İlahi adalet yerini buldu...
Röportaj: Özlem Yılmaz Küçük / CafeRUJ
Fotoğraf: Ferhat Uludağlar
Türkiye’deki yarışmada ilk dörde giremeyen İbrahim Gayberi, Best Model Of The World ikinciliğini nasıl elde etti? İşte yarışmanın tüm ara yüzleri ve Gayberi’nin hayatı…
İlahi adalet yerini buldu...
Ailesinden habersiz modellik yapan ve Best Model Of The World’un ikincilik ünvanını elde eden İbrahim Gayberi, bizi evinin bahçesinde ağırladı. Hem yaşamına hem de yarışmaya dair olan sohbetimizde şaşırtıcı detaylardan bahseden Gayberi, yarışmada dereceye girmesini tamamen ilahi adalete bağladığını söyledi. İşte tüm detaylarıyla yarışmanın ara yüzleri ve Gayberi’nin hayatı…
İlahi adalet yerini buldu...
Öncelikle “Best Model Of The Turkey” serüveninden bahseder misin biraz?
Best Model Of The Turkey’e 3 kez katıldım. Ancak 3. girişimde derece yapabildim. İlk girişimde imajım oturmamıştı, 2. girişimde ise bacaklarımı kalın buldukları için elendim. Ve sonrasında bir yıl boyunca bacaklarımı inceltmek için uğraştım. 3. girişimde her şeyim oturmuştu ve “The Best Catwalk” seçildim.
İlahi adalet yerini buldu...
Best Model Of The World’e, Türkiye’nin en iyi mankeni olarak seçilen Çağatay Ulusoy’un yerine, sen katıldın. Bunun nasıl gerçekleştiğinden bahseder misin?
Çağatay’ın sinema filmi çekimleri vardı. Yarışmaya katılması çok zordu ve Best Model Of The Turkey komitesi Çağatay’a bu nedenle izin verdi. Sonrasında birçok kişinin ısrarı üzerine benim gitmem önerilmiş. Ben bunu sadece yarışmaya bir hafta kala öğrendim. Büyük bir şok yaşadım, ne yapacağımı şaşırdım ve inanılmaz sevindim. Yarışma için Bulgaristan’a gittiğimde ise, en tecrübeli kendim olduğumu gördüm ve güvenim daha da arttı. Best Catwalk, yani Türkiye’de en iyi yürüyen mankeni seçilmemin haricinde, mayolarımızı giydiğimizde en iyi vücuda sahip olduğumu da gördüm. Bu beni daha da rahatlattı. Podyumdaki rahatlığımı juri de fark etmiş. Bu benim rüyamdı ve sonunda gerçek oldu.
Yarışma gecesi sahur yaptım ve ertesi gün iftara kadar uyudum
İlahi adalet yerini buldu...
Peki, yarışma hazırlıklarından bahseder misin?
Günde yaklaşık olarak 3-4 saat uyuyorduk. Bir hafta boyunca sabah 06:00’ya kadar prova yaptık. Saat 13:00’da tekrar prova gidiyorduk. Bu zaman aralığında antreman ve duş yapmam, yemek yemem, dinlenmem ve de uyumam gerekiyordu. Tabii had safhada diyet yapıyordum. Ayakta duracak halim kalmıyordu. Şimdi, yarışma sırasında çekilen fotoğraflara bakıyorum da kendimi tanıyamıyorum.
İlahi adalet yerini buldu...
Pes ettiğin zamanlar oluyor muydu?
Çok büyük milli duygular içerisinde bulunuyorsun. Hiç bir şey zor gelmiyor, Türkiye’nin derece alması için bütün zorluklara katlanmaya hazır oluyorsun. Ve hiç pes etmedim.
Derece aldıktan hemen sonra ne yaptın?
İnanılmaz derecede mutluydum. Yarışma ertesi ramazan ayının ilk günüydü ve oruç tutuyor olacaktım. Sahurumu yaptım, ertesi gün o yorgunlukla iftara kadar uyumuşum.
İlahi adalet yerini buldu...
Bildiğim kadarıyla muhafazakar aile yapısına sahipsin. Ayrıca ailen modellik yaptığını bilmiyor. Bu şekilde hayat nasıl gidiyor?
İstanbul Üniversitesi / Metalurji ve Malzeme Mühendisliği mezunuyum. Aslında bu bölümü tercih etmemin en büyük nedeni ailemin demir çelik işiyle uğraşıyor olması ve bu bölümü seçmemi çok istemeleriydi. Mezun olduktan sonra bu alanda çalışmamı çok istediler ama hiç çalışmadım ve yalan söylemek zorunda kaldım. Modellik benim işimdi. Mühendis olarak işe girdiğimi ancak şirketin beni sürekli yurtdışına göndereceğini söyledim. Modellik ve katalog çekimleri için yurtdışına gittiğimde ailem beni fabrikadan gönderiyorlar sanıyordu.
