Aysun Kayacı ile İstanbul turu
Touch İstanbul/Neslihan Perker
İstanbul sizin için ne ifade ediyor?
İstanbul çocuğuyum, Boğaz’da büyüdüm. Mankenlik yaparken mesleğim gereği birçok yer gezdim ama İstanbul bambaşka. Dünyanın en güzel şehri, ilham verir insana.
Hiç mi zorluğu yok?
Şöhret ve İstanbul birarada çok zor. İstanbul iyi davranmıyor, şöhretli insana. İstanbul şöhreti kaldırmıyor. Mesela size Beyoğlu’ndan bahsedemeyeceğim, çünkü oralardan kendimi soyutlayalı çok uzun zaman oldu, maalesef.
İstanbul’dan bahsetmek sizi bir yandan da hüzünlendiriyor gibi?
İstanbul’un kendisi hüzün. Orhan Pamuk’la benim aramda 20 yaş fark var ama, hatıralarını okuduğumda gördüğüm şu ki; o da hüzünle anlatır hep İstanbul’u. Ben de aynı hüznü paylaşıyorum, çünkü burada imparatorluklar kurulmuş, yıkılmış, birçok insan gelmiş ve gitmiş. Kapılırsan İstanbul hüzünlü, ama kapılmamak lazım. Dediğim gibi ben Boğaz çocuğuyum ve Üsküdar’da gün batımını izlersen seni şair yapar. Oysa çok yoğun iş temponuz varsa o melankoliye kendinizi kaptırma şansınız yok. Hem çok çalışıp, hem de İstanbul’u yaşamak zor, İstanbul’un bir zamansızlığı var. Çok kaptırmamak lazım, sonra şair olur faturaları ödeyemezsiniz.
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
İstanbul’da Boğaz dışında var mı sizin için özel yerler?
İstanbul çok özel bir yer. Harvard’da, tarihçi Cemal Kafadar, İstanbul’un tarihi üzerine verdiği seminerlerine katıldığımda bize, “Dışarıdan bir misafiriniz geldiğinde ilk nereye götürürsünüz?” sorusunu sormuştu. Herkes bir şey söyledi, çoğunluk Ayasofya dedi. Ben Galata Kulesi, dedim. Gelen önce büyük resmi görsün. Burası öyle o kadar bütün bir yer değil. Tarihi yarımada başlı başına bir yer. Gittikçe genişliyor ama ruhuna da uygun genişliyor. Ahşap evleri, resmi binaları, her şeyi farklı. Şikayet edilecek çok şeyi var ama kotarıyor, kendini bir şekilde aklıyor.
Bu aklamaya katk.da bulunmanız istense, ne yaparsınız?
İstanbul sebebiyle denizle olan ilişkim çok kuvvetlidir. üskudarlıyım ve yüzmeyi Boğaz akıntısında Şemsipaşa Plajında öğrendim. O yüzden anketlerde, elinizde bir değnek olsa neyi değiştirmek istersiniz sorusuna hep İstanbulun denizlerini temizlerim, cevabını veririm. Yüzememek, ayağını suya bile sokamamak kötü bir şey. Ayrıca deniz ulaşımından çok daha fazla yaralanılabilir. Tarih okudum, tabii ki buranın tarihi de çok önemli.
Mezun oldunuz, artık bir tarihçisiniz. Peki bir tarihçi gözüyle İstanbul’u nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstanbul üzerine çok fazla yayın var. Dünya tarihçileri tarafından da fazlasıyla irdelenen bir yer. Şu anda yapılan Marmaray çalışmaları sırasında tarihi daha da gerilere gitti ve kayıklar bulundu. İstanbul bir balıkçı semti, balıkçıların kurduğu bir yer... Aslında geldiğimiz noktadan yola çıkmak istiyorum. Ben Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’u fethettikten sonra çok doğru politikalar izlediğini düşünüyorum, Osmanlı döneminde altın zamanlarını yaşadı... İstanbul’u yaşamak, bilmek lazım. Çocuğum olsa, belli bir yaştan sonra bu şehri gezdirir ve ona anlatırım, çünkü anlatacak çok şey var. Şimdi geldiğimiz nokta ise bana göre şahane, İstanbul’un üslubuna çok yakışıyor bu dağınık hal. Belki de alıştık bilemiyorum, hep böyle bir hali vardı.
