Palermo hakkında öğrenmek istedikleriniz

Şamdan

Akdeniz’in en büyük adası Sicilya’nın merkezi olan Palermo, tarihi çeşitliliğiyle öne çıkıyor. İslam kültürü ve mimarisinden izler de olan şehirde, görülecek çok yer var. Çok kültürlü mutfağıyla da dikkat çeken Palermo’dan güzel anılarla döneceğinizden şüphem yok!

Önce Palermo’nun bulunduğu Sicilya’dan kısaca söz etmek istiyorum. Sicilya, İtalya çizmesinin en ucundan, binlerce yıl önce büyük depremler sonucu koparak oluşan bir ada. Grekler, Fenikeliler, Kartacalılar ve Romalılar tarafından istila edilen Sicilya, Bizans idaresi altında düşüş dönemini yaşadıktan sonra Arap istilası altında zengin bir emirliğe dönüşerek parlak bir İslam kültürü merkezi olmuş.

Sonrasında Normanlardan Fransızlara, İspanyollardan İtalyanlara kadar birçok milletin egemenliğinde kalan Sicilya, 1948’den bu yana özerk bir statüde bölgesel bir parlamento tarafından idare ediliyor. Şimdi gelelim Palermo’ya... Sicilya’nın merkezi Palermo’dur. Bölgenin tarihi çeşitliligini bu şehirde bütün açıklığıyla görebilirsiniz. Bugün bölgesel parlamentoya ev sahipliği yapar.

Arap mimari tarzıyla karışan Norman stilinin öne çıktığı Norman Sarayı, çeşitli kültürlerin burada yaşandığının güzel bir göstergesidir. Harika freşkleriyle Capella Palatina, mimari bir saheser olan katedral, içinde olağanüstü bir Sicilya resim ve heykel koleksiyonu barındıran Abatellis Sarayı, Sicilyalıların çıplak heykellerinden dolayı utanç çeşmesi anlamına gelen Fontana Pretoria ise, Palermo’da farklı mimari tarzların izlenebildiği en seçkin örnekler. Palermo’da Barok stili öne çıkıyor. Bu dönemden günümüze birçok saray ve kilise gelmis. Corso Vittorio Emmanuele ile Via Maqueda caddelerinin kesistigi yerde bulunan Piazza dei Quattro, Canti Meydanı, Palermo’nun ve Barok mimarinin kalbi. Zamanla Barok’un yerini Neoklasik’e bıraktığı şehirde birçok bina bu değişime uyuyor. Mesela Gangi Sarayı, yapılan değişiklerle yeni akıma uyum sağlamış. Barok döneminden sadece, Luchino Visconti’nin 1963’te çevirdiği ‘Leopar’ filmiyle ölümsüzlesen ‘Aynalı Galeri’ kalmış.

İlk büyük tiyatro binası olan Politeama Garibaldi, Francis Ford Coppola’nın çevirdiği ‘II Padrino-Baba II’ filminin bazı sahnelerine dekor olarak kullanılan Massimo Tiyatrosu gibi Neoklasik mimarinin en güzel örneklerini oluşturuyor. Via della Liberta Caddesi boyunca çok güzel Art Nouveau villalar inşa edilmiş.

Roma Caddesi’yle liman arasında kalan dar sokaklar rengarenk, balık, deniz ürünleri, meyve, sebze, hamur işeri ve baharatların sergilendiği Palermo’nun en eski pazar yeri Vucciria’ya doğru gidiyor. Sicilya mutfağı muhteşem tat ve kokuların birleştiği Akdeniz, İtalyan ve Arap mutfaklarının bir karışımı.