Bir İstanbul moda haftası biyografisi
Sabah/Ayşe Ferhangil
Dünyada moda haftaları sadece tasarımcının yeni koleksiyonunu sergilediği 'yılın belirli bir zamanı' olarak kalmıyor, bu organizasyonlar aynı zamanda, yapıldığı şehre ciddi bir turizm geliri ve saygınlık da kazandırıyor. Dört büyük moda başkenti olarak adlandırılan Paris, Milan, New York ve Londra, yılda iki kez dünyanın dört bir yanından gazeteci ve satın almacıları ağırlıyor. Ama durum sadece 'moda' olmakla bitmiyor. Mesela New York Ekonomik Kalkınma Örgütü'nün açıklamasına göre, moda haftasının şehre getirisi 300 milyon dolar civarında. Aynı şekilde Londra Moda Haftası'nda 200 milyon poundluk bir kazanç elde ediliyor. Bunun 20 milyon poundu konuyla tamamen alakasız alanlara kâr olarak yansıyor.
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
New York moda haftası bizi etkilemez!
Gözümüz yok, devler ligine girmek için daha 40 fırın ekmek yememiz lazım. Ama acaba biz de ucundan kenarından, bu moda haftası işinden kâr elde ediyor muyuz? Moda haftasının saygınlık dışındaki hanelerinden de ekmek yiyor muyuz? Bu yıl altıncısı düzenlenecek olan ve 20 tasarımcının defile yapacağı İstanbul Moda Haftası'nın komite başkanı Volkan Atik'in cevabı önemli. Atik, "Moda haftaları şehrin ve ülkenin ekonomisine katkıda bulunuyor, bu kesin. Sonunda insanlar geliyor, yiyor, içiyor, alışveriş yapıyor. Ama moda haftası odaklı geliri yüzde 100 ölçebilmek mümkün değil," diyor.
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
İstanbul Moda Haftası Komitesi'nin basın açıklamasına göre şimdiye kadar yapılan beş moda haftasını 162 bin kişi izlemiş. Organizasyona katılan her izleyicinin, İstanbul'a dört günde toplam 1200 dolar bıraktığı tahmin ediliyor. Atik, İstanbul Moda Haftası'nın şunun şurasında üç senelik bir geçmişe sahip olduğunu, ama kendimizi kıyasladığımız New York gibi moda haftalarının onlarca yıldır bu işi deneyimlediğini söylüyor. Haksız da sayılmaz, moda haftaları New York'ta 1943'ten beri yapılıyor. Kısacası 300 milyon dolarlar bize uzak. Moda haftalarının düzenlenme amacı olan; tasarımcıyı, dünya basını ve satın almacılara tanıtma aşamasında ne durumdayız? Atik, İTKİB (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri) üzerinden 100'e yakın satın almacının, 60'a yakın basın mensubunun İstanbul Moda Haftası'nda hazır bulunacağını söylüyor ve "Bizden bağımsız gelenler de olabilir," diye de ekliyor. Peki kim seçiyor, Türk Hava Yolları'nın taşıma ve The Marmara Oteli'nin konaklama sponsorluğu ile İstanbul'a getirilen davetlileri? Moda Tasarımcıları Derneği Başkan Yardımcısı Mehtap Elaidi, "Yurtdışında danışmanlık aldığımız bir PR ajansı var. Onlar bizi yönlendiriyor," diyor. Eminim çalışılan ajans da İstanbul'a getirecek adam bulmakta zorlanıyor, çünkü her ne kadar İstanbul beleşe gezmek için güzel bir destinasyon olsa da, New York Moda Haftası ile çakışan tarihler, işini ciddiye alan moda gazetecilerinin kıpırdama kabiliyetlerini sıfıra indiriyor. Çünkü herkes New York'ta hazır bulunmak zorunda! Bu noktada Elaidi ve Atik duruma farklı yaklaşıyor. Elaidi, "Gelecek sene bu durumu düzeltmek istiyoruz," derken; Atik, New York Moda Haftası ile çakışmanın İstanbul'a hiçbir zararı olmadığı kanaatinde.
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
Atik, İstanbul'a gelenlerin çoğunluğunun Rusya, Doğu Avrupa ve Ortadğu'dan olduğunu söylüyor ve "1990'larda Rusya'da yaşanan açılımın, Arap Baharı nedeniyle Ortadoğu'da gözleneceği görüşündeyiz," diyor. Tercümesi: Avrupalıdan, Amerikalıdan bize ne? İstanbul Moda Haftası yakın çevreden kaymak yiyecek, tasarımcı Ortadoğu'ya mal satacak. Aslında bunda yanlış bir şey yok. Birleşik Markalar Derneği'ne göre, Türkiye sınırlarını aşan 3 bine yakın mağazamız olmuş. Bunların büyük çoğunluğu komşu ülkelerde. Mağazalaşmak iyi güzel de, İstanbul Moda Haftası'na katılan tasarımcılar, Avrupa'ya sırtlarını dönüp, yakın çevreyle samimileşme işine ne diyor? İki sezondur Londra ve Paris'te defile yapmaya ve mağazalaşmaya başlayan Zeynep Tosun gibi herkesin bir Avrupa hayali yok mu? İşin en başından beri, İstanbul'da koleksiyonunu sergileyen ve bana sorarsanız geçen sezonun parlayan ismi olan Özlem Kaya, nihai amacının yurtdışında parçalarını satmak olduğunu kabul ediyor.