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
Hala Üsküdar’da mı oturuyorsunuz?
Çok gezdim ben. Öncelikle Üsküdar, zaten annem de oralı. Sonra Ataköy, Florya, Çengelköy.
Birbirinden çok uzak noktalara gitmişsiniz.
Evet. Oturduğum yerler yalı daireleriydi. Bu arada yalıların uğursuzluk getirdiğine inanıyorum. Sonra Metrocity, oradan Ulus, Kandilli ve son olarak Maslak. Deniz manzaram yok, oysa çok alışkınım denize.
İstanbul’un en yaşanacak semti neresi peki?
En “yaşanmayacak” semti Beyoğlu, çünkü orada tehlike var. Onun dışında İstanbul’un her yerinde yaşayabilirim.
İstanbul dışında hangi şehirde yaşamak isterdiniz?
Paris ve New York. Ama İstanbul’un yerini tutmaz.
Kış mevsimindeyiz, sizce bu mevsimde İstanbul’u güzel yapan detaylar neler?
Daha melankolik. Balık tutanların görüntüsünü seviyorum. İstanbul kış aylarında daha güzel.
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
BOĞAZ’DA BALIĞI TERCİH EDERİM
Yemek yemek için tercih ettiğiniz belirli yerler var mı?
Buraya gelirken yoğunluk yüzünden iki aydır Boğaz’a inmediğimi fark ettim. Aslında İstanbul içinde, İstanbul’u yaşayamıyoruz. Çoğu zaman eve yakın yerleri tercih ediyorum. Eminönü’ndeki Hamdi Restoran vardır, dışarıdan misafirlerim geldiği zaman genellikle oraya götürürüm. Boğaz’da balığı tercih ederim. Pierre Loti gibi “şuraya giderim, çayımı da burada içerim” diyemeyeceğim maalesef.
Yakın noktaları tercih ediyorum.
En çok eğlendiğiniz mekanlar hangileri?
Genellikle Reina, Anjelique, bazen arkadaş gruplarıma da uyuyorum. Yemek yemeye Sunset, 29, Papermoon’a gidiyorum. Yüzmek için Suada’yı tercih ediyorum.
İş dışında zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz?
Kapısında gazetecilerin olmadığı yerleri tercih ediyorum. Manzarası şöyle olsun, yemeği böyle olsundan ziyade, kapısında basın olmasın motivasyonu ile hareket ediyoruz. Bebeköy MAC’de spor yapıyorum oranın çok güzel bir kafesi var, vakit geçirmekten büyük keyif alıyorum, somonu ise favorim. Rahat ediyorum orada. İstinye Park’taki Masa’yı çok seviyorum. Big Chefs’in yemeklerini beğeniyorum. Bebek ve Arnavutköy civarına çok hakim değilim, çünkü ciddi bir trafiği ve kalabalığı var. Oraya gitmek demek hemen gazetelerde de arzı endam etmek demek. Bir kere bir magazin programında Bebek parkını görmüştüm, park demeye bin şahit lazım. Salıncağın önünde sıra bekliyordu insanlar topuklu ayakkabıları ve güneş gözlükleriyle. Metrekareye 10 kişi falan düşüyordu.Ne diye Bebek parkına gidiyorum ki o zaman, başka park mı yok? Kadıköy’deki çarşıyı çok severim, çocukluğum da o eksende geçti.
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
Gezip tozduğunuz arkadaş grubunuz hep aynı mıdır?
Sevdiklerim var, okul arkadaşlarım, iş arkadaşlarım, Amerika’daki arkadaşlarım. Hayatıma giren boyfriend’lerin çevresindeki arkadaşlar. Onlar zamanla değişiyor nedense, keşke değişmese.
Aysun Kayacı’yı nasıl bir gelecek bekliyor?
Bilmiyorum. 10 yıl önce de bilmiyordum. Hiç plancı bir insan değilimdir, hedef koyamam mesela. Etrafımdakiler akıllı olduğumu söylerler ben de, “eğer öyle olsaydım başka türlü olurdu” yorumunu yaparım. 10 yıl sonrasında şöyle olur, diyen bir kadın değilim.
MODAYLA KAFAYI KIRMADIM
Özel bakım yöntemleriniz, güzellik reçeteleriniz var mı?
