Kendi yağınızla güzelleşin!
GÜZELLİK

Kendi yağınızla güzelleşin!

Yağlarınız; evet hep şu kurtulmak istediğiniz yağlarınız! Onların sizi güzelleştirip, gençleştireceğini söylersek inanabilir misiniz? Özel bir işlemle vücuttan alınan yağlar, yüzün bazı bölgelerinde ve göğüs büyütmede kullanılıyor.

GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Şubat 2013

Elif Nazlı Duran / Cosmopolitan

Dolgu işlemleri son yıllarda yüz gençleştirme, dudak, göğüs dolgunlaştırma gibi işlemlerde hayli yaygın kullanılıyor. Ancak bu işlemler kimyasal bazı maddelerle yapılabildiği gibi, kişinin kendi yağları alınarak da gerçekleştirilebiliyor. Üstelik son derece güvenli ve basit bu işlemin sonuçları kalıcılığını da uzun yıllar koruyor. Ayrıntılı bilgiyi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel'den aldık.

Estetikte yağ dolgusu işlemi kimlere hangi amaçla uygulanıyor?

Yağ dolguları, daha doğru bir deyimle yapısal yağ aşıları, çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Kozmetik cerrahideyse, göz çevresi ve orta yüz gençleştirmede, dudak kalınlaştırmada, çene hattını belirginleştirmede özellikle tercih ediliyor. Ayrıca verilen yağ, sadece dolgu özelliği taşımıyor, aynı zamanda içerdiği yoğun kök hücreler sayesinde etraf dokuları onarıcı ve gençleştirici bir etkisi de oluyor. Yüz dışında el gençleştirmede, popo estetiğinde, bacak şekillendirmede, meme büyütmede de kullