çok güzel bir hikaye bu. Galiba Sevgililer Günü’nden bir gün önceydi. Kaya bana program yaptığını, iş çıkışı beni alacağını söyledi. Arabaya bindik, hiçbir fikrim yoktu nereye gittiğimize dair. Havaalanına geldik, benim kalbim iyice çarpmaya başladı. Yanımda hiç eşya yok, bavulum yok, nereye gidiyoruz, bilmiyoruz. Sonra bagajdan iki bavul çıktı. Uçağa adım atana kadar etrafımızdaki herkesle anlaşma yapıp nereye gittiğimizi saklamayı başardı. En son uçakta Atina’ya gittiğimizi öğrendim. Otele gittiğimizde bavulu açmak ayrı bir şok oldu, hiçbir eksik yoktu, sevdiğim ayakkabıdan en sevdiğim küpelerime kadar her şey vardı. Meğer çok yakın bir arkadaşımı da ayarlayıp beraber bavulu hazırlamışlar benden gizli gizli... Çok keyifli bir Sevgililer Günü oldu.
K.D: Teşekkürler Özge, bir kez daha... Özel günler itiraf etsek de etmesek de hepimiz için önemlidir, çünkü aşk, sevgi ve tüm güzel duygular bulduğu her fırsatta hatırlanmak ister.
Siz özel günlere düşkün müsünüz, önceden program yapar mısınız?
K.D: Olabildiğince evet, özellikle değer verdiğim, sevdiğim insanın özel günü için hazırlanmak bana ayrı bir keyif veriyor. Belki de bana verdiği özel keyif için bu programlara ayrı bir özen gösteririm.
İ.D: Evet, ben de düşkünüm. İnsanın sevdiği insanı mutlu etmesi, özen göstermesi, çaba harcaması çok güzel bence. Bu tip günlerde bu özeni hem görmek, hem göstermek isterim.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
Yakın bir gelecekte aileye minik bir bebek katılacak mı? Çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?
K.D: Gelecekte evet... Yakın ya da orta gelecek diyebilirim ama çok da geç kalmak istemem, dedelik değil babalık yapmak isterim çocuğuma.
İ.D: Düşünüyoruz tabii ama hiç acelemiz de yok. Çocuğum olmasını çok isterim tabii ama bir yandan da çok büyük bir sorumluluk, hayatınızı tamamen değiştirmeniz gerek. Her şeyimizle buna hazır olduğumuzda çocuğumuz da olacak inşallah.
Yakın çevrenizde rastladığınız boşanma ya da ayrılık haberleri ilişkiye, aşka ya da hayata karşı inancınızı sorgulamanıza neden olur mu?
İ.D: Moralimi bozmuyor desem yalan olur açıkçası. Bakıyorum da annelerimizin zamanına, sanki ilişkiler elde edilmesi daha zor, dolayısıyla daha değerliymiş gibi geliyor, yani belki de bu zamanlar daha sağlıklı, kadın, erkek herkes daha bilinçli, daha güçlü. Bu nedenle toleranslar çok daha düşükken seçenekler çok daha fazla ama bir yandan da dengeler şaşıyor, kafalar karışıyor. İnsan çevresindeki mutsuzlukları gördükçe sevdiğine daha çok sarılıyor bence ama bir yandan da içinde hep bir korku oluyor, her an her şey değişebilir diye.
K.D:Benim açımdan böyle bir etkilenme söz konusu değil.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
Kıskanç mısınız, kıskançlık ilişkinizde sorun çıkarır mı?
İ.D: Gururla söylüyorum, evet, kıskancım ama saygısızlık boyutuna gelecek kadar değil. O yüzden de çok sorun yaşadığımızı söyleyemem. Sevgiden, düşkünlükten olan kıskançlıklar sorun çıkarmaz bence.
K.D: Evet, kıskancım ama asıl gerektiği zaman su yüzüne çıkarmak ya da lüzumsuz çıkışlar yapmamak konusunda yeteri kadar kuvvetliyim şükürler olsun. Lüzumsuz çıkışlar bence kesin sorun yaratır, özellikle alışkanlık haline gelirse...
Kıskançlık ilişkinin tuzu-biberi midir, aşkı besler mi yoksa aşkı zedeler mi?
İ.D: Saygısızlığa ve bencilliğe girmediği sürece ilişkiyi zedeleyeceğine inanmıyorum. Ayrıca ben şimdi çok moda olan her çiftin kendi alanı olmalı, birlikte hayatları dışında kendilerine ait, özel hayatları da olmalı düşüncesine katılmıyorum. Birbirini gerçekten seven ve birbirine huzur veren çiftlerin böyle bir ihtiyacı olmayacağını düşünüyorum.
K.D: Vallahi bu söze başka ne denir ki? (gülüyor) O zaman beraber yapmaktan keyif aldığınız ya da birinizin yokluğunda yapmak istemeyeceğiniz birçok şey olmalı.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
En çok hangi konularda fikir ayrılıkları yaşarsınız?
