Kendi Yörüngesinde
Zaman, yaş, trend gibi kavramlardan uzak; ortak gustoyla bir araya gelen parçalar... Fey'in kurucusu Fatoş Yalın'ın yeni sezon seçkisinde neler var?
Çağla Bingöl
Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu
Kendi Yörüngesinde
Nişantaşı'nda adının anlamını sonuna kadar yansıtmayı başaran Fey'e yazın sonuna doğru, bir açıp bir kapatan, bulutlarla köşe kapmaca oynadığımız bir günde gidiyoruz. Öncesinde Fatoş Yalın bizi birkaç kere uyarıyor; "Burası fotoğraf için çok karanlık olabiliyor. Hazırlıklı olun!" Ne de olsa kendisi, Türk moda dergiciliğinin en önemli isimlerinden biri. Biz gelmeden önce çekilebilecek kareleri kafasında planlamış bile. Tıpkı kariyeri boyunca bir kıyafeti gördüğü anda onu nasıl fotoğraflanabileceğine çoktan karar verdiği gibi…
Kendi Yörüngesinde
'Fey' eski İngilizcede 'bu dünyanın dışından', 'sihirli', 'kendine has' anlamlarına geliyor. Ve başta bahsettiğim gibi mekan, bu anlamların altını başarıyla dolduruyor. Fatoş Yalın, Fey'den bahsederken; "Ben bir tasarımcı ya da dükkancı değilim; hoşuma giden kıyafetleri ürettiğim ve sattığım bir mekan olmasını istedim. Bu nedenle Fey'in vitrini yok; göz hizasında değil." diyor. Bu duruş günlük moda trendlerine karşı bakışını da yansıtıyor Fey'in ve dolayısıyla Fatoş Yalın'ın. Tahmin edeceğiniz üzere burası güncel modayı takip etmiyor; zaman, yaş, trend gibi kavramlardan uzak, kendi dünyasında koleksiyonlar yaratıyor. Bu koleksiyonların ortak noktası da geçmiş sezonun yeniyle arasındaki geçirgenlik. Yani Fey'in müdavimleri (ki tam da müdavim denebilecek bir kitle) önceki sezonlardan aldıkları kıyafetleri rahatlıkla yeni koleksiyondan parçalarla buluşturabiliyorlar.
Kendi Yörüngesinde
Fatoş Yalın'ın moda çevrelerinde -tersini duymazsınız- övgü ile karşılanan tarzından izler taşıyan tasarımlar eşliğinde önce birkaç kare fotoğraf çekiyoruz. Tabii hangi kıyafetin, hangi fonun önünde ve nasıl bir pozda iyi durabileceği konusuna kendisi çok hakim. Bu noktada kendisini izleyip biraz 'faydalanma'yı tercih ediyorum.
İlk soru beklendiği üzere kişisel stilinin sırları üzerine oluyor. Ama o da daha ilk cümlesiyle bu klişe soruyu anlamsız hale getiriyor; "Son yıllarda stil konusu moda haline geldi. Eskiden 'Ne hoş' ya da 'Ne rüküş' denirdi. Şimdi stil modası var… Stil aslında bir karakter meselesi; karakter ve kişisel altyapının dışa vurumu. Benim için önemli olan kendini içinde iyi hissetmek ve ne giyeceğine fazla mesai harcamak zorunda kalmamak." Bu cümlelerinin ardından son dönemlerde oldukça revaçta olan 'yatırım parçalar' kavramına da karşı olduğunu anlıyoruz; "Gardıroba, eve ya da arabaya kısacası herhangi bir şeye yatırım yapmak dünyanın faniliğini bildiğiniz zaman anlamsızlaşıyor. Gardıroba yatırım yapıyorsunuz ama yarın onu giyebilecek kadar yaşayıp yaşayamayacağınız belli değil. Zaten yatırım mevhumu benim karakterime de aykırı."
Kendi Yörüngesinde
Bir taraftan Fatoş Yalın'ı dinlerken diğer taraftan koleksiyonu inceliyorum. Gerçekten tüm bu raflarda ve askılarda gördüklerim bana oldukça kullanışlı ve dönem ayrımı gözetmeyen zengin bir seçkiyi resmediyor. "Ruhunuzu, düşüncelerinizi, hislerinizi dizginlemeden, dışa vurmasına izin verdiğiniz zaman sadece giyimde değil; evinizde, yaşamınızda kısacası her şeyde kendi stilinizi yakalayabilirsiniz." diyen Yalın, Fey'in seçkisini ilk açıldığı günden beri mevsimsel olarak hazırlıyor. Bir anlamda son yılların Pre-Fall ve Resort koleksiyonlarındaki gibi. Zaten kendisi de moda dünyasındaki bu değişimi de yerinde buluyor; "Eskiden moda tasarımcıları yılda iki kez, çok uzun aralıklarla iki koleksiyon hazırlıyordu. Şimdi daha az parça ve daha çok koleksiyon var. Tek bir koleksiyonu parçalara bölerek sunuyorlar artık..." diyor. Fey'de koleksiyonların daha az parça ve mevsimsel hazırlanmasının nedeni bir taraftan kapasitesini büyütmekten kaçınan limitli üretimi benimseyen bir marka olması diğer yandan daha yaz mevsimi yaşanırken kalın trikoların, kabanların yüzünü eskitmemek.
Kendi Yörüngesinde
Fey'in kış koleksiyonuna gelince… Baskın parçalar yine gömlekler. Zira pek çok marka için oldukça zor olan 'ideal gömlekler' Fey'in uzmanlık alanı. Hem gece hem gündüz rahatlıkla giyilebilen, midi eteklerle de, vintage Levis jean'ler ve kanvas pantolonlarla da rahatça kombinlenebilen gömlekler. Bu sezon Fatoş Yalın'ı heyecanlandıran en önemli yenilik Amerikalıların springcoat olarak tanımladıkları hem elbise hem de trençkot olarak giyilen parçalar. Ayrıca vintage Japon kimonolar bu sezon da devam ediyor ve Fatoş Yalın'ın yurt dışından tek tek seçtiği Viktoryen aksesuarlarla tamamlanıyor. Sosyal medyanın moda sektörüne yansımalarından bahsediyoruz sohbetin sonlarına yaklaştığımızda. Fatoş Yalın, Fey'i de kendi hayatını da biraz daha gizli tutmaktan hoşlanıyor. "Sosyal medya televizyon gibi çok kitlesel bir alan. Dergide bile kaç kişiye ulaşıyor olmanın ötesinde 'Kaç doğru kişiye ulaşıyor?' diye düşünürüz." cümleleriyle yeni medya hakkındaki düşüncelerini anlatıyor. Böylece sosyal medya için son dönemde üzerine tartışılan konunun da altını çizmiş oluyor.
Kendi Yörüngesinde
Fey'in mottosunu 'gün ortasında ayı görmek' olarak tanımlıyor Fatoş Yalın. Günlük trendlerin ötesinde, göz hizasının dışında ve zamansız parçaların olduğu bir mekan. "Ticari bir kafayla yola çıkmadım. Bildiğim şeyi yapıyorum ve istediğim şeyi ürettirebiliyorum. Gerisi kendiliğinden geliyor." Fatoş Yalın, gardırobunuzu Gucci'nin maksimalist koleksiyonları ile donatarak maksimal tarza sahip olamayacağınız örneğinde olduğu gibi stilin içten geldiğine inanıyor. Fakat siz yine de Fey'in metodunu takip ederek zamansız bir stile ulaşabilirsiniz.