Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Röportaj: ÖYKÜ YAZICIOGLU / ŞAMDAN
Son zamanlarda giyim kuşamından çok yaptığı işlerle gündeme gelen cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Deniz Berdan, yeni bir aksesuar koleksiyonu hazırladı. Berdan, aksesuarlarını, modaya bakışını ve yeni projelerini anlattı.
Cemiyet hayatının stil ikonlarından biri olan, son yıllarda modaya olan ilgisini profesyonel hayata taşıyan, kıyafetlerin yanı sıra aksesuar tasarımına da el atan Deniz Berdan, yeni bir aksesuar koleksiyonu hazırladı. Subat ayındaki İstanbul Fashion Week’te ilk aksesuar tasarımlarını görücüye çıkaran Berdan, çok beğenilince ikinci bir koleksiyon yarattı. Brandroom’larda satışı yapılan aksesuarları konuşmak üzere Deniz Berdan ile söyleşi yaptık. Deniz Hanım, aksesuarlarının yanı sıra moda, iş, özel yaşamı ve yeni projeleri hakkındaki sorularımızı da yanıtladı. Berdan, imzasını attığı aksesuarlarla çok özel pozlar da verdi.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
İlki İstanbul Fashion Week’te sunulan ve simdi Brandroom’larda satılan aksesuar koleksiyonunuzun ikincisini hazırladınız. Bu seferki temayı anlatır mısınız?
‘Görünmeyenlerin Kanıtları’ adını verdiğimiz aksesuar koleksiyonunu sürrealist Çek yönetmen Jan Svankmajer’in tüm zamanlarınen iyi animasyon filmlerinden biri kabul edilen, 84 yapımı ‘Dimensions of Dialogue’ adlı stop-motion kısa filminden etkilenerek hazırladık. DB aksesuarları 19. yüzyıl insan anatomisi ve çesitli hayvan figürlerinin uyumu ve gerçek üstü bakıs açısı ile olusturduk. Koleksiyon çok yeni bir teknoloji ile pleksi üzerine iki taraflı ve farklı bölümleri kabartma baskı teknigi ile hazırlandı. Kolajdan olusan sekiz farklı DB kolye Brandroom’larda (Nisantası ve Bagdat Caddesi) satışa sunuldu.
Jan Svankmajer’ın tam olarak tekniği nedir; yani sizi cezbeden ne oldu?
Svankmajer gerçeküstü kabusları konu aldıgı ve stop-motion teknigi kullandıgı islerinde sürealist yazar, ressam ve heykeltıraslarla işbirlikleri yaptı. Filmleri çoğu zaman gerçekten rahatsız edici ve agresif bir doğaya sahipken, bir çocugun bakış açısıyla yapılmıştır. Filmlerinde stopmotion teknigini kullanmasına ragmen, son zamanların pek çok uzun metrajlı filmlerine göre çok daha canlı aksiyon sahneleri görebilmek mümkün. En iyi bilinen eserlerinin arasında 1988’de çektigi ‘Alice’ de var. Dönemimizin önemli ve sevilen yönetmenlerinden Tim Burton’da Svankmajer etkilerini görebilmek mümkün.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Markanızın ismi (DB) sizin ve kızınızın isminin bas harflerinden olusuyor. Kızınız Begüm markanın ne kadar içerisinde, neler yapıyor?
DB ismini markalastırarak Begüm ile gelecege dair yapacaklarımıza yönelik şimdiden kullanmaya başladık. Begüm henüz yolun başında ve Londra’daki eğitimine devam ediyor.
Son zamanlarda yaptığınız çalışmalar ile gündeme geliyor ve beğeniliyorsunuz. Hayalinizdeki projeleri hayata geçiriyorsunuz diyebilir miyiz?
Aslında hayatımın çok büyük bir bölümü yeni ve farklı fikirli projeler üretip islerimi bu yolla devam ettirebilmekle geçti ve hala aynı tempoda geçiyor. İlk iş dönemlerinde moda editörlüğü, biraz anne mesleği, giyim kuşam konuları ve uzun yıllar sürdürdüğüm baba meslegi yayıncılıkla geçti. Tüm bu işlerin ortak noktası ise gerçekten hayattan keyif almamı ve mutlu olmamı sağlayan, beni motive edebilen, yeni, farklı fikirli projeleri kapsaması. Neticede hepimiz gelecek hayallerimizle varız aslında. Kıyafet konusundaki tasarımlarınızı biliyoruz; epey ilginç seyler ortaya çıkıyor.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Peki ya aksesuar; yani aralarında çok fark var mı, hangisini yapmak daha zor?
