Modern yaşamın korkusu yalnızlık
Cosmopolitan/Damla Durak
Evde tek başınıza vakit geçirmek istemiyor ve her gece dışarı mı çıkıyorsunuz? Ya da geceleri bir türlü uyku tutmuyor ve saatlerinizi bilgisayar başında tweet atarak mı harcıyorsunuz? Öyleyse yalnızlık korkusuna kapılmışsınız demektir. Biz de bu yeni çağın korkusunun kaynağına indik...
Evde yalnız zaman geçirmek sizin için kabusa dönüşüyor ya da erkek arkadaşınız arkadaşlarıyla dışarı çıktığında içinizi kemiren huzursuzluktan kurtulamıyorsanız, büyük ihtimalle siz de yalnızlık korkusunun, diğer bir değişle monofobinin ızdırabı içindesiniz. Yapılan araştırmalar bu korkunun yeni nesillerde daha da arttığını gösteriyor. Bu da, günümüz insanının gitgide yalnızlaşmasından, elektronik aletler yüzünden yüzyüze sosyalleşme ihtiyacının azalmasından kaynaklanıyor olabilir. Bazıları yalnızlıktan keyif alıp evde tek başına vakit geçirmekten hoşlanırken, bazılarıysa hayatının sonuna kadar tek başına bir koltukta oturup saatlerce televizyon izliyor olmaktan büyük endişe duyuyor. Peki, bu durum hangi seviyeye ulaştığında sorun olarak nitelendirilmeli? Uzmanlara göre gece yarısı karanlık bir sokaktan tek başınıza geçmekten korkmanız son derece normal. Yalnızlık duygusu, terk edilmişlik olarak algılandığında, “yalnızlık korkusuna” dönüşmüş oluyor. Bu sorun iş, özel ve sosyal hayata olumsuz yansıdığında derhal bir uzmandan yardım almak gerekiyor.
Modern yaşamın korkusu yalnızlık
Kendine tahammül edememek
Okurlarımızdan Çağla S., 28 yaşında bir öğretmen. Ne yazık ki o da hayatı, yalnızlık korkusu yüzünden sekteye uğrayanlardan. Nasıl bir duygu olduğunu, neler hissettiğini kendisinden dinledik…“Yalnız kaldığımda çok sıkılıyor ve kendime tahammül edemez hale geliyorum. Tek başıma evde kaldığımda aklıma yapacak hiçbir aktivite gelmiyor, mutsuz oluyorum. Bu yüzden her akşam arkadaşlarımla planlar yapıyorum ve eve mümkün olduğunca geç gelmeye çalışıyorum. Tabii bu da bende çok büyük bir yorgunluk yaratıyor. Ayrıca öğretmen olduğum için sabah okula gittiğimde konsantrasyon eksikliği yaşıyorum. Öğrencilerime de verimli olamadığım için durumum iyice içinden çıkılmaz bir hale giriyor. Hafta sonları ise tüm günümü Facebook ve Twitter başında geçiriyorum, arkadaşlarımla mesajlaşıyorum. Başka türlü o gün benim için bir türlü geçmiyor. Bu korku bende özgürlüğümün elimden alındığı hissini de yaratıyor çünkü tek başıma hiçbir şey yapamıyorum. Etrafımdakiler benim son derece sosyal bir insan olduğumu ve her gece dışarı çıkmaktan keyif aldığımı düşünüyorlar. Halbuki bu, sırf kendimden kaçmak ve yalnız kalmamak için tercih ettiğim bir durum. Erkek arkadaşıma birlikte yaşamayı bile teklif ettim. O ise bu korkumu bildiği için bununla baş etmem gerektiğini düşünüyor ve bu teklifime yanaşmıyor. Artık bir uzmandan yardım almaya ihtiyacım olduğunu kabullendim. Çünkü yalnızlık korkusu bence tüm korkuların içinde insanı en fazla tüketeni. Ne de olsa belli bir saatten sonra, kendinizle baş başa kalıyorsunuz.”