Ailem modellik yapmama karşıydı ve yarışmaya katıldığımı televizyondan öğrendi
İlahi adalet yerini buldu...
Ailem yarışmaya katıldığımı da bilmiyordu. Televizyonda Best Model Of The World reklamı dönmeye başlayınca beni görmüşler. Tabii bu durumun gerçekleşebileceği aklıma gelmişti ve evdekileri bu yüzden hiç aramamıştım. Arasaydım muhtemelen konsantremi ve moralimi bozabilirlerdi. Gördüklerinde çok şaşırmışlar, ama dereceye girince de çok sevinmişler. Artık her şeyi biliyorlar.
Geçen yıl Fashion Week’de yürürken oruç tutuyordun. Sanırım bu yönün kuvvetli. İşinle birlikte bu kişiliğin uyum sağlıyor mu?
Evet, ben de muhafazakarım, ancak tutucu değilim. Dindarım ve dinim gerektirdiklerini yapmaya çalışıyorum. İç dünyam ve dış dünyam farklı. Fashion Week’de de oruç tutuyordum ve aynı zamanda da yürüyordum. İkisi birbirine engel değil.
İlahi adalet yerini buldu...
Bir dönem seni Kıvanç Tatlıtuğ ile kıyasladılar. Ne diyorsun bu durum için?
Evet. İnsanlar her sarışın, mavi gözlüyü birbiriyle kıyaslıyor. Aslında hiçbir benzer tarafımız yok.
Oyunculuk yapmayı düşünüyor musun? Teklif var mı?
Şu an yok, olursa düşünürüm tabii ki. Aslında ben, 1 yıl Bakırköy Halk ve Eğitim Merkezi’nde oyunculuk eğitim aldım. 2 yıl İstanbul Üniversitesi’nde tiyatro oynadım ve burada 950 saatlik eğitim aldım. Sonra, hocamızın önerisi üzerine, set havasını solumak için birkaç dizide rol aldım. Burak Hakkı’nın bir dizisinde, Burak bana ısrarla modellik yapmamı önerdi. Bir de iletişim verdi. İlk zamanlar aramayı düşünmedim. Sonra aklıma takıldı ve aradım. Görüşmeye davet ettiler ancak biraz vücut yapmam gerektiğini söylediler. Ben çok fazla düşünmeden ve dediklerini yapmadan Best Model’a başvurdum. Şimdi ise dünya ikincisi oldum. Oyunculuk yapmak isterim ancak modellik benim için kutsal bir meslek ve bırakmayı düşünmüyorum. Yurtdışındaki, 45 yaşında hala en iyi modeller arasında olan modeller gibi olmak istiyorum. Modellik ve fotomodellik benim için kutsal bir sanat. Ayrıca sunuculuk da yaptım. Bir dönem Kıbrıs’taki büyük otellere dünya starları geliyordu. Ben de onlar için düzenlenen özel gecelerde sunuculuk yapıyordum. En son Nisan ayında Number One TV’de bir programa başladım ancak anlaşamadığımız için devam etmedik. Yakında bakanların da bulunacağı büyük bir derneğin kalabalık iftar yemeği olacak. Bu geceyi de ben sunacağım.
Sevgiliye ayıracak vaktim yok
İlahi adalet yerini buldu...
Hem oyunculuk, hem sunuculuk yaptın. Ve en önemlisi işinin ehli bir modelsin. Neden hiç magazin programlarında görünmüyorsun?
Ben hakkımda, şu şununla çıkmış, bu bu arabayı almış, şununla şuraya gitmiş gibi haberler çıksın istemiyorum. Sadece işimle anılmak istiyorum. Gece hayatım hiç yok denecek kadar az. Ayrıca gece hayatı benim için sosyallik de sayılmıyor. Sadece konserlere, davetlere, galalara katılıyorum. Onun dışında belki ayda bir arkadaşlarımla dışarı çıkarım.
Sevgili var mı?
Şu anda yok. Zaman ayıramıyorum. Olduğu zamanlarda bu yoğunluk içinde sürekli kavga ediyorduk. Bu da hem işime engel hem de ruh halime zararlı.
İlahi adalet yerini buldu...
Yurtdışından çağırılan Türk model ben oluyorum
İyi bir model olmak için görüntü ve yürümek yeterli mi?
Kesinlikle değil. İkili ilişkiler de çok önemli. Son yıllarda Türkiye’de yabancı modellerin tercih edilmesinin en büyük nedeni, kaprisli olmamaları. Maalesef Türk modeller fazlasıyla kaprisli. Yurtdışında da bu yüzden Türk model tercih etmiyorlar. Ama ben çok fazla işe çağırılıyorum. Yapı itibariyle kaprisli değilim. Herkesle arkadaş gibiyimdir ve ikili ilişkilerim çok iyidir. Karşılıklı güven ve sevgi çok önemli. Ayrıca işim bitti, paramı alayım ve gideyim düşüncesinde bir adam da olmadım hiç.
