Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Cosmopolitan/Elif Öksüz
Önce genç kızların kalbini çalan Burak Özçivit Küçük Sırlar’ın finaliyle daha büyük bir kitlenin kalbini fethetmeye hazırdı! Muhteşem Yüzyıl dizisinde Malkoçoğlu karakteri ile karşımıza çıktı ve “işte budur” dedirtti. Sizce de öyle değil mi?
Muhteşem Yüzyıl’a başladığımdan beri ne yapsam kamufl e edemiyorum kendimi; sakallarım ve bıyığımdan hemen ele veriyorum kimliğimi.”
Fotoğrafçılık eğitimi aldıktan sonra modellik yapmaya başlayan Burak Özçivit, 2005 Best Model of Turkey yarışmasında kazandığı birincilikle Best Model of The World’e katılmış ve buradan da ikincilikle ayrılmıştı. Ünlü markaların defilelerinde boy gösteren Özçivit’in oyunculuk kariyeriyse bu başarıların hemen ardından başladı. Eksi 18, Zoraki Koca, Baba Ocağı, İhanet dizileriyle yavaş yavaş oyunculuk basamaklarını çıkan Özçivit, bu süreç içerisinde Musallat adlı film ile de sinema perdelerini araladı. Kuşkusuz onun yıldızı Küçük Sırlar dizisiyle parladı. Muhteşem Yüzyıl ile de yükselişine devam ediyor… Gece boyu süren dizi çekimlerinin ardından yorgun ama enerjisi yüksek bir şekilde stüdyomuzda aldı soluğu Burak Özçivit. Zamanımız kısıtlıydı… Derhal kayıt tuşuna basıp sohbete başlamalıydık. Öyle de oldu. İlk sorumuz elbette ki kadınlar oldu. Bu denli ilgi çeken bir yakışıklının acaba sokakta başı dertte miydi?
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Kadınlarla aranız nasıl bu aralar, sokakta yürürken sorun yaşıyor musunuz?
Hayatımın büyük bir kısmı sette geçtiği için dışarıda pek fazla zaman geçiremiyorum. Ama dışarı çıktığımda da başımın dertte olduğunu söyleyemem. Aramız gayet iyi herkesle… Sanırım tepkilere alıştım. Bir şapka ya da gözlükle kamuflaj olayına giriyor musunuz? (Gülüyor) Genelde evet. Ama Muhteşem Yüzyıl’a başladığımdan beri ne yapsam kamufle edemiyorum kendimi; sakallarım ve bıyığımdan hemen ele veriyorum kimliğimi.
Aynaya bakıp ne geçiriyorsunuz içinizden? Yakışıklı bir adam olduğunuzu siz de görebiliyor musunuz?
Ben hiç öyle şeylere takılmıyorum. Eleştiririm, çok beğenmem, yakışıklı bulmam kendimi. Sadece gözlerimi beğeniyorum, çok anlamlı bakabildiğimi düşünüyorum. Güzellik, yakışıklılık hiçbir şekilde kıstas değil benim için. Bütüne bakıyorum ben… İyi bir adam mıyım? Önemli olan o.
Alakasız olacak ama şu an sıkılıp sıkılmadığınızı merak ediyorum. Röportaj vermek sıkıcı geliyor mu artık?
Genelde odak noktası haline gelen ünlülerin çoğu kaçıyor röportajlardan… Röportajdan değil de fotoğraftan kaçıyorum sanırım ben. Beceremiyorum… Yıllarca fotoğrafçılık ve mankenlik yapmama rağmen rahat olamıyorum fotoğraf çekimlerinde.
Gözlerimi beğeniyorum; çok anlamlı bakabildiğimi düşünüyorum. Genel olarak güzellik, yakışıklılık hiçbir şekilde kıstas değil benim için. Bütüne bakıyorum; iyi bir adam mıyım? Önemli olan o.
