Leighton Meester

Ceylan Yeniacun/Cosmopolitan

Leighton Meester, Gossip Girl dizisinde canlandırdığı “Blair Waldorf” rolüyle “stil ikonu” ünvanını elinde tutmaya devam ediyor. Güzel oyuncu, aynı zamanda Vera Wang’ın Lovestruck parfümünün ve Missoni’nin de yüzü oldu. Leighton’ın bununla sınırlı kalacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü 26 yaşındaki güzel oyuncunun iç dünyasında bu saydıklarımızdan çok daha fazlası var. “Kendine güvenen kadın; dünyanın en stil sahibi kadınıdır. Bundan daha seksi hissedeceğiniz bir aksesuar yeryüzünde yok” diyerek söze başlıyor Los Angeles’taki Marmalade Cafe’de kahvesinden bir yudum alarak… “Leighton’ı ‘Blair’den ayıran en büyük farklardan biri de onun Chanel bootie’lerin olduğu bir dünyaya doğmamış olmasıydı. Ayrıca başarılı olmak için her zaman çok çalışmak zorunda olduğunun farkındaydı” diyor. Şimdilerde ise zamanının büyük çoğunluğunu Gossip Girl’ün final sezonunun setinde geçiriyor. Dizinin sonuna gelindiği için yeni proje teklifleri de şu sıralar güzel yıldıza bolca yağıyor. Oyunculuğun yanı sıra şarkıcılıkta da şansını deneyen Meester, Check In The Dark müzik grubuyla beraber çıktığı turnesine de devam ediyor. Aşk hayatını merak ettiğinizin farkındayız, sizi daha fazla bekletmeden açıklayalım; güzel yıldız kendisi gibi oyuncu olan Aaron Himelstein’la büyük aşk yaşıyor. Ama aşktan önce söze modadan başlıyoruz…

Favori tasarımcılarınız kimler?

Stella McCartney çok cool ve feminen. Gossip Girl’de ise Victoria Beckham tasarımlarını giyiyorum. Her tasarımı gerçekten mükemmel ötesi. Kalıpları ve renkleri inanılmaz seksi ama ben sokak modasını çok seviyorum; yüksek belli şortlar, mini etekler ve Topshop’ın çizgili gömlekleri favorilerim arasında.

Blair ve Leighton’ın okul yıllarındaki gardıroplarını karşılaştırırsak ortaya nasıl bir sonuç çıkar?

Asla karşılaştırma yapamayız! Blair’in aynı çantayı, ayakkabıyı ya da paltoyu iki kez giydiğini görmedim. Benimse dönüşümlü olarak giydiğim iki jean’im ve birkaç kazağım vardı.

Medyada her giydiğinizin eleştirilmesiyle ilgili neler söyleyeceksiniz?

Bu duruma çok fazla kafa yormuyorum. Giydiğim kıyafeti, bir dergi en kötü elbise seçerken diğeri en iyi seçebiliyor. Göz önünde olduğunuzda çoğunlukla acımasızca eleştiriliyorsunuz. “Çok şişmansın, çok zayıfsın ya da saçını beğenmedik” gibi eleştiriler gelebiliyor. Eğer bunların hepsini ciddiye alırsam kendimi çirkin ördek yavrusu gibi hissedebilirim.

Kendinizi rahat hissetmediğiniz zamanlar oluyor mu?

Kesinlikle! Yakın arkadaşlarım ve ailem dışında insanlarla beraber değilsem kendimi çok rahat hissedemiyorum. İster istemez geriliyorum. Eskiden insanlara daha kolay güvenirdim şimdi ise hemen yargılıyorum. “Ünlü olduğum için benimle arkadaş olmak istiyor” diye düşünüyorum. En yakın arkadaşlarım yıllardan beri değişmedi; onlar ben ünlü değilken de hayatımdalardı.

Şansınız olsa vücudunuzda herhangi bir yerinizi değiştirmek ister misiniz?

