Engin Hepileri
Elif Öksüz Fotoğraflar:Serhat Hayri Styling:Ebru Gülçek/Cosmopolitan
Nefes, Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi ve Av Mevsimi gibi filmlerin yanında, Bu Kalp Seni Unutur mu, Kampusistan, Emret Komutanım dizilerinde rol alan ve bu yıl başından itibaren İntikam’da izlemeye başladığımız Engin Hepileri, dizinin en çok sevilen isimlerinden biri. Tıpkı orijinali Revenge’deki Nolan Ross’un en önemli rollerden biri sayılması gibi, Engin Hepileri’yi de önümüzdeki günlerde daha sık görmeye başlayabilirsiniz. Biz de herkesin hakkında konuştuğu yakışıklı oyuncuyla tanışmak ve onun bilinmeyen yönlerini sizinle paylaşmak istedik. Hepileri’nin Wyndham İstanbul Kalamış Marina’daki odamıza geldiği dakikadan itibaren sergilediği samimi tavırlar ise çekim ekibinin kısa sürede kaynaşmasını sağladı. Uzun süren tek konu, başarılı oyuncunun saçlarının şekle girmesi oldu. İki saate yakın süren hazırlanma sürecinde, Hepileri’nin dizinin çekimlerine de kadın oyuncularla aynı saatlerde giderek saçlarını yaptırdığını öğrendik ve işte o zaman bu sürenin gayet normal olduğunu anladık. Hayır, kesinlikle isyan etmiyoruz. Ekipçe Engin Hepileri’yi, içtenliğini çok sevdik. Çekimin sonunda yaptığımız röportajı okurken sizin de o samimiyeti hissedebileceğinizi tahmin ediyoruz.
Engin Hepileri
Soyadınız çok değişik. Bir hikayesi var mı acaba?
Dedemin babası soyadı kanunundan sonra “İleri” soyadını almak istiyor. Memur, o gün çok kişiye o soyadı verdiğini söyleyerek karışıklık olacağı konusunda uyarıyor. Bizimki üsteleyince “O zaman Hepileri olsun” gibi bir öneride bulunuyor. İşte böyle fazla iddialı ve benim de üzerimde baskı kuran bir soyadım var.
Lisede erkekler genelde okulun bahçesinde top koşturur ama siz tiyatroya ilgi duymuşsunuz.
Orta sondayken bir tiyatro kolu açıldığında “dersi kırarım” düşüncesiyle hemen yazıldım. Ama girdikten sonra bir de baktım ki orada şiirler okunuyor, herkes birbiriyle kitap alışverişi yapıyor, sonraki hafta üzerine konuşuluyor, biri bir şarkı söylüyor falan. Hep bizi ileri iten, düşündüren bir aktivite yani. Sahnede de çalışmaya başlayınca anladım ki tiyatro aslında tüm sanatları içinde bulunduruyor: Edebiyat, müzik, ışık, dans, görsel sanatlar, video, fotoğraf vs. O zaman da sanatla uğraşmayı çok sevdiğimi fark ettim. Bir de sahneye çıkınca bunun benim işim olduğunu anladım. Lise hayatım boyunca devlet tiyatrosunda figürasyonluk yaptım, çocuk oyunlarında oynadım, hatta ilk paramı oradan kazandım. Herkesin ÖYS’ye hazırlandığı dönemde ben de konservatuar sınavlarına hazırlandım.
Tiyatrodan televizyona nasıl geçtiniz?
Konservatuardayken reklam çekimlerine başladım. Ufak ufak televizyonla flörtüm oluyordu ama ilk televizyon projem Kampusistan oldu.
Var mı aklınızdan çıkaramadığınız, canlandırdığınız bir rol?
Kampusistan’da canlandırdığım “Oğuz” karakterini hâlâ herkesten duyuyorum. Hayatı dalgaya alan ama zeki ve dinamik bir karakterdi. O, önemli rollerimden bir tanesiydi. Bir de Bu Kalp Seni Unutur mu dizisindeki karakterim çok iyiydi.
Engin Hepileri
İnsanlara güven veren bir tipiniz var. Hatta biri sizin için Ekşisözlük’te “10 tane kızım olsun, hepsinin de karşısına birer tane Engin çıkıp gelip benden onları istesin, düşünmeden he derim” demiş. Sizce bu hissi nasıl uyandırıyorsunuz?
Benim tek derdim samimi olmaya çalışmak. Ne hissediyorsam onu paylaşıyorum. Bu bazen bana zarar veriyor, beni biraz kırıyor. Bazen insanlardan samimiyetime karşılık alamıyorum. Ama aynı samimiyetle geri dönüş olunca bambaşka bir mutluluk yaşıyorum. Dolambaçsız, hile hurda olmadan, neysem oyum. Bu galiba benim oyunculuğuma ve hayat tarzıma da yansıyor. İzleyicilerin bunu hissetmelerinden dolayı da çok memnunum.
İki yıl önce evlenmişsiniz. Evlendikten sonra hayatınızda neler değişti?