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Kendinizi anlatmayı seviyorsunuz o halde…
Evet, seviyorum. Oyunculuk sonuçta bir paylaşımdır. Ekranda gördüğünüz kişi “Malkoçoğlu” belki ama özünde Burak da var. Kendimi anlatmak, iç dünyamı paylaşmak bu noktada yapmam gereken bir şeymiş gibi düşünüyorum hepsini.
Şaşırdım… Genelde “canlandırdığım karakterle ilgilensinler, iç dünyamla değil” der birçok oyuncu...
O kişinin kendine özgüveni yok, daha kendini tanımıyor demektir. Kendini anlatacaksın, içini dökeceksin. Bizim yaptığımız iş bu, değil mi?
Eğlenceli bir adam mısınız? Yaşadığınız ya da yaşattığınız en uçuk deneyimlerden birini duymak isteriz…
Hem çok eğlenceliyim hem de çok karamsarım aslında. Son beş, altı yıldır karamsarlıktan sıyrıldım ama çok içe döndüğüm anlar oluyor yine de. Çok fazla duygularımla hareket ediyorum, mantık pek yok bende. Beceremiyorum ben o mantık işini. Her an değişmez mi sizde de bir şeyler? İşte ben bunu yadırgamıyorum, serbest bırakıyorum.
İçe kapanma sebepleriniz neler oluyor genelde? Aşkla ilgili sorunlar mı? Bazı konularda başarısız hissetmek mi ya da başka şeyler mi?
Kesinlikle başarısız hissetmek. Burçlara inanmam ama Oğlak burcu iş hayatı konusunda hep haklı çıkıyor ve özelliklerini tamamen yansıtıyor. Oğlak’ın hayatı tamamen iş. Ben de işime aşığım… Bu konuda mutsuzluk yaşadığım anda karamsarlığa düşüyorum hemen. Hatta işim iyi giderken de yaşıyorum bazen bunu. Bundan sonraki iş nasıl olmalı, nasıl olacak diye düşünüyorum. Aşk ya da diğer konularda da yer yer gidip gelir karamsarlık.
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Oynadığınız sahneleri izlemekten kaçar mısınız?
Hayır, ilk dönemlerde ne yapmışım, ne etmişim diye hep izliyordum. Şimdi oynarken kendimi görebiliyorum. Çok gerek kalmıyor ama büyük ve önemli sahneleri izliyorum halen. Objektif bir izleyiciyimdir ben. Önemli olan hatalardır. Ben nasıl iyi oynadığımdan çok, nasıl kötü oynadığıma bakıyorum. Montajı izlemeyi çok seviyorum bu sebeple. Montajda atılan sahneler benim yapmamam gereken hatalardır çünkü.
Uçukluk var mıdır pekizaman zaman sizde? Ekstrem bir şeyin içinde görmek mümkün mü sizi?
Zaman bulsam belki görebilirdiniz ama aralıksız çalışıyorum kaç senedir. Vaktim olsa dalardım sanırım.
Bir yerlerden atlamak size göre bir çılgınlık olabilir mi?
Asla! Yükseklik korkum var. Korku filmimde intihar sahnesi için 12. kata çıkardılar beni. Bayıldım! Kontrol edemiyorum.
O bölüm nasıl çekildi peki?
Kendime geldikten sonra çekildi. Ama yine çok zorlanmıştım.
Klasik araba tutkunu olduğunuzu duydum hatta bir tane Camaro bile toplamışsınız. İkincisi yolda mı?
Yok, başka da olmayacak zaten. Ben klasik arabaların bir ruhu olduğunu düşünüyorum. Yeni arabaların hiçbirinin ruhu yok, tamamen ticari geliyor bana. İstediğiniz kadar zengin olun, öyle bir arabayı ancak bir zevkiniz varsa yaratabilirsiniz, parasıyla alamazsınız. Benim arabamı kimse alamaz mesela. Çünkü onu ben yaptım, her şeyi ile benim özelim.
Her aşamasında başında mı durdunuz?
