Parayla saadet mümkün mü?
Cosmopolitan/Işık Cansu Canayak
Bazı tartışmalar eskimez. Para-mutluluk arasındaki ilişki de bunlardan biri. Sonuç mu: Para mutluluk getiriyor, evet. Ama sadece doğru harcandığında. Araştırmalar gösteriyor ki, ‘almak’ yerine ‘yapmak’ bizi mutluluğa götüren. Zaten kendisini iyi hisseden insan da parasını çok daha isabetli harcıyor. Soru: Para mı mutluluktan çıkar, mutluluk mu paradan? Cevabı düşündük...
Ayakkabı, çanta, etek, pek havalı bir gömlek. Fark etmez. Yeni bir şey alıyorum. Çok mu ihtiyacım var sanki? Hadi canım. Ama alıyorum yine de, gözlerim parlayarak. Kendimi bir şey sanıyorum. Sanki her şey yoluna girecek, sayesinde olmayan bir şeyi oldurabileceğim falan.
Parayla saadet mümkün mü?
Evet, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sanki. Yarım saat kadar sürüyor bu heyecan. Açıklaması zor. Eve geliyorum. İvme tersine dönüyor. Onu dolaptaki diğer arkadaşlarının yanına koyup kapağı kapadığımda her şey normalleşmeye başlıyor. Süper güçlerini kaybediyor. Hatta bir süre sonra onu aldığımı unutabiliyorum. Bu eylemimle mutlu ettiğim aslında ben miyim yoksa mağaza sahipleri mi? Peki, yaşadığım o yarım saatlik geçici adrenalin halinin adı “mutluluk” olabilir mi? Eğer mutluluksa, bu kadar uçucu olmaya hakkı var mı? Mutlu olmanın kıstası para mı? O halde evimizde temizliğe yardım eden teyze neden senden, benden, bizden daha mutlu? Neden tüm Hollywood yıldızlarından daha neşeli? Para, elbette gerekli. Onun sayesinde sağlıyla ilgilenebilme, tatile çıkabilme, konfor arayabilme lüksüne sahip olmak güzel. Ama en çok parası olan kişi kesinlikle en mutlu olan değil. Öyle olsaydı, lotoyu kazananların mutluluktan çatlamış olmaları gerekirdi
Parayla saadet mümkün mü?
Zaten pek çok araştırmanın sonucu da bunu doğruluyor: Temel ihtiyaçlarını karşılayabilen, kenara iyi kötü bir miktar para koyabilen hali vakti yerinde insanlarla aşırı zenginler arasında mutluluk açısından neredeyse hiç fark yok. Çünkü para, mutluluk getiriyor, evet, ama kısmen. Ancak doğru harcandığında. Ama doğru harcamak ne demek? Geçtiğimiz aylarda parayla mutluluk arasındaki meşhur ilişkiyle ilgili iki önemli araştırma yayımlandı. Çıkan sonuç şu: Para, metaları/eşyaları/kıyafetleri değil, hayalleri gerçekleştirmeye, anılar biriktirmeye ve başkalarına faydalı olmaya yaradığında mutluluk veriyor. Ve bu şekilde gönlünü dolduran insan mutlu oluyor; mutlu insan da devayı zaten alışverişte aramıyor. Tok insanın süpermarkete gidince çok mantıklı alışveriş yapabilmesi gibi; mutlu insan da para harcarken anlamsız şeyler yapma gereği duymuyor. Kısa değil, uzun vadeli düşünmeyi becerebiliyor.
Parayla saadet mümkün mü?
Almak yerine yapmak
Anılar ne kadar değerliymiş meğer. Deneyimler her şeyden üstünmüş. Mesela bir şapka yerine sinema bileti almak, çanta almak yerine seyahate çıkmak daha önemli. Geçtiğimiz aylarda Time Magazine’de yayımlanan makale böyle diyor. Amerika’nın prestijli okullarından Cornell Üniversitesi’nde yapılan araştırma, deneyimlerden alınan hazzın materyallere göre çok daha kalıcı olduğunu gösteriyor. Maddesel olarak, evet, aldığınız şey hep orada. Deneyim ise güya gelip geçiyor. Oysa psikolojik açıdan durum tam tersi: Aldığımız bir eşyaya çok çabuk alışıyoruz, hevesimiz hızla sönüyor. Oysa deneyimler, anılar yıllar yılı anlatılıyor, anlatıldıkça da çoğalıyor. Harvard Üniversitesi’nde sosyal psikoloji dersleri veren, Stumbling on Happiness adlı kitabın yazarı Daniel Gilbert, “Anılar hatırlandıkça olduklarından daha güzel bir hale dönüşür.
