İstanbul’dan dünyaya: Asena Sarıbatur
Sosyal medya hesaplarından takip ettiğimiz kadarıyla İstanbul'da mı, Milano'da mı çoğu zaman yakalamakta güçlük çekiyoruz, değil mi? Dünyada katıldığı moda haftalarında, sokak stili görünümleriyle birçok global dergiye yansıyor, dünyaca ünlü sokak stili fotoğrafçılarının objektifine takılıyor Asena Sarıbatur. Peki, kimdir @asenasaribatur? Tam olarak neler yapıyor? Blogger'lar arasında stilini ve modaya, dijitale, dünyaya bakış açısını en çok sevdiğim isimlerden olan Asena Sarıbatur ile bu soruların cevabını bulmak için İstanbul'da bir araya geldik…
@ozlemyilmazkucuk
İstanbul’dan dünyaya: Asena Sarıbatur
Seni moda bloggerı olarak tanıyoruz. Ama aslında moda sektörünün farklı alanlarında birçok deneyimin var. Biraz hikayenden bahseder misin?
Moda sektöründeki serüvenim İstanbul Moda Akademisi'ndeki Fashion Styling eğitimi ile başladı. Marie Claire'deki stajımla devam etti. Aynı süreçte o zamana kadar amatör olarak var olan blogumu daha profesyonel hale getirmeye karar verdim. Marie Claire dergisindeki stajım bana çok şey kattı. Ardından freelance styling yapmaya başladım. Ve tüm bunları yaparken blogumu da paralel olarak yürüttüm. Çünkü aslında beni çok besliyordu. Çünkü bir şey üretiyorsun. Yazıyorsun, çekim yapıyorsun ve oraya koyuyorsun. Ve yıllar sonra hala oradalar. Birçok insan okuyor, belki birilerine ilham oluyor. Bu düşünce bana çok keyif veriyordu ve hobi olarak da olsa hiçbir zaman vazgeçmedim dijital dünyadan diğer işlerimi yürütürken. Styling, moda editörlüğü serüveni freelance devam ederken bu iş yurt dışında nasıl oluyor deneyimlemek için o zamana kadar da çok sık ve severek seyahat ettiğim Milano'da bu alanda eğitim almaya karar verdim. Istituto Marangoni'deki Fashion Styling eğitimim ardından Milano ile olan bağım daha da sağlamlaştı. Kariyerimde, hayatımda olması gereken şehirlerden biri olduğuna karar verdim. O zamandan beri çok sık gidiyorum. Ve hatta geçtiğimiz Ekim ayından beri yarı yarıya Milano'da yaşıyorum. Bir önceki Ekim ayına geri gidecek olursak bir de İstanbul'da bir "showroom" maceram oldu. Yeni tasarımcılara markalaşma ve globalleşme konusunda danışmanlık verme hedefiyle kurduğum showroomun hizmetlerini, bazı zorlu deneyimlerin ardından sınırlandırdım. Markalaşma sürecini tamamlamış ve her şeyiyle yurt dışındaki pazarlara açılmaya hazır olan markalara Milano ve Dubai pazarları nezdinde hizmet veriyorum. Filmi ileri sarıp bu Ekim ayına geri dönersek de, Milano ve İstanbul arasında gidip gelen ve influencer olarak dijital projelerime yer verdiğim bir dönemin başlangıcı diyebilirim.
İstanbul’dan dünyaya: Asena Sarıbatur
Yurt dışında nasıl işliyor bu dijital süreçler? Yurt dışındaki ve Türkiye'deki bloggerlar arasındaki farklar neler sana göre?
Dijital dünya sınırsız gerçekten. Ve bu dünyada elde edilen başarı ve güç çok önemli. Dünyada örneklerini görüyoruz. Blogger olarak çalışmalarına başlayan, bu anlamda önemli bir takipçi sayısı ve güç edinen isimler farklı alanlara, biraz da başarıyı garantileyerek geçiş yapıyor. Yurt dışında bu güç çok önemseniyor. Markalar bu işlere gerçekten olması gerektiği gibi çok profesyonel bakıyorlar. Bloggerlar da buna paralel olarak son derece profesyonel bir duruş sergiliyorlar. Global etkinlikleri takip edip sadece kendi ülkelerinde değil, sınırsız bir alanda etkin olmayı, tüm dünyada tanınan isimler olmayı hedefliyorlar. Tabi ki bu noktada, halihazırda modanın merkezlerinde yaşıyor olmaları ya da bu noktalara kolay seyahat edebiliyor olmaları ve birçok dünya markası ile çalışıyor olmaları en önemli avantajları. Türkiye'de bizler için seyahat etme süreçleri bir Avrupalı kadar kolay olmuyor malum. Bu anlamda yurt dışındaki etkinlikleri, moda haftalarını takip etmek çok daha zor oluyor. Bu zorluktan dolayı biz bu anlamda biraz geri kalabiliyoruz. Ayrıca marka, ajans, dergi nezdinde bakıldığında bu dijital sektör henüz tam anlamıyla benimsenmiş değil bana göre. İlk vazgeçilen işler oluyor ne yazık ki.. Çok sağlam bir zeminde değil. Ama ben şu zamana kadar çok sevdiğim çok iyi markalarla projeler gerçekleştirdiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
İstanbul’dan dünyaya: Asena Sarıbatur
Dünyada tanınan bir blogger olmak için gereken adımlar neler? Ve senin tam da bu noktada yurt dışından takipçilerinin olma nedenleri neler?