Eskiden podyumda daha esnek yürüyen mankenler vardı. Şimdi ne oldu da soğuk görünümlü, tepkisiz yürüyen mankenler tercih edilmeye başladı?
Aslında bu dediğin sadece Türkiye’de vardı. Modeller kıyafeti değil de kendini gösteriyorlardı. Model demek, askı demek. Sadece elbiseyi taşımalı. Artık Türkiye’deki modacılar da uyandı. Ve defilelerine özen gösteriyorlar.
İlahi adalet yerini buldu...
İlahi adalet yerini buldu diyebiliriz…
Geçen yıl seninle Fashion Week kulisinde karşılaştığımızda üzerinde The Best Model t-shirt’u vardı. Ben de sana böyle bir hayalin var mı, diye sormuştum. Malum oldu diyebilir miyiz?
Evet, o zamanlar The Best Model Of The World aklımda yoktu. Henüz The Best Model Of The Turkey’e bile katılmamıştım. Bu benim için ancak rüya olabilirdi. Ve rüya gerçekleşti.
Peki sence Türkiye’deki yarışmada neden ilk dörde giremedin?
Türkiye’deki Best Model yarışmasında, Erkan Bey’in bir gazeteye vermiş olduğu roportajda öğrendim ki ben favorideymişim. İlk dörde giremememin nedeni, modacıların 1,90cm boyundaki mankenlere giydirecekleri elbiselerin kollarının kısa gelebileceğini düşünerek 1,90cm altındaki mankenleri tercih etmeleriymiş. Ancak benim kollarım zaten bedenime göre biraz daha kısadır. 1,85 boya tekamül eder. Bu nedenle yurtdışındaki firmalar tarafından tercih ediliyorum. Yani hem boyum uzun hem de ceket boyları tam geliyor. Ancak bunu bilmedikleri için direkt ilk dörde girememişim. Tabii olayların bu şekilde gelişmesi, benim en iyi dünya mankeni yarışmasına gidiyor olmam ve dereceye girmem için engel değilmiş. Tamamen ilahi adalet yerini buldu diyebiliriz. Derece almayı çok istiyordum ve bu durumun, bu şekilde gerçekleştiğini düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
İlahi adalet yerini buldu...
Boy uzunluğunu neye borçlusun?
12 yıl valeybol oynadım. Ünivertsite’ye kadar 6 yıl Fenerbahçe altyapıda oynadım. Üniversite’yi kazandıktan sonra okulum Avcılar kampüsündeydi ve tüm birinci lig takımları Anadolu yakasındaydı. Çok uzaktı. Ya okumayacaktım ya da Avrupa yakasındaki ikinci lig bir takımda oynayacaktım. Mecburen 6 yıl kadar da ikinci lig takımlarında oynadım. Sonrasında sakatlık geçirdim ve bırakmak zorunda kaldım. Şimdi iyileştim ancak tekrar aynısı olursa yürüyememekten kortum.
Yaşın, burcun, vücut ölçülerinle ilgili bilgi verir misin?
26 yaşımdayım. Kova burcuyum. Boyum 1,90, 78 kilo, göğüs 102, bel 77, basen 99, ayak 45 ölçülerindeyim.
Peki, bir gününü nasıl geçiyorsun?
Her gün spor yapıyorum. Sabah kalkıp, pişirdiğim tavukları, protein tozumu ve shaker’imi yanıma alıp 10:00’da açılan spor salonumun kapısında 09:59’da oluyorum. 12:30’a kadar antreman yapıyorum. 13:00’dan sonra o gün ne işim varsa onu yapıyorum. Gece çok fazla dışarı çıkmıyorum. 00:00’da ya da en geç 00:30’da yatıyorum. Düzenli olmayı seviyorum. Genellikle insanlar, özellikle de bir yere geldikten sonra yaşam düzenlerini dağıtırlar. Ben inşallah dağıtmam. Eğer bir gün beni dağıtmış olarak görürsen, gel kulağımı çek. O hakkı sana veriyorum Özlem. Ayrıca şu anda Rusça öğreniyorum. Kursa gitmek için vaktim yok ama kendi kendime evde çalışıyorum.
İlahi adalet yerini buldu...
Nerelerden giyiniyorsun?
Çok fazla marka takıntım yok. Ucuz değil ama uygun fiyata kıyafet almaya çalışıyorum. Damat – Tween, Mango, Zara, Jack and Jones tercih ettiğim markalar. Moda takıntım yok, spor giyimden hoşlanıyorum.
Bir de Yemekteyiz programına katılmıştın değil mi?
Evet. Ama orada derece alamadım ?. İyi yemek yaparım. Bu yüzden şansımı denemek istedim. Tavuklu mantar soteyi çok iyi yaparım. Bir de çok karıştırarak yemek yaparım. Ailem ilk başta önyargıyla bakar ama tadına baktıktan sonra tabakta hiçbir şey bırakmazlar.