73 Yaşında ve muhteşem
Harper's Bazaar/Laura Brown
Jane Fonda ‘73,5’ yaşında ve hala muhteşem görünüyor. Son kitabıyla gündeme gelen Fonda, hayatındaki erkekleri, meşhur sabıka fotoğrafını ve nasıl bedenini sevmeyi öğrendiğini anlatıyor.
Hayatı, kendi ikonik fotoğrafları üzerinde yükseliyor. Aralık ayında 74’üne basacak olan Fonda, yaşamanın başka bir yolunu da bilmiyor aslında. Onun özel hayatında soyunduğu tüm roller, toplumun bilinçaltına sızmış durumda: Henry Fonda’nın kızı, Hollywood’un saf ve temiz genç kızı, ilk kocası Roger Vadim’in ilham perisi, Oscar ödüllü oyuncu, aktivist, fitness kraliçesi, Tom Hayden’ın pek ‘siyasi’ karısı ve kendi deyimiyle tek rolünün ‘onun’ karısı olduğu medya devi
Ted Turner’ın eşi. (Çift, 2001’de boşandı.) Tüm bu farklı kişilik özelliklerini, bir alışveriş listesinin maddelerini sayar gibi müthiş bir hızla sayıp toparlıyor. O, hayatının bu birbirinden çok farklı dönemlerinin
organik olarak geliştiğini düşünüyor.
“Dışarıdan bakanların bunu böyle değerlendirmesinin zor olduğunun farkındayım. Ama benim için bunlar son derece doğal bir evrimin parçaları.”
73 Yaşında ve muhteşem
Hayranları onu adeta kendilerine
mühürlemek ister gibi. 2005’te, My Life So Far adlı anı kitabının imza gününde bu durum kendini iyice gösteriyor. Kadın bir hayranı: “Egzersizlerinizden birinde giydiğiniz parlak mavi renkli taytı ve tozlukları hatırlıyor musunuz? Göğüs ameliyatım sırasındaki en büyük destekçim bu görüntünüz oldu” diyor. Bir başkası: “Kendimi her kötü hissettiğimde Cat Ballou’yu izliyorum.” Başka bir kadın: “1971’de, San Francisco’daki savaş karşıtı yürüyüşümüzü hatırlıyor musunuz?” diye
soruyor gülerek, “Orada bir adam çıkagelmişti ve ona Barbarella demiştik.” Fonda, son kitabı Prime Time’ın kapağının nasıl olması gerektiğini tartışırlarken, kızının bir ‘bukalemun’ görseli önerdiğini anlatıyor. “Bu bana bir tokat gibi geldi. Düşündüm: Orada, bir ‘orada’ var mıydı? Yoksa ben birlikte olduğu adamla birlikte yeniden şekil alıp dolan, içi boş bir insan mıydım?” (Fonda, şu anda müzik prodüktörü Richard Perry ile
birlikte.) “Kadınlarla bir sorunum yok. Derdim hep erkeklerle, onları memnun
etmekle ilgili oldu. Birlikte olduğum erkeğin olmamı istediği kişi olabilmek için kendimi tuhaf şeylere dönüştürmemle ilgili. ‘Bu yapımı değiştirdim’ diyemem. Ama en azından yüzde doksan, hatta yüzde doksan beş yol aldım.”
73 Yaşında ve muhteşem
Fonda’nın yüzde yüz dediği şey ise, yaşamın ‘üçüncü perde’sinin bir son değil, bir tür yeni başlangıç anlamına geldiği. “Hayatı önce yükseldiğiniz, sonra zirve yaptığınız, ardından düşüşe geçtiğiniz bir çizgi yerine, bir merdiven gibi değerlendirin. Vücudunuz güçten düşebilir ama çıktığınız her basamakta esas önemli olan şey, hala aydınlanmaya ve özgünlüğe yaklaşıyor olabilmenizdir. Benim yaptığım tam da bu.” Ama o basamakları ikişer ikişer çıkıyor. Prime Time, işlevsel tavsiyeler kadar (Kendinize asgari bir bütçe belirleyin), penise dair bilgiler
de içeriyor (Erkeğin penisi yaşlandıkça nasıl küçülür, gibi). Kitabı bu kadar okunur kılan şey ise, her tavsiyenin onun deneyimlerinden geliyor olması.
Dış görünüşüyle girdiği savaştan öğrendiği şeyler, hayattan edindiği en önemli derslerden biri. “1950’lerde büyüdüm. Babam tarafından bana hep dış görünüşün en önemli şey olduğu öğretildi. İyi bir adamdı, ben de ona bayılırdım ama bence bir babanın kızına vermemesi gereken mesajlar verdi. Hep ‘Eğer kusursuz
görünmüyorsan sevilmeyeceksin’ derdi.”