Daha güçlü ve esnek bir vücuda sahip olmak isterdim. Bazen de keşke bacaklarım daha zayıf, saçlarım daha gür olsa dediğim anlar olur. Yine de önemli olan “şu an bu halimi seviyorum” diyebilmek. Anı yaşamalıyız çünkü gün geliyor yüzümüzdeki sivilceler yerini kırışıklıklara bırakıyor. Bu yüzden bunları dert etmeye gerek yok.

Makyajsız görüntülendiğinizde ne hissediyorsunuz?

Makyajsız milyonlarca fotoğrafımı çekmiş olsunlar inanın umurumda olmaz. Makyajsız sokağa çıkıp dolaşmayı çok seviyorum. Aynaya baktığımda biliyorum ki birkaç sivilcem ve göz altımdaki koyu halkalar hoşuma gitmeyecek. Maskara sürmediğimde kirpiklerim de yeteri kadar uzun değil ama kendimi böyle de seviyorum. Eminim her kadın biraz allık ve maskarayla daha iyi görünür. Eğer bir erkekle randevum varsa tabii ki ben de her kadın gibi güzel görünmek istiyorum ama asla makyajı abartmıyorum. Çünkü erkekler o zaman şöyle düşünüyor: “Bu kızı bir de makyajsız görmek lazım.”

Kendinizi en çok ne zaman seksi hissediyorsunuz?

Sahnede şarkı söylerken çok seksi hissediyorum. Tek başıma şöminenin karşısına oturup müzik dinlediğimde ise inanılmaz rahatlıyorum. Vücudumu saran siyah, mini bir elbiseyle harika hissediyorum.

İyi giyinen bir erkek gözünüze seksi geliyor mu?

Üzerine yakışan bir takım elbise giydiğinde aklımı başımdan alabilir ama giydiği kıyafetin üzerine statüsünü eklemek ister bir de sürekli aynada kendini seyrederse işte o an buna tahammül edemem. Hollywood’da egosu yüksek erkeklerin sayısı çok fazla. Tişört, jean ve spor ayakkabılarıyla da iyi görünen ve nasıl göründüğüne fazla kafa yormayan erkek benim için idealdir.

Bugüne kadar rol icabı birçok kez gelinlik giydiniz. Nasıl bir duyguydu?

İlk giydiğimde etrafımdakiler “çok güzel olmuşsun” dediler, sonrasında o kadar çok kez giydim ki herkesin gözü alıştı. Gerçek hayatta bir kez giyersiniz (yani umarım bir kez olur!) ama çekim zamanında 20 gün gelinlikle dolaşabiliyorsunuz. Açıkçası gelinlik giymenin verdiği gizem ve heyecan bende biraz kayboldu.

Leighton Meester evlenecek olsa, şu an gelinlik tercihi nasıl olur?

Açıkçası şu sıralar evlenmek planlarım arasında değil. Ama eğer bir gün evlenecek olursam tercihim kesinlikle Vera Wang olur. Onun tasarımı olan her gelinlikle kendimi bulutların üzerinde hissediyorum.

Bugüne kadar kendinizi en çok hangi tasarımın içinde harika hissettiniz?

Bir sefer gold Marchesa tuvaletimle galaya katılmıştım. O gece kendimi Güzel ve Çirkin’deki “Belle” gibi hissetmiştim. Bir de kırmızı Louis Vuitton imzalı tuvalet giymiştim; harikaydı.

En beğendiğiniz aktristler kimler?

Gwyneth Paltrow! Bir keresinde tayt, tişört giymiş ve ıslak saçlarını tepeden atkuyruğu yapmış halde sete gelmişti. Yüzünde hiç makyaj olmamasına rağmen inanılmaz görünüyordu. Blake Lively de favorim. Onunla moda, manikür, saç modelleri üzerine saatlerce konuşabiliriz, bir de sürekli birbirimize iltifat ederiz.

Gossip Girl sona eriyor. Neler hissediyorsunuz?

Benim için yeni bir dönem başlıyor. “Blair Waldorf” karakteriyle yıllardır bütünleşmiş durumdayım o yüzden uzun süre bu tarz bir rol kabul etmeyi düşünmüyorum; yeni rollerle izleyici karşısına çıkmalıyım. Gossip Girl’de geçirdiğim zamanları ise unutmam mümkün değil, her anımız güzeldi.