Evet, usta ne kadar ilgilendiyse ben de o kadar ilgilendim. İkimiz de başındaydık.
İçinde size özel bir dokunuş var mı?
Hem içinde hem kaputun üstünde Atatürk sticker’ı var. Olmazsa olmaz diyorum.
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Tutku demişken… Klasik arabalara duyduğunuz tutku gibi aşkta da aynı şeyi yaşamayı sever misiniz?
Arabada neden bu kadar mutluyum? Çünkü benim… Bundaki aşkı her daim yaşayabiliyorum. İkili ilişkide aldığınız pasa göre değişiyor tutkunun ve aşkın şiddeti.Aşkın her daim tutku dolu olmasını isterim ama o hiç de kolay değil.
Aşkta tutkunun tehlikeli bir şey olduğunu düşünüyor musunuz?
Evet, çok tehlikeli… Aşıkken nasıl bir adamsınız? Eyvah! Her şeyden koparım… İşimden, ailemden… Bambaşka biri olurum. Herkes fark eder. Aşık olmak çok özel bir şey olduğundan onu bir şeyin etkilemesine ya da engellemesine izin vermem ben. Her zaman aşık olamazsınız. Aşık olmak salisenin içindeki dev alevler gibi; sevmekse yanan bir mum. İkisi de ateş, baktığınızda aslında ama salisenin içindeki görkem çok başka…
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Kopmaktan kastınız ne peki? Ortadan mı yok oluyorsunuz?
Hayır ama aklım pek ortada olmuyor. Her an onu düşünüyorum. Hep yanımda olsun istiyorum. Yanımda olmadığında da hep elimde telefon oluyor. Nerede, ne yapıyor, kiminle…
Kıskanç bir adam mısınızdır?
Kıskancımdır ama törpüledim kendimi biraz. Öyle de olması gerekiyor, kıskançlık fazlasıyla zorluyor ilişkiyi…
Bir röportajınızda kıskanılmaktan hiç hoşlanmadığınızı söylemişsiniz. Bir kadın sizi nasıl kıskanmayabilir ki? Bu konuda az da olsa taviz vermeniz gerektiğini düşünüyorum.
Dışarıya çıktığımda kadınların gözleri üzerimde oluyor, bunu biliyorum ama bir ilişkide bu her defasında sorun olacaksa nefes alamam. Karşımdaki kişi bana güvendikten sonra sorun olmamalı. Çok zor biliyorum bunu yapmak, bu sebeple çok güçlü, kişiliği oturmuş bir kadın olmalı karşımdaki. Bu benim mesleğimi yapan herkes için geçerli.
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
“Kadın gibi kadın” sözünü söyletecek bir kadını anlatın bana…
İlk etapta gördüğüm biriyse sadece gözlerine bakarım. Bütün ilişki oradan başlar… Bütün duyguları oradan geçer bana. Bir kadın, gözleriyle konuşabiliyorsa kadındır benim için. Tanıdıktan sonra samimiyet çok önemlidir.
Topuklu mu, spor ayakkabı mı seversiniz bir kadında?
Yerine göre değişir ama tabii ki topuklu! Siyah topuklu bir ayakkabı çok hoş görünebilir. Sade şıklıktan yanasınız sanırım.
Peki ya ideal makyaj nasıl olmalıdır?
Hafif makyajı tercih ederim. Abartılmış makyajı asla çekici bulmuyorum ve de hoşlanmıyorum. Gençlerde bu aşırılık çok fazla. Neden iyi göründüğünü düşündüklerini de bilmiyorum. Halbuki makyajla çirkinleştiriyorlar kendilerini. Bir erkeğin çok makyajlı kadını beğenme ihtimali hiç yok bence. Kadın, kadın için yapıyor makyajını. Kim ne sürmüş, kim kıyafetiyle makyajını uydurmuş vs… Gözüne bir kalem çek, hafif bir allıkla ruj sür, yeter.
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
“Bu ne hal” deyip bir kadına makyajını sildirdiğiniz oldu mu hiç?