73 Yaşında ve muhteşem
Genç kızlığından beri yoğun spor yapan Fonda, çok uzun bir süre blumia hastalığıyla boğuşuyor. “Ergenliğimden elli yaşıma kadar çok mutlu biri sayılmazdım. Huzuru bulmam uzun zaman aldı.” Onu blumia’lı haliyle, Vietnam’daki bir parkta, ayakları çıplak, iki çocuğu (Vanessa ve Troy) ile oynadığı o fotoğrafı düşünmek bugün insanı çok
şaşırtıyor. “40’lı yaşlarımdaydım. Eğer
bulimikseniz yaşlandıkça durumunuz daha da kötüye gidiyor. İyileşmeniz zorlaşıyor. O
yıllarda bir kariyerim vardı, ödüller kazanıyordum, dernekleri destekliyordum.
Her şeyim vardı. Bir gün, aniden durdum. Bir seçim yapmak zorundaydım: Ya ölecektim ya da yaşayacaktım.” Jane, kararını yaşamaktan yana kullandıktan sonra dikkatini yeniden topluyor, içindeki ‘o boşluğu başka bir şeyle
doldurmaya’ çalışmaya karar veriyor.
Egzersizler ve fitness kraliçeliği dönemi de bundan sonra geliyor. “Gloria Steinem, ilk güçsüzleşenin kaslar olduğunu söylemişti. İşe oradan başladım.”
Gerisini zaten biliyorsunuz. Son otuz yıl
içinde Fonda on yedi milyon fi tness kitabı ve videosu sattı. Sonuncuları Fit&Strong ve Walk Out. “Sırtımdaki kaslar baklava şeklinde!” deyip gülüyor, Naomi Campbell’in Cannes’da gerçekleşen Fashion for Relief defilesinde giydiği sırtı açık elbiseyi hatırlayarak. “Sırt kaslarıma güveniyorum ama dizlerim ve kalçalarım yapılı. O gün o podyumda aldığım ıslıkları havalimanında yürürken bile alabiliyorum!”
73 Yaşında ve muhteşem
O, bugünün Hollywood’unda büyüyen bir
genç kız olmadığı için mutlu. Georgia Rule (2007) filminde birlikte rol aldıkları oyuncu Lindsay Lohan’ı çok seviyor. “Ona karşı içimde derin bir şefkat var. Kaostan uzak bir
hayat yaşayabildiğini zannetmiyorum.”
Hollywood’dan uzaklaşması işe yarayabilir,
diyor. “Birinin kollarıyla onu sarması ve
uzaklara -onu şeytana uyduracak hiçbir
uyarıcının olmadığı bir yere- mesela Yeni
Zelanda’ya götürmesi gerek. Sadece sevgiyle
çevrelenmeli.”
Fonda, ilk gençlik yıllarında yer aldığı
fi lmleri pek sık izlemiyor. “Açıkçası bunu çok
acı verici buluyorum. Her birini sil baştan
oynamak isterdim, Barbarella da dahil.”
Neden? “Barbarella, o orgazm makinesinin
içindeyken aslında gülerdi. O şekilde
davranmamalıydım. Şimdiki aklım olsa
makineye pabuç bırakmamak üzere, oraya
müthiş bir güvenle giderdim! Makineyi ters
köşeye yatırıp onu alt ederdim!”
73 Yaşında ve muhteşem
Fonda elli yıldan bu yana herkesi ters köşeye yatırıyor ve kendi değerinin fazlasıyla farkında. (Oprah’ın şovunda tam bir saat boyunca yer aldığını hatırlatıyor.) 2009 yılında Broadway’e
dönüş yaptığı 33 Variations adlı oyununun aldığı çok olumlu eleştirilerden beri, Fonda’ya çok tiyatro teklifi geliyor. “Ama televizyonu tercih ederim. Hangi rolleri çok isterdim? Nurse Jackie mesela, Edie Falco’ya aşığım.Big C’ye de bayılıyorum, Weeds de harika…”
Bir düşünün, efsanevi Jane Fonda, Weeds’te bir marihuana satıcısı olarak küçük bir rolde yer alıyor. “Ama küçük roller istemem. Oynayacaksam başrol olsun.”
73 Yaşında ve muhteşem
“İnanması güç belki ama babam bana DIŞ GÖRÜNÜŞÜN en önemli şey olduğunu öğretti.”
73 Yaşında ve muhteşem
Sanki o hapishanedeki SABIKA fotoğrafımı Richard Avedon çekmiş gibi.
Çok güzel bir fotoğraf.