Eğlenceyi üzerinizde taşımaya ne dersiniz?

Biz yepyeni bir keşif içerisindeyiz! Peki siz, giyimin en basic halinden yola çıkarak fark yaratan bir markanın kariyer serüvenini okumaya hazır mısınız? Kısa sürede dünyaya açılan bir Türk markası olan DOGO'nun hikayesini, ayakkabı-çanta ve giyim konusuna eğlence getiren marka kurucusu Gökhan Peksarı'dan öğrenmek için devam edin…

Biraz kendinizden ve markanızdan bahseder misiniz?

İzmirliyim, 40 yaşındayım ve koyu bir Karşıyakılıyım. Tasarıma dayalı inovasyona her zaman ilgi duydum. Lise yıllarında Amerika'dan baskılı tişörtler getiriyordum. Çok havalıydı onları giymek, kızlar bayılıyordu. Yıllar sonra lise defterlerimi kurcalarken bir not ilişti gözüme: 'Tişört sat'. İşte o not benim iş konusunda yol haritam ve DOGO yolculuğumun başlangıcı oldu.

2006'da şirketi kurdum. Tişört işi yapacaktım ama bir hikaye olursa daha iyi iş yaparız diye düşündüm. Türk motiflerinden oluşan bir tişört koleksiyonu hazırladık. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kapısını çaldık ve 'Turqs' markasıyla o koleksiyonu bakanlığa sattık. Tişörtü bir iletişim aracı olarak kullandık.

Bakanlık 'Turqs ile geleneklerimizi yabancılara tanıttınız, bunları gençlere de aşılayın' diye markayı bize geri verdi. Biz de iç piyasaya sunduk ve bu koleksiyon ilk çok ses getiren işimiz oldu.
Ardından sticker ve tablo işleri yaptık. 2010'da ise dijital baskıyı inovatif bir şekilde kullanarak dünyada ayakkabıya ilk kez baskı yapan marka olduk ve kısa bir süre içinde de dünyaya açıldık.

Dogo marka profilini, tarz olarak duruşunu biraz anlatır mısınız?

Bir DOGO'yu görmezden gelemezsiniz, mutlaka kendine baktırır. Fark yaratmayı seven bir marka kişiliğine sahip. İnsanların üzerinde yarattığı duygu bu.

Bir tüketici olarak satın aldığımız, beğendiğimiz, hakkında konuştuğumuz markalara baktığımızda olduğumuz veya olmak istediğimiz insana benzeyen markaları seçiyoruz. DOGO'yu tercih edenlerin sanatı üzerine taşıyarak beğenilerini yüksek sesle ifade etmekten çekinmeyen, yaratıcılığa bir yerinden bulaşmış kişiler olduğunu söyleyebilirim. Bu bizim için çok anlamlı bir ilişki.

Markanız, Türkiye ve dünyada en iyi caddelerde birçok satış noktasına sahip. Bu başarı nasıl oluştu?

DOGO'nun tasarım gücü ve sürekli kendini yenileyen bir yapısı var. Heyecan uyandıran bir marka. Ayrıca kurulduğu günden itibaren dünyayla rekabet etme perspektifi ile hareket ettik. Tüm hazırlıklarımızı bu yönde yaptık. Tüketicimiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımız ile çok şeffaf ve samimi ilişki kurduk. Sosyal medyayı iyi kullandığımızı düşünüyoruz. Hepsinin ötesinde genç, işini ve birbirini çok seven bir ekibimiz var. Bu dinamizm başarıyı getiriyor.

DOGO ürünlerine dünyada ve Türkiye'de nasıl ulaşılıyor? Nerelerde mağazalarınız var?

Türkiye'deki altı mağazamız ve satış noktalarımızın yanı sıra 67 ülkeye dogostore.com üzerinden on-line satışımız var. ABD, Almanya, İspanya, Hollanda, Fransa, İsviçre, Lübnan, BAE, İsrail'de mağazalarımız ve çok sayıda cornerımız var. Dönem dönem e-ticaret sitelerinde kampanyalarımız da oluyor.

Çalışmalarımızı incelediğimizde bayan, erkek ve çocuk ürünleri görüyoruz. Bu kadar farklı gruba hitap etmek zor olmalı. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Farklı gruplara hitap etmek oldukça zor ama bir o kadar keyifli. Çünkü esasında yaptığımız iş günlük hayatta kullandığımız ürünlere farklılık katmak. Biz bunu yapıyoruz sonrasında bir yerlerde bu farklılığı arayan insanlara ulaşıyoruz. Örneğin farklılık seven bir erkeğin arayacağı tasarımları erkek modellerine uygularken çocuk ürünlerimizde daha çok onların dünyasından hikayelere, masallara ya da kahramanlara yer veriyoruz. Elbette kadın dünyası çok daha komplike olduğu için istedikleri tasarımı yaratmamız daha çok zaman alıyor. Uzun süren tasarım onay süreçleri yaşıyoruz çünkü kimi kadın cupcake temalı bir tasarımdan hoşlanırken kimi zombie temalı ürünlerden hoşlanabiliyor.

Trend olsun olmasın belli dönemlerde bazı parçalar daha çok öne çıkıyor. 2017'de en çok hangi parçaları göreceğiz Dogo markasında?

2016'da bot ve ayakkabı kategorisinde birçok yeni model çıkardık ve hepsi çok sevildi. Şimdi önümüzde 2017 İlkbahar- Yaz koleksiyonu var. Müşterilerimizden gelen önerilerle yeni koleksiyonumuza ilk defa sandalet ekledik. Bunu hem dolgu hem de düz topuğa uyarlayıp tasarımlarımızla harmanladık. Uzun süren çalışmalar sonucu belirlediğimiz modellerimizde yine her zamanki gibi tasarım kadar konfor da ön planda.

Dünya devleri Warner Bros ve Looney Tunes`ten lisansaldınız. Bu değerli iş birliğinden bahsedermisiniz?

Warner Bros. hayal gücünün ulaştığı en tepe nokta. Bizim için çok heyecan verici bir işbirliği. Warner Bros. ile yaptığımız bu lisans anlaşması ile Dogo dokunuşuyla hepimizin hayatında bir yeri olan kahramanları artık üzerimize taşıdık. Biz çok sevdik, umarız takipçilerimiz de sever.