Düzenli yüz yogası yapıyorum. Beslenmeme de dikkat ediyorum. Çok kırmızı et yemiyorum, deniz ürünlerini tercih ediyorum. Alkolle aram yok, yeşil çay içiyorum. Uyuyorum, buhar ve saunaya giriyorum. Şimdiye kadar da güzellik salonuna gidip, bir yerime bir şey yaptırmış değilim. Bu arada şehirde yürüyebilmelisin. Kadın olarak yaşadığın şehirde rahat yürüyemiyorsan, bu çok zor bir şey.
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
Moda sizin için önemli mi?
Önemli değildi. Okula beş yıl boyunca aynı eşofmanlarla gittim. Sonra dedim ki; nasıl olsa yüksek lisansımı bu sene yapmayacağım, moda dergilerine bakayım, ne var ne yok bir göreyim. Zamanla hoşuma gitmeye başladı, oysa burun kıvırırdım eskiden. Hala daha modayla kafayı kırmış vaziyette değilim, bir tasarımın kime ait olduğunu ancak tahmin edebiliyorum. Baktığımda evet, bu Yves Saint Laurent diyorum, ama bu süreç de son altı ayda oldu. Vitrin baktım, dergileri gözden geçirdim. Ama modayla iç içe geçen bir genç kızlık dönemim olmadı
Fotoğraf çekimlerinde vintage kıyafetler giydiniz. Dönemle ilgili eşyaları seviyor musunuz?
Daha özenli oluyor öncelikle, eldivenleri çok seviyorum mesela. Modanın da ilk varolduğu dönemler gerçekten kıymetli..
Dönem kadını olmak hoşunuza gider mi?
Çok hoşuma gider. Babet, eldiven çok seviyorum, tabii yeni yeni keşfediyorum bunu. Sağolsun beni giydiren modacılar oldu, Siren Ertan gibi. Bugüne kadar ortalıkta çok da rüküş gezdiğimi düşünmüyorum ama artık daha fazla dikkat ediyorum. Çünkü vaktim var artık, okula gitme mecburiyetim yok. Kendimi aptal hissetmeden moda dergisi okuyabiliyorum, eskiden çok fazla vakit kaybetmek gibi gelirdi, yanlışmış.
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
NTV’de yaptığınız program sırasında sık sık polemiklerle gündeme geldiniz. Şimdi o dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsanın korktuğu başına gelir derler ama bana da çok laf söylüyorlar. Polemik yapmak istemediğim kişi “herkes”. Susuyorum, cevap vermiyorum, yine de bir sıkımlık kurşunla gündeme geliyorum. NTV’den bu yana özellikle herkes bana bir şey söylemiştir, gelen konuklar vs. Sükut altın, cevap vermeyince konu kapanıyor. İlerde bu içine atıp susma hali sağlığımı etkiler mi bilmiyorum ama içimde kalıyor. Hak eden kişiye lafı söyleyememek zor bir şey, ben de rahatlamak için ağlıyorum.
Çalışmaları süren yeni diziniz hakkında bilgi verir misiniz?
Yakında Show TV ekranlarında başlayacak olan “+18” isimli komedi-gençlik dizisi. Sette çok eğleniyoruz. Ben komediye daha yatkınım, severim güldürmeyi. Canlandırdığım karaktere biraz sinir olacaklar ama sevecekler.
İşinizin hayatınızdaki yeri nedir?
İş, hayatımın merkezinde. Benim için hayattaki üç önemli şey; annem, işim ve sağlığım-güzelliğim.
Aysun Kayacı ile İstanbul turu
Başarı takıntınız var mı?
Başarısız olmaktan çok korkarım. Başarı eşittir mutluluk, çok aşkla meşkle olabilecek bir şey değil. Bir filmde şarkı söylemiştim, sesin güzel neden şarkı söylemiyorsun, demişlerdi. Şarkı söylemek istemedim, çünkü ortalama söylüyorum. Ortalama bir başarıyı benim bünyem kabul etmez.
Kaç yaşından beri çalışıyorsunuz?
16 -17 yaşlarından beri. Çalışmak kadınları özgür kılıyor. Kadın fiziksel olarak daha zayıf olduğu için, başka yönlerden daha güçlü olması gerekiyor