Hayır, onu yapabilecek kadın zaten benim sevgilim olamaz.
Hiperaktif bir sevgili düşünemiyorum ben sizin yanınızda. O kadar durağan ve tane tane konuşan bir adamsınız ki öyle bir kadın sanki çok sırıtacak yanınızda…
Aslında çok değişkenim. Son rollerimden dolayı öyle düşünüyorsunuz belki de. Hiperaktifliği bilmem ama neşeli ve eğlenceli bir kadın değilse yanımdaki, olmaz o iş. Dengelemeli beni. Ben ona ayak uydururum.
Tek başınıza mı yaşıyorsunuz?
Son dört aydır evet ama aileme çok bağlı olduğum için bu dört ayın çoğunu yine onların evinde geçirdiğimi söyleyebilirim. Benim uğurum, işlerimi ailemle birlikte izlemektir mesela. Hangi gün dizi yayınlanıyorsa o gün onlara gideceğimi bilirler ve plan yapmazlar.
Yeni evinizin dekorasyonuyla siz mi ilgilendiniz? Hangi renkler hakim?
Evimin tamamında hakim olan renkler kırmızı, siyah ve ahşap sarısı… Kırmızı beni canlandırıyor, ahşap ise bana huzur verir. Yatak odanızda hangi renk var? Siyah. Karanlık olmasını seviyorum uyuduğum odanın. Perdelerim bile siyahtır.
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Rüya görür müsünüz sık sık?
En çok gördüğünüz gerilimli rüyalarınızı merak ediyorum. Yüksekten düşmek… Hep bir binanın tepesinden düştüğümü görürüm ve o anda uyanırım.
Korkularınız var mıdır hayatla ilgili?
Sevdiklerimi kaybetmek en büyük korkumdur. Sabah kalktığımda aklımdan ilk geçen şey: “Ya bir gün yanımda olmazlarsa” sorusudur. Herkes korkar tabii bundan ama samimi olan bunu kabul eder. Ben çok korkak bir adamımdır mesela. Kendimle ilgili korkularım var benim. “Hiçbir şeyden korkmam” diyen adam yalancıdır. Korkmak iyidir, canlı tutar insanı.
Muhteşem Yüzyıl ile bitirelim sohbeti… O dönemde yaşasaydınız kim olmak isterdiniz?
Kimse! Çünkü o dönemde kuracağınız en ufak bir cümle hayatınıza bile mâl olabilir. Yaşıyor musun, yaşamıyor musun belli değil. Hiç kolay değil öyle bir çağda hayat sürmek, öyle sorumluluklarla yüklenmek... Halimden memnunum.
Gözleriyle konuşuyor: Burak Özçivit
Kısa Kısa...
Aşk hayatınız hakkında sürekli bir şeyler yazılıp çiziliyor. Mesela Twitter’daki atışmalar. Kaçı doğru, kaçı yanlış bunların?
Biz bir ilişki yaşadık ve bitirdik. Kimse kötü bir şey yazmadı Twitter’ına. Eski kız arkadaşım onu yapacak biri değil. Hâlâ insan olarak çok seviyorum onu. Ben sadece biraz kendi yoluma bakmak istedim. Bunun dışında büyük bir sorunumuz ya da anlaşmazlığımız yoktu.
Eski sevgililerinizle görüşür müsünüz?
Bir şeyler yaşadığım insanla zaten kötü olmak istemem. Karşılaştığım yerde tabii ki konuşurum, ne yapıp ne ettiğini sorarım. Ama özel olarak arayıp program yapmam. Doğru bulmuyorum. Hayatınıza yeni giren kişi için garip olabiliyor bu tür bağlantılar.
Aşk oyunlarından hoşlanır mısınız?
İşin içinde şirinlik varsa keyifli olabilir ama kıskandırmak için bir şeyler yapılmasını hiç doğru bulmuyorum. Bana fazlasıyla antipatik gelir bu tür davranışlar.