Evlenmeden önce üç sene çıktık. Hayatım düzene girdi. Bekarken yorgun olduğunuz halde biraz sosyal hayatınızın olması gerektiğini düşünerek kendinizi dışarı atıyorsunuz. Bu beni hem fiziksel hem de ruhsal olarak çok yıpratıyordu. Çok şükür ki Ayşegül’le karşılaştım. Müthiş bir aşkın üstüne huzurlu bir hayat yaşıyoruz. Sette işim bittiği zaman koşa koşa eve gidiyorum. Beraber yemek yapıyoruz, film izliyoruz, geziyoruz. Benim için her şey yerli yerine oturdu. Doğru zamanda doğru şeyleri yapmak, sağlıklı beslenmek, spor yapmak gibi şeylere daha çok zaman buluyorum. Eskiden haytalıktan hiçbir şeye vakit bulamıyordum.
Nasıl tanıştınız?
Kenter Tiyatrosu’nda çalıştığım dönemde Akademi Kenter’de bir kurs açılmıştı. Ayşegül, oradaki öğrencilerimden biriydi.
Engin Hepileri
Öyle mi? Bu detayı bilmiyorduk...
Öğretmen-öğrenci aşkı bizimkisi. Sezon başında aynı hisleri beslemeye başlamıştık ama o bana saygısından, ben ona öğrenci olmasından dolayı yaklaşmamıştım. Kurs bittikten sonra açıldık.
Evlenmekten korkan erkeklere söyleyecek bir çift lafınız olur mu?
Korkmaya hiç gerek yok. Doğru insanla hayatınız çok daha güzel bir yere gidebilir. O insanı bulduğunuzu hissettiğiniz an kesinlikle evlenin. Evlilik müthiş bir şey. Ama doğru insanla! Evlilik her iki kişiye de sorumluluk ve bir duruş getiriyor. Bu da ilişkiyi besliyor ve ona bambaşka bir hava getiriyor. Biz onu çok güzel yakaladık. Birbirimizin mesleklerine ve hayatına olan saygımız çok kuvvetli. O dengeyi yakaladığımız için çok mutluyum. Hem ruhen hem de fiziken kendimi çok sağlıklı hissediyorum.
Bir yandan dizide oynarken, diğer yandan Oda ve Adam oyununda başroldesiniz. Kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Oda ve Adam, Oyun Atölyesi’nde devam ediyor. Nergis Öztürk’le beraber oynuyoruz. Ben uyumayı çok severim ama erken yatan adamlardan da değilim. Eşimle biraz geç saatlere kadar oturuyoruz ama özel zamanlar yaratmasını da biliyoruz. Benim aynı zamanda dört iş birden yapmışlığım var. Şimdi bunu yapamıyorum çünkü set çok yoğun ve düzensiz. Ne zaman çağıracaklarını bilmediğim için her an hazır vaziyette evde oturuyor olmam gerekiyor.
Oda ve Adam, kadın-erkek ilişkilerini konu alan bir oyun. Sizce ilişkilerde yaşanan en büyük sorun nedir?
İletişimsizlik. Biz de oyunu bunun üzerine kurduk zaten. Çiftlerin kendilerini iyi ifade edebilmeleri, köprü kurmaları ve karşı tarafın sınırlarını bilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca karşılıklı saygı ve konuşabilmek de çok önemli. Ben eşimle her şeyi konuşabildiğim için iletişimsizlik gibi bir sorunumuz yok.
Engin Hepileri
Sanki ilişkide ılımlı taraf sizmişsiniz gibi bir imajınız var. Hiç kavga eder misiniz?
Bir taraftan ılımlıyken, fevriyimdir de aslında. Çabuk parlarım. Eşimin kalbini kırdığım çok olmuştur. Sinirlenirsem aklıma ilk geleni söylerim. Bu konuda kendime çok kızıyorum ama ne yapayım, huyum bu. O da hep beni alttan alır. Zaten ben de beş dakika içinde pişman olur ve özür dilerim. Onun da kendince bazı huyları vardır. Ben de onları alttan almaya çalışırım.
Aranızda hiç kıskançlık var mı?
Çok garip ama kıskançlık yok. Çok özel bir sevgi var. Aşka ve şehvete dönüşen, birbirimizin üzerinde yoğun bir baskı kuran bir ilişkimiz yok. Dolayısıyla kıskançlıklar yaşamıyoruz. Galiba duyguları çok fazla yoğunlaştırıp birbirimizi yormaktansa, sevginin sağlamlığına inanıp uzun yola bakıyoruz. Ben hayatımı onunla geçirmek için evlendim. Dolayısıyla onu herhangi bir şey için kırmayı düşünmüyorum.
Revenge hayranlarının çoğu sizin orijinalindeki “Nolan Ross”a büyük hayranlık besliyor. İntikam’de size rol teklifi gelmeden önce diziyi izlemiş miydiniz? Sizin en sevdiğiniz karakter kimdi?