İ.D: Bence biz bir sürü konuda fikir ayrılığı yaşıyoruz ama bunların hepsi çok yüzeysel gündelik konular. Ben Boğa, Kaya ise Oğlak burcu, yani inatlaşmak kaçınılmaz özetle. (gülüyor) Yine de ciddi hayatımızı etkileyecek hiçbir konuda fikir ayrılığı yaşadığımızı düşünmüyorum.
K.D: Fikir ayrılığı yaşadığımız konusunda aynı fikirdeyim ama önemli olan birbirinin fikrine de saygı duyabilmek, karşındakini yeterli derecede dinleyebilmek.
Eşinizin arkadaşlarıyla beraber zaman geçirmesi sizi rahatsız eder mi, yoksa kendine zaman ayırmasının özgüveni ve mutluluğu açısından önemli olduğunu mu düşünürsünüz?
İ.D: Ben eşimin keyif aldığı şeylerden onu mahrum etmek istemem. Tabii beni rencide edecek ya da huzursuz edecek boyutta olmadığı sürece. Gördüğünüz gibi kıskançlık devreye girdi hemen. (gülüyor)
K.D: Ölçülü olduğu sürece itirazım olmaz, her zaman maraton koşucusu olmak daha sağlıklı diye düşünüyorum, hızlı koşarsanız çabuk yorulmaz mısınız ama verdiğim kadar mesafeyi de isterim bu arada.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
Uzmanlar sağlıklı bir evliliğin iki kişiye bir dünya değil, iki dünyaya bir ev olduğunu söyler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İ.D: Bilemedim doğrusu. Evlilik gibi ömür boyu süreceğine inandığınız bir kararı alabilmek için zaten yaşamayı hayal ettiğiniz hayatın, dünyanın aynı olması gerekmez mi? Aynı dünya içinde birlikte yaşamak, öğrenmek, paylaşmak değil mi amaç? O zaman iki kişiye bir dünya düşüncesine daha yakın oluyorum ben.
Beraberliğinizin bir kader olduğunu düşünüyor musunuz yoksa insan kendi kaderini ve geleceğini kendi mi yaratır?
K.D: Bizim örneğimizde bence biz kendi kaderimizi ve geleceğimizi kendimiz yarattık, sonra da tayin ettik diye düşünüyorum.
İ.D: Hayatın yüzde 80’inin kader, kalan yüzde 20’sinin de kendi yarattıklarımız olduğunu düşünüyorum. Bir araya gelmemizin ilk ve en önemli adımı yani 2007 yılının aralık ayında, ikimizin de aynı yerde olması ve karşılaşmamız kader ama ondan sonrasını biz yarattık.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
Hayattan en büyük beklentiniz ne?
K.D: Tatmin.
İ.D: Huzurlu ve güçlü olmak. Hayattan aldığım keyfi hiç kaybetmemek.
“Aşk beslenemiyorsa zamanla küçülür” derler, aşkınızı hep canlı tutmak için neler yaparsınız?
K.D: Aşkımızı her zaman besleriz, sürekli olarak yaratıcı olmak, emek harcamak suretiyle yaparız bunu.
İ.D: Bence de küçülür. Üşenmeden hep çaba ve özen göstermek gerek. Biz bunu birbirimize karşı yapıyoruz. Artık birbirimizi çok iyi tanıyoruz ve nelerden mutlu olduğumuzu biliyoruz. Büyük, küçük ara ara bunları birbirimize sunmak, sürprizler yapmak, birbirimize verdiğimiz değeri olabilecek her türlü yolla göstermek zaten aşkı beslemeye yeter. Biraz da iş hayatınızdan söz edelim.
Mutluluğun sırrını açıkladılar
TURYİD’in (Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği) yeni başkanı oldunuz, neler yapmayı hedefliyorsunuz?
K.D: Sektörü daha iyi anlatmak, iletişimi en üst seviyeye getirmek, daha fazla üretmek yoluyla derneğin bilinirliğini, saygınlığını arttırmak, derneğimizin gücünü arttırmak için üye sayısını çoğaltmak, diğer illere Anadolu’ya açılmak. Kriterlerimizi karşılayan, kayıt içinde olan tüm yeme ve içme işletmelerini bünyemize katmak, tüm üyelerimizin haklarını sonuna kadar savunmak. Tüm bunları yaparken tercihen asgaride kavga edip olabildiğince iyi diyaloglar ile sonuç almak.
Sofa Hotel Nişantaşı’ndaki çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
İ.D: Üç senedir The Sofa Hotel’deyim, şu anda satış müdürü olarak çalışıyorum, zaten İsviçre’de turizm ve otelcilik eğitimi aldım ve yaptığım işten çok keyif alıyorum. Genel olarak otelin tüm satışı ile ilgileniyorum.
Hedefleriniz neler?
İ.D: Çok uzun vadeli, çok spesifik hedefler koymuyorum kendime ama çalışmak, üretmek ve beni mutlu eden işi yapıyor olmak bana şu an için yetiyor. Daha uzun bir süre turizm ve otelcilik sektöründe kalacağımı düşünüyorum.