Modern yaşamın korkusu yalnızlık
Kaynağı güvensizlik
Yalnızlık korkusu, kişinin kendine olan özgüvenini yitirdiği durumlarda daha çok depreşiyor ve tehlikeli boyutlara ulaşıyor. Örneğin aniden yaşanılan bir ayrılık, artık sevilmediği düşüncesi kişide genel bir güvensizlik duygusu yaratabiliyor. Güvensizlik probleminin kaynağını uzmanlar şöyle açıklıyor: Bazı hastalar, duygusal anlamda kötü deneyimlerden sonra kendilerini sanki ağır bir operasyon ya da ciddi bir trafik kazası geçirmiş ve yeniden hayata adapte olmaya çalışıyormuş gibi hissediyorlar. Maalesef ki sevilen bir kişinin ölümü, işsizlik, boşanma, doğal afetler, uzun süren hastalıklar yalnız kalma korkusunu ciddi oranda tetikliyor. Biz her ne kadar kötü anıları bir kenara itmeye çalışsak da, onlar kafamızda gizlenmiş birer hayalet gibi yer ediyor ve kovulmayı bekliyorlar. Çünkü etkileri zamanla ortaya çıkabiliyor. Yalnızlık korkusuna mahkum olmak ve bununla yaşamak zorunda değilsiniz. Bununla baş etmek için, güveninizi kıran, kendinizi terk edilmiş hissetmenize neden olan olayları unutmaya çalışmalı ve geleceğe daima umutla bakmalısınız. Kendinizi kötü hissetmenize neden olan bir olayı tekrar tekrar sakladığınız yerden çıkarmanın ve deşmenin bir anlamı yok. Gayretinizi toplayarak özgüveninizi yeniden kazanmalı ve beraberinde yalnızlık düşüncesinden de hemen uzaklaşmalısınız.
Modern yaşamın korkusu yalnızlık
Ne yapmalı?
İlk aşamada bu sorunu kabullenmek ve durumun bilincinde olmak çok önemli. Tek başınıza aşamayacağınızı düşünüyorsanız bir psikologdan yardım alabilir ya da tüm gücünüzü toplayarak bu korkudan kendinizi kurtarabilirsiniz. Uzmanlar, yalnızlık korkusunun kadın ve erkek her iki cinste de yaklaşık olarak eşit sıklıkta görülebildiğini söylüyor. Yalnız kalmamak uğruna istemediği bir ilişkiyi sürdüren ve sırf bu korku yüzünden kendisinin bile onaylamadığı kişilerle birlikte olanlara günümüzde sıkça rastlıyoruz. Yapılan araştırmalar yalnızlık korkusunun yaş ilerledikçe ve tabii ki birey kendini daha yakından tanımaya başladıkça azaldığını gösteriyor. Siz de kendi kendinize kalıp yalnızlık hissettiğiniz anlarda bunun sadece bir duygudan ibaret olduğunu ve bir süre sonra geçeceğini düşünün. Zamanla yavaş yavaş bu korkuya karşı direnç gösterdiğinizi fark edeceksiniz. Araştırmalara göre kendimizi yalnız hissettiğimiz anlarda hemen telefonlara sarılıyoruz. Siz de bu tür durumlarda kendinize engel olun ve telefondan uzak durmaya çalışın. Sosyal medyada olması gerekenden fazla zaman geçirmeniz de kendi kendinize kaldığınızda yaşadığınız yalnızlık hissini örtpas etmenizden kaynaklanıyor olabilir. Bu nedenle geçirdiğiniz saatleri kontrol etmelisiniz. Uzmanlara göre yalnızlık korkusundan sıyrılmanın en garantili yolu ise tek başınıza da iyi vakit geçirebileceğinizi keşfetmeniz. Sinemaya gidin ya da alışverişe çıkın. Kendi kendinize keyifli vakit geçirdiğinizde, yalnızlığın hiç de korkulacak, nevrotik bir durum olmadığını anlayacaksınız. Hatta belki bundan zevk almaya bile başlayabilirsiniz. Yalnızlık korkusuna meydan okuyun ve bu sorunun üstesinden geleceğinize inanın.
Modern yaşamın korkusu yalnızlık
Yalnızlık nedir?
NP İstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi’den Dr. Fuat Beşkardeş yalnızlık korkusunu şöyle analiz ediyor... “Başka bir insanla iletişim kuramamaktan doğan boşluk olarak tanımlayacağımız yalnızlık insanın en ilkel korkularından biridir. İlk çağlardan beri insan hep yalnızlıktan korkmuştur çünkü ancak grup halinde hareket ederse hayatta kalabileceğini düşünür. Yalnızlık korkusu, depresif durumlarda, kaygı bozukluklarının hemen hepsinde, ergenlik döneminde ve yaşlılıkta daha fazla görülür. Bu durum, çoğunlukla evde tek başına kalmaktan korkma şeklindedir, özellikle akşam ve gece saatlerinde artar. Gündüz tek başına kalabilen birçok hasta gece tek başına duramayabilir ve nedensiz bir huzursuzluk hissi yaşayabilir.”