Parayla saadet mümkün mü?
Negatifleri sileriz. Güzellikleri parlatırız. Bu yüzden uzun vadede daha da çok mutlu ederler bizi” diyor. Deneyimlerin eşyalara baskın çıkmasının nedenlerinden diğeri biraz acıklı: Deneyimlerimizi, yaşadıklarımızı başkalarınınkiyle, daha iyisiyle kıyaslamamız daha zor çünkü! Yaşadıklarımız çok daha sübjektif. Daha güzel diye bir kavram yok. Buna ekonomide “Endowment Etkisi” deniyor. İnsan kendi yaşadığı deneyimi daha iyi görme eğilimde. Ama şunu da netleştirelim: Satın almakla deneyimlemek hep birbirine zıt değil. Örneğin bir piyano alıp çalmayı öğrenebilir; bundan yıllar boyu keyif alabilirsiniz. Hep hayalini kurduğunuz evi satın alıp, içini istediğiniz gibi dekore ederek mutluluğu zamana yayabilirsiniz. Ama iyi seçmeniz gerekiyor. Bunun için de sizi neyin mutlu ettiğini hem kalp hem akıl yoluyla çok iyi bilebilmeniz lazım. Konuya kafa yoran uzmanların en şikayetçi oldukları şey, insanların kendilerini bu konuda tanıyamaması.
Parayla saadet mümkün mü?
Mutlu insan daha doğru alışveriş yapıyormuş!
Journal of Consumer Research’te yayımlanan araştırmaya göre, pozitif psikolojide olan insanlar, para harcama konusunda çok daha mantıklı ve tutarlı kararlar verebiliyor. Amerika’nın Virginia Tech, New Hampshire Üniversitesi ve Skidmore College okullarından dört akademisyen, içinde bulunduğumuz ruh halinin, nesneleri değerlendirişimizi nasıl etkilediğini incelemiş. İyi bir moddayken küçük bir köpek yavrusu bize bal-börek görünürken kafamız bozuk olduğunda onu neredeyse “kötü oyuncak ayı Chucky” gibi algılayabiliyormuşuz. Kendilerine gösterilen pozitif görseller ile modu yükselen kişiler, araştırmacılar ne kadar kafalarını karıştırmaya çalışırsa çalışsın fikirlerini değiştirmiyor, tutarlılıklarından taviz vermiyorlarmış. Demek ki alışverişten terapi olmuyormuş.
Parayla saadet mümkün mü?
Öyle olsaydı Lindsay Lohan ve Britney Spears’ın mutluluk küpü olmaları gerekirdi. Amy Winehouse’un evinden -açık pembe balerin ayakkabılarından başka neredeyse hiçbir ayakkabı giymediği halde- ölümünden sonra henüz kutusundan çıkmamış odalar dolusu ayakkabının çıkması mutluluğuna delalet değil herhalde. Ama şu da yanlış anlaşılmasın: Satın almak toptan kötü de değil. Kendimizi kötü hissederken bize iyi gelecek bir film, bir kitap satın alırız mesela, (Yani yine deneyim galip geliyor) ya da çok uzun zamandır istediğimiz o kazağı. (Bu, mutsuz anımızda aldığımız ani bir karar sayılmaz.) Ya da bize keyif vereceğinden emin olduğumuz bir fincan kahveyi; bakın yine bizi neyin mutlu ettiğini iyi bilmeye geliyoruz. Alışveriş, insanları bir araya getiren sosyal bir aktivite olduğu için mutluluk ve onay hissi verebiliyor. Sorun, hep daha iyisi olduğu için tatmin olamama ve mutsuzlaştıkça daha da saçma şekilde para harcama riski(ymiş).
Parayla saadet mümkün mü?
Science Magazine’in araştırmasına göre, cebindeki 20 Dolar’ı başkalarına harcayan insanlar çok daha mutlu oluyorlarmış. Hediye alın, bağış yapın, ihtiyacı olanlara yardım edin.