Dijital dünyanın sınırsızlığından ve bu alanda elde edilen başarıların önemli bir güç olduğunu ifade ettim ya, işte bu güç sayesinde, yarattığınız kimlik sayesinde hiç tahmin etmeyeceğiniz ülkelere, hiç tahmin etmeyeceğiniz insanlara ulaşabiliyorsunuz. Hatta öyle ki, dilinizi bile anlamasa, yarattığınız görsel dünyayı sevdiği için stilinizi sevdiği için takip eden insanlar var. Ama tabii ki, her ne kadar "görsel" iletişim ilk sırada yer alsa da, iletişimin devamlılığı için en önemli şey değil. Bu anlamda global olmak ve çok daha fazla insana ulaşabilmek ve onlarla bir iletişim sağlayabilmek için paylaşımlarda ingilizce kullanmak önemli. Seyahat etmek, moda başkentlerinde neler oluyor bilmek, takip etmek; dünyadaki moda haftalarını takip etmek, global bir çevre yaratmak; bunun için önce okumak, tüm dergileri takip etmek, editörleri, kreatif direktörleri, moda fotoğrafçılarını bilmek; street style fotoğrafçıları tanımak gerek ve tam da tüm bu dünyaca ünlü isimlerin de katıldığı etkinliklerde, moda haftalarında kendi markanızı tıpkı sosyal medya hesaplarında olduğu gibi temsil etmeniz gerek.
İstanbul’dan dünyaya: Asena Sarıbatur
Ben de moda zaten başlı başına global bir dinamik olduğu için global bir moda kültürü benimsedim ilk günden beri. Hep dünyaca ünlü stylistleri, fotoğrafçıları, tasarımcıları, dergileri, kitapları, influencerları takip ettim. Sonra dünyanın en önemli moda başkentlerinden birinde bu iş nasıl yürüyor deneyimlemek için bir eğitim aldım. Bu süreçte de gerçekten ülkemizdeki zorlukları fark ettim. Ve sınırsız olan bu dünyaya sadece Türkiye olarak bakmamak gerektiğini bir kez daha anladım. Hep bu bakış açısıyla adımlarımı attım. Bu anlamda kullandığım dil, sunduğum imaj, çalıştığım markalar, gerçekleştirdiğim projeler de bu bakış açısıyla ilerledi. Ayrıca yurt dışında aldığım eğitim sırasında edindiğim çevre, her sezon takip ettiğim Milano moda haftası, Paris moda haftası, orada olmak, markanı, kendini temsil etmek, birçok farklı insanla iletişim kurmak, takipçilerinize, markalara sizin izlediğiniz yolu çok net şekilde ifade ediyor. Ve de sizi de o sınırsız dünyaya ait kabul ediyorlar.
İstanbul’dan dünyaya: Asena Sarıbatur
Peki, tüm bu süreçlerde blogger olarak, influencer olarak nasıl para kazanıyorsun?
Proje gerçekleştireceğiniz marka ile detayları netleştirdikten sonra bütçe aşamasına geçiyorsunuz. İşin bu aşamasında da profesyonel bir dil ve tutum benimsemek gerek. Asla her markaya ve ajansa ait genel geçer bir bütçe olamaz. Kendi projenize göre bütçe belirliyor olmanız gerek. Herkesin sorduğu ilk şey bu örneğin: "1 fotoğraf paylaşıp ne kadar kazanıyorsun?" Ben hiçbir zaman öyle yaklaşmadım konuya. Bunu bir fotoğraftan kazanacağın para olarak görmek çok yanlış. Ya da her markaya proje detayını sormadan bütçe sunmak, hatta markayı bile bilmeden ajanslara bütçe sunmak da keza öyle… Markaya ve projeye genel bir bakış açısıyla yaklaşmak, önce onun sizin markanıza uyup uymadığını sorgulamak gerek…
İş bütçe kısmına geldiğinde o markaya, projeye ve kendi markanıza göre belirlediğiniz bir bütçe olmalı. Ayrıca kendinize ait bir şirketiniz olması ve işin tüm faturalandırma süreçlerini de sorunsuz çözebiliyor olmanız gerek. Yani bu işe her aşamasıyla profesyonel bakmak, yaratıcı olmak gerek. Önce kendi bakış açınız bu olmalı ki, diğer insanların bu işe çok basit, çok sorunsuz, çoğu zaman önemsiz bir iş olarak bakmasına engel olalım.
İstanbul’dan dünyaya: Asena Sarıbatur
Yakın zamanda ne gibi projeler var gündeminde?
Şu an odağımda dijital projelerim var. Aynı hızda devam edecek. Bol bol seyahatin de içinde olduğu projeler... Vintage tutkumu takip edenler bilir. Bu tutkuyu da keyifli projelere çevirmek fikrindeyim. O anlamda belli zamanlarda gerçekleştireceğim etkinlikler olacak.
Stilini nasıl tanımlarsın?
Deneysel diyebilirim... Birçok farklı stilden izler taşıyan deneysel bir stilim var...
Fotoğraf: Burcum Baygut
Makyaj: Hazal Öçal
Saç: Mesut Gürdal
Mekan: Soho House Istanbul