Kast direktörümüz Mine Güler, böyle bir projeden bahsettiğinde izledim. İzler izlemez de “Nolan Ross”u oynamak istediğimi söyledim. Ki daha hangi rolü oynayacağımı bile bilmiyordum! Fiziksel olarak da bana çok yakındı. Rol olarak ise çok renkli ve keyifliydi. O dönem 20 Dakika dizisi ve başka dizilerle de görüşüyordum. İyi ki bu proje olmuş diyorum şimdi. “Hakan Eren” çok sevdiğim bir adam oldu.
Sizin de tıpkı dizideki gibi yakın bir kız arkadaşınız var mı?
Çok iyi anlaştığım arkadaşlarım var. Ama dönem dönem görüşüyoruz. Örneğin Kenter Tiyatrosu’ndan Yeşim Koçak onlardan biri. Onunla 6-7 seneye dayanan çok yakın bir arkadaşlığımız oldu. Sonra Defne Halman var. Onunla çalıştığım dönem çok yakındık. Şimdi Nergis’le çok yakınız. Nergis eşimle de çok iyi arkadaş. Hep birlikte çok zaman geçiririz. Eşim onlarla benden ayrı da buluşur.
Engin Hepileri
Bir kadınla bir erkeğin çok yakın arkadaş olamayacağı konuşulur ya bazen.
Yok ya. Çok da güzel arkadaş olunur. Özellikle zeki kadınlarla ben çok yakın arkadaş olabilirim.
Sizin için güzel bir kadının tarifi nedir?
Benim için çekicilik çok önemli. Kendinden emin olan, duruşuna ve tavrına hakim, kadın olduğunu bilen, bunu ortaya cesaretle koyabilen kadınları çok severim. Güzel olması çok önemli değil. Ben erkekleri cezbeden şeyin güzellik olduğunu düşünmüyorum. Kadının duruşu, konuşması, akıllı olan erkeği kendine çeker.
Çok zayıfsınız. Kaç kilosunuz? Bu zayıflık özel olarak üzerinde çalıştığınız bir durum mu, yoksa genetik mi?
Emret Komutanım döneminde 59 kilo civarındaydım. Şimdi 69 kiloyum. Kilo almak gibi bir derdim yok. Bu “İngiliz” halimi seviyorum. Dedem de, babam da biraz böyleydi. İştahım çok açıktır. Ama çabuk yaktığım için avantajlıyım.
Spor yapıyor musunuz?
Çok sık değil. Oyunlarla ilgili kondisyon çalışması çok yapıyorum. Halter gibi işlere çok sıcak bakmıyorum. Bir oyuncu olarak da fiziksel özelliklerimi ön plana koymayı düşünüyorum. Ama rolüm için bir şey gerekiyorsa onu da yaparım. Yani her şeye hazır bir vücudum var diyebilirim. Hiçbir zaman vücudumun pörsümesine izin vermem. Her zaman fitimdir.
Engin Hepileri
Doğum gününüz yaklaşıyor. Özel bir planınız var mı?
Yok. Özel günler konusunda birbirimizle anlaştık. Doğum günleri, yılbaşı, Sevgililer Günü gibi kutlamalar yapmıyoruz. Hediye almak için doğum gününü beklememe gerek yok.
Balık burcu erkeğinin çok duygusal olduğu ve kendisine yapılanı asla unutmadığı söylenir. Siz bu özellikleri taşıyor musunuz?
Taşıyorum. Detaylara çok takıldığım için çok kırılabiliyorum. Galiba biraz ince düşünüyorum. Karşı taraf benim gibi ince düşünmeyince bunu sorguluyorum. Ama sonra herkes böyle olmak zorunda değil diye düşünerek kendime kızıyorum. Bu hayat aslında kaba bir şekilde de yaşanabilir ama ben öyle yaşayamam. Hele de bu işi yapıyorsam… Hayatın güzelliği ve estetiğiyle uğraşıyorsam o ince detayları görmek zorundayım ki, mesleğimde de onları kullanabileyim. Çok sulugözümdür. Çok inişli çıkışlı ruh hallerim vardır. Bir anda çok iyiyken, bir anda modum çok düşebilir. Ben memnunum Balık olmaktan.
Yönetmenlik de yaptığınız oyunlar olmuş. İleride sadece yönetmenlik yapmayı düşünüyor musunuz?
Bu işe oyuncu olarak başladım, öyle devam edeceğim. Şimdiye kadar iki oyun yönettim. Genç bir yönetmen olarak mükemmel işler çıkaramadım. Ama bu, oyunculuğuma çok şey kazandırdı. Başka türlü davranabileceğimi, başka türlü oynayabileceğimi yönetmen olduktan sonra daha rahat görebildim. Bundan sonra yönetmenlik yaparsam, gerçekten çok inandığım bir hikaye olması gerekiyor ama yine de yönetmen olmak gibi bir derdim yok; iyi bir oyuncu olmak gibi bir derdim var.