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
Moda haftası sayesinde Kuveyt'ten sipariş aldığını söyleyen Kaya: "Avrupa'ya açılamamak benim için başarızıslık olur." İstanbul Moda Haftası'nda kendi adını taşıyan koleksiyonunu sergileyen Elaidi, "Keşke başarılı olan isimler burada kalsa, işte o zaman İstanbul'da saygın bir moda haftası olur," diyor. Aslında İstanbul Moda Haftası'nın amacı da, dört büyüklerin arasına girmek değil. Çok daha 'ulvi' bir hedefi var: Ucuz malla rekabet eden Türk moda sektörünü, tasarıma yöneltme çabası. Yani Türkiye artık tasarımcı yetiştiriyor. (Not: İstanbul Fashion Week'in programını ve mankenlerle ilgili detayları, bugünkü Günaydın ekinde okuyabilirsiniz.)
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
15 milyon lira harcandı!
Tasarımcılar kadar kendini 'moda ve moda olan'la özdeşleştiren markalar da İstanbul Moda Haftası'nda yer almaktan mutluluk duyuyor. Dünyadaki diğer moda haftaları gibi, İstanbul'a da sponsor olan M.A.C makyaj malzemeleri ve San Pellegrino suları gidişattan memnun. M.A.C İletişim Direktörü Çağla Bingöl, "Baş makyözümüz, her defile öncesi tasarımcılarla bir renk paleti oluşturuyor. Defile sonrasında müşterilerimizle paylaştığımız trendler yaratılıyor," diyor. Geçen sezon sıkça gördüğümüz mat turuncu dudaklar buradan çıkma. "Bu sezon da bolca bordo, mürdüm ve mor göreceksiniz," diyor Bingöl.
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
San Pellegrino sularının Türkiye distributörü Nedim Makzume de, geçen sezon defileler sırasında 5 bine yakın su ve benzeri meşrubatı markanın hedef kitlesine ulaştırdıklarını söylüyor. Uzun lafın kısası, İstanbul Moda Haftası, akmasa da damlıyor. Tasarımcı Özlem Kaya, "Moda haftasının çok hızlı geri dönüşü olmayacağını başından biliyordum," derken; İTKİB'in organizasyonun yapılmaya başladığı 2009'dan beri harcadığı 15 milyon liranın havaya uçtuğunu da kimse düşünmüyor. İstanbul Moda Haftası Komite Başkanı Atik, "İstanbul Moda Haftası sayesinde 150 milyon dolarlık reklama eşdeğer basın çalışması yapılmış," diyor.
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
Bugün reklam geliri, yarın sıcak para, kim bilir? Hatta belki, iki sene öncesine kadar can çekişen Londra Moda Haftası'nı dirilten İngiliz tasarımcılar gibi bizim modacılarımız da olaya el koyar. Hakan Yıldırım, Zeynep Tosun, Hüseyin Çağlayan gibi isimler rüya takımı oluşturup, ucuz koleksiyonlarını burada sergiler. Üzerine bir de İstanbul Moda Haftası, uygun bir döneme konulur, Demet Müftüoğlu ve Ömer Karacan gibi isimler gönüllü tanıtım yapar. Ölme eşeğim ölme mi? Hayal kurmak bedava! Bunlar olursa işte biz o zaman İstanbul Moda Haftası'nı, dünya moda takvimine girmiş görürüz.
Bir İstanbul moda haftası biyografisi
Sanal ortamda takip yüksek
İstanbul Moda Haftası'nın (IFW) online sponsoru Markafoni Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, organizasyona fiziksel olarak katılımın dışında, sanal ortamdan da yüksek takip rakamları aldıklarının altını çiziyor. Afra: "Dördüncü kez İstanbul Moda Haftası'nın online moda sponsoru oluyoruz. Bu yıl da ekimizle etkinlik alanında yerimizi alarak organizasyon boyunca tüm yaşananları dakika dakika http://blog. markafoni.com adresinde paylaşacağız. Açıldığı günden bu yana 1 milyondan fazla ziyaret alan Markafoni blog, IFW süresince 86 ülkeden 150 binin üzerinde ziyaretçi alıyor. IFW sürecince ziyaretçilerde yüzde 185 gibi bir oranda artış oluyor."