Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Özlem Yılmaz Küçük / CafeRUJ
Fotoğraf: Gültekin Tetik
46 dergisinin kurucusu, sektöre kurgusal fotoğraflarıyla damgasını vuran Mehmet Turgut, 58 rocker’dan oluşan “Rock’n Frame” isimli sergisiyle hafızalardaki yerini iyice aldı.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Yaptığı iş için “Ruhunu şeytana satman gerek” diyen Turgut, imzasını biraz daha belirginleştirirken, sohbetimiz esnasında işine ve “Rock’n Frame”e ait açıklamalarda bulundu… İşte Mehmet Turgut ve Rock’n Frame sergisi…
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Serginin teması nedir?
Adı Rock’n Frame. Son 10 yıl içerisinde çekmiş olduğum 58 rock müzisyenden oluşan bir sergi. Metallica, Ozzy Osbourne, Slayer gibi birçok müzisyeni çekmiştim. En son Alice Cooper’ı çekmiş olmam beni inanılmaz derecede ateşledi ve artık tamamdır diyerek sergi oluşturmaya karar verdim.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Genel olarak fotoğrafların hard temalı değil mi?
Evet, böyle bir algı var ama hepsinin teması hard değil. Bu bence akılda kalan işlerin sert işler olmasından kaynaklanıyor. Kanlı bıçaklı ürkütücü fotoğraflar insanların daha çok aklında kalıyor. Aslında mevzu sert poz vermek değil. Sertlikten kastım, çoğu zaman insanın içindeki dürüstlük. Temanın doygunluğu, temanın karşı tarafın içine nasıl geçtiğiyle alakalı.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Genelde modellerin Rocker’lar oluyor değil mi?
Evet ama popçular da var. Kenan Doğulu, Bengü, Yalın, Ajda Pekkan, Kibariye, Emma Shapplin, Patricia Kaas gibi isimleri de çektim. Bu isimlerin fotoğraflarında da çok fazla olmasa da biraz sert bir dil var. Belki de beni tercih etmelerinin nedeni budur. Ben biraz daha gerçeklikleriyle ilgileniyorum. Bu ruh herkesin içinde var ve ben bu ruhu dışarı çıkarmalarına yardımcı oluyorum. Kimseye kostüm giydirmiyorum.
Fotoğraf: Burcu Yuvalı
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Sergi fotoğrafları satılık mı?
Hayır değil. Tüm fotoğrafları imzalayıp sahiplerini vereceğim.
Sergi neden özellikle Kemancı’da?
Kemancı rock camiası için çok önemli bir mekan. Ve benim sergimin ruhuna en uygun mekan Kemancı’ydı.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Belgesel sergi gibi bir projen olabilir mi?
Şu anda düşünmüyorum. Tabii bu, ileride böyle bir şey olmayacağı anlamına gelmiyor. Henüz 34 yaşımdayım ve bunun için henüz çok genç olduğumu düşünüyorum.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Peki yeni projeler var mı?
Birçok proje var. Sevgili Yekta Kopan’ın editörlüğünü yaptığı ”30” isminde bir fotoğraf kitabım çıkacak. 30 sanat fotoğrafımın ve fotoğrafların hikayelerinin bulunduğu bir kitap olacak. Bir kısa film üçlemesi var. Sonrasında sevgili Gonca Vuslateri’nin yazdığı şiirler ile benim bağımsız fotoğraf yorumlarımın olduğu bir kitap ve sergi olacak. Bu Türkiye’de iki farklı ismin ilk kez yaptığı bir şey olacak.
Aynı zamanda bir çiftin yaptığı bir ilk diyebilir miyiz?
Evet.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Peki zaman planlaması nedir?
Önümüzdeki yıl içerisinde hepsi gerçekleşecek. Zaten ben bir projeyi geçekleştireceğimi söyledikten 3-4 ay sonra hayata geçiriyorum.
Çekim esnasında ilham aldığın bir şeyler oluyor mu?
Aslında her alan için farklı konuşabilirim. Örneğin sanat fotoğraflarımda ilham aldım şey, bugüne kadar yaşadığım travmatik olaylar. Albüm kapaklarıyla ilgili olarak müziğin getirdiği hissiyat, dergi kapaklarıyla ilgili olarak derginin o ayki teması oluyor.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
En sevdiğin fotoğrafçılar kim?
Misha Gordon, Diane Arbus, Nihat Odabaşı’nı çok beğenirim ve çok da sevdiğim bir arkadaşımdır. Tamer Yılmaz’ı, Koray Birand’ı çok beğenirim.
Çekim sırasında hissettiğini ve istediğini alamadığınız oluyor mu?
Hayır, hiç böyle bir şey olmuyor. Bir şekilde istediğimi alıyorum. Sadece işime kanalize oluyorum ve karşıdaki de tamamen bana adapte oluyor, sonucunda acayip bir elektirik çıkıyor ortaya.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
46 dergisinin kurucususun. Peki, sevdiğin farklı dergiler var mı?
W, WEE, İtalyan Vogue, Japon Vogue.
İzinde yürümek isteyenlere söylemek istediğin bir şeyler var mı?
Fotoğraf denen hadise aslında o kadar da korkulacak bir şey değil. Teknik olarak herkes yapabilir, ama herkesin ruhu farklıdır. Herkes denklaşöre basabilir. Ama bunu meslek olarak yapmak istiyorsa bir kişi, ruhunu şeytana satmak gibi bir şeydir. Başka hiçbir şey düşünmemesi gerekiyor. Babamın bir sözü vardır, ne zaman rüyanda fotoğraf çekmeye başlarsan o zaman fotoğrafçı olmaya başlamışsındır. Ben rüyamda her gece çekim yaptığımı görüyorum.
Mehmet Turgut’la Rock’n Frame üzerine
Bana işinle ilgili bir anını anlatır mısın?
Aslında birçok şey var. Ama şunu söyleyeyim, İstanbul’a ilk geldiğimde Deniz Akkaya’yla, yaptıkları bir tiyatronun çekimlerinde tanışmıştık ve benimle birkaç dergi kapağı çekmek istediğini söylemişti. Tabii ben İstanbul’a yeni gelmiş, piyasada tanınmayan, sadece rock dergilerine, edebiyat dergilerine kapak çeken bir fotoğrafçıydım. Çekim için gittiğimde, saçlarım üç numara ve altımda şalvar vardı. Hiçbir şey umurunda olmayan bir fotoğrafçıydım. Ofistekiler “Deniz, fotoğrafçı nerede? Gelmedi mi yoksa?” diye sordular. Deniz de, “İşte fotoğrafçımız orada oturuyor, en az fotoğrafçıya benzeyen kişi”. Gerçekten de öyleydi.