Aslında bir projeye baslarken kılık kıyafet, aksesuar ayakkabı gibi yapalım diye baslamıyoruz. Gayet tabii başlattığımız, önceden gelen ve sürekliliği olması gereken işler için ön araştırma ve yeni fikir döneminden geçiyoruz ancak yepyeni bir proje tamamen doğalında gelişiyor. İlki İstanbul Fashion Week’te Günseli Türkay defilesi ile yer alan ve o zaman Beymen Blender’larda satılan aksesuar koleksiyonumuzun ikincisini hazırladık. Aslında anne mesleği tekstil isine devam edip aksesuar isini düşünürken Günseli’nin bloğumda yaptıklarımızı görüp birlikte çalısma önerisiyle aksesuar tasarımı başladı. Defileye hazırlanmak için sadece iki haftamız vardı ve ben Bodrum’daydım. Günseli çalışması çok rahat ve pozitif bir tasarımcı. Bana mail yoluyla gönderdigi renkli, grafiksel koleksiyona
uygun olabilecek karakterleri pleksiye uygulanabilmek üzere tatil esnasında çizmiştim.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Çizim konusuna da yatkınsınız, yani siz çiziyorsunuz öyle mi?
Bizde çizer olma konusu babadan gelen bir durum. Eski gazeteci ve yayıncı olan babam Türkiye’nin ilk mizah dergilerinden sayılabilecek Akbaba’ya da çizermiş. Biz sadece ihtiyaç oldugunda kullanıyoruz çizme işini. Genellikle sanatçılarla işbirliği yapmayı seviyorum ancak is başa düştü mü işe yarıyor hafiften çizim kabiliyeti olabilmesi. Neticede kıyafet mi aksesuar tasarlamak mı daha zor konusunda aslında yeni fikir olduktan sonra hiç biri zor degil yeter ki bir ön araştırmayla farklı bakış açısıyla yorumlanabilmiş olsun. Türkiye’de çok yönlülük nedensiz bir Şekilde pozitif algılanmasa da bol hobileri ve çeşitli ilgi alanları olan bir insanım.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Aslında hepimizin bazı ortak ilgi alanları da olabilir ancak olaylara bakış açımız ve sebeplendirmeler bizi biz yapan etkenler. Bu aksesuarları kimler takabilir, yani her kesime hitap ediyor mu?
Bu aksesuarlar, kullanmaktan keyif alabilecek, farklılık ve yeni fikirleri seven herkese hitap edebilirken, genç ve entelektüel zevkleri olabilen kesime de hitap ediyor.
Yeni koleksiyonunuzda sadece kolye mi üretildi yoksa gelecekte küpe, bileklik gibi değişik aksesuarlar da var mı?
Alternatif malzemeler söz konusu olduğunda kolye ve broş en iyi sonuç alabildiğimiz aksesuarlar oluyor. Bizim de daha çok kolye ve broş kullanmayı tercih etmemizle de alakalı olabilir tabi.
Aksesuar bir kadın için ne kadar önemli sizce?
Aslında ilk bakışta karakter özellikleri hakkında ipuçları verebilen önemli detaylar aksesuarlardır. Aksesuar kullanımı dozunda ve yerinde yapıldığında kişiye değer katabilirken doz aşımı ile felaket bir görüntüye ve olumsuz fikre de sebep olabiliyor. Adeta avize gibi her tarafı taşlarla dolu bir kadının, sözüm ona sade görünümlü ama koskocaman taşları aynı anda parmağında, bileğinde, boynunda, kulağında set halinde taşıyandan veya farklı olmak adına bilinçsizce destelerce bileziği sağlı sollu taşıyandan ne farkı olabilir?
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Aksesuar tasarlıyorsunuz, peki mücevhere de merakınız var mı?
Mücevher merakım olmamakla birlikte kendi kültürümüzü yansıtabilen desenlerle hazırlanmış etnik görüntüde aksesuar tasarımları seviyorum. Şimdiye kadar bu yönde çalışmalar neredeyse görmedim diyebilirim ancak yeni giysi koleksiyonumuzu da ilgilendirebilen bu alanda bir firma ile iş birliği yapmak istiyoruz.
Sizi takip ettiğim kadarıyla vaktinizin çoğunu işe ayırıyorsunuz, bu işte başarılı olmanın sırrı çok çalışmaktan mı geçiyor?
İş konusunda gerçekten şanslı olduğumu düşünüyorum. Hayatım boyunca hobilerim işe dönüştü. Bu sayede yaptığım işten zevk alarak çalıştım. Annenin de baba kadar hatta daha bile fazla çalıştığı bir ailede büyüdüm. Gerçekten abartmıyorum çalışmadan sürdürülebilecek bir hayat modeli neredeyse bilmiyorum diyebilirim. Denemedim değil aslında 1.5 yıl kadar neredeyse hiç çalışmadan bir hayat tarzı denemesi yaptım ancak alışamadım, mutsuz oldum. Ben çalışarak mutlu oluyor, aileme, çevreme faydalı olabiliyor, geliştiğimi ve özgürleştiğimi hissedebiliyorum.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Siz her zaman ilgiyi üzerinizde toplamayı başarıyorsunuz, bu ilgi sadece sıra dışı giyim kuşamınızdan kaynaklanmıyordur herhalde, öyle değil mi?
Hiçbir şey aniden oluvermiyor aslında. Hobilerimiz ilgi alanlarımız, gittiğimiz yerler, okuduğumuz kitaplar, meraklarımız, çevremiz, politik görüşlerimiz hatta başımıza gelebilen olumsuzluklar gibi birçok şey bizi biz yapan özellikler. Şimdiye kadar yaptıklarım bir yana yeniliklere açık, kültür, sanat, spor ve çevreye duyarlı, sürrealist, uyumsuzluğun uyumunu seven, kasıntı olmayan, marka takıntısı olmayan, biri gibi olmaktan hoşlanmayan, sınıf ayrımına karşı, aktivist sayılabilecek, farklı olmaktan korkmayan bir insanım. Üretmeyi ve çalışmayı seven, hafiften de obsesif karakterde olunca farklı objektiften projeler çıkabiliyor.
Cemiyet hayatında, sizin stil sahibi olarak gördüğünüz isimler var mı?
Kendine has saç ve ten rengi, suratındaki ifade, tam yaşının getirdiği gibi giyinmesiyle Belma Simavi gerçekten de stil sahibi olabilen biri. Bu konuda ona hayranlık duyuyorum.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Profesyonel olarak firmalar ile de çalıştığınızı söylediniz; tıpkı Penti’de olduğu gibi... Yakın zamanda yine böyle bir çalışma olacak mı?
Farklı sektörlerde pek çok firma ile işler yapıyoruz. Şu anda Avrupa’nın en büyük kozmetik zinciri Douglas ile çalışmalara başladık. Önümüzdeki günlerde projelerimizi tanıtmaya başlayacağız.
Siz birbirinize çok bağlı ve her konuda destek bir ailesiniz. Anlaşmazlığa düştüğünüzde sorunları nasıl hallediyorsunuz?
Ailemizde kararları ortak alırız. Şahsen bir karar almadan önce aramızda konuştuğumuz gibi öncelikle kararlarımızın ailemizi nasıl ve ne şekilde etkileyebileceğini düşünürüz. Açıkçası şimdiye kadar çözülmeyecek bir sorunla da karşılaşmadık. Belki de bunun sebebi olaylara empati yaparak yaklaşabiliyor olmamızdır. Neticede olayların en basit çözümü kendini karşındakinin yerine koyabilmek olabilir.
Deniz Berdan: Ben çalışarak gelişiyor ve özgürleşiyorum
Kızınız Londra’da tasarımcılık okuyor, peki ya oğlunuz Can’ın hangi sektörde çalışması gönlünüzden geçiyor?
Can’ın dededen geçmiş olabilecek inanılmaz bir resim kabiliyeti var. Her aile gibi bizde çocuklarımızı sevdiği ve eğilimi olan konularda destekliyoruz ancak gideceği yön ve aldığı kararlar tamamen onların seçimi. Hayatta en çok istenen şey mutluluk. Benim için gerçekten de onların mutluluğu en önemlisi.
Son dönemde moda konusunda açılan birçok blog var, siz de bir blog yazarı olarak bu blogları nasıl buluyorsunuz?
Uzun yıllar dergi çıkarmış biri olarak sosyal medyanın samimiyetin hızını ve bir dergiden çok daha geniş kitleler ulaşabilme kabiliyetini hayranlıkla izliyorum. Moda bloggerları ciddi moda yazarlarına göre daha amatör olmakla birlikte blog konseptinin getirdiği samimiyette yazıyorlar. Yalnız burada işin kritik kontrol noktası yazıları yazarken tarafsız olabilmek ciddi bir araştırma ve konu ile ilgili bilgi birikiminin olabilmesi, kendini sürekli yenilerken, farklı fikirlere açık olup eleştiri yazabilme kabiliyeti. Eleştiri yazısı yazarken konunun zayıf ve güçlü yönlerini belirtmek olayın gerçek değerini belirler. Eleştiride amaç iyi olanın değerini ortaya koymak, iyi ile kötüyü ayırt edebilmektir. Eleştiri yapabilmek için yeterli bilgi birikimine sahip olurken inceleme yapmasını bilebiliyor olmak gerekir. Eleştiri sadece övgü veya yergi değildir. Eleştiriler konunun iyi anlaşılmasını da sağlar, gerçeklere uygunluk derecesine göre değer kazanır. Bu nedenle konunun beğenilen veya beğenilmeyen taraflarının sebebini yazarak belirtmelidir. “Beğendim çünkü...” veya “Beğenmedim çünkü...” diye başlamalıdır. Tüm bu kriterlerin olabildiği bloglar uzun yıllar büyük okuyucu grupları ile yayınlarına devam edebilirler. Ancak unutmamalı ki amaç sadece okuyucu kitlesini arttırmaya yönelik olmayıp etik değerler çerçevesinde okuyucuya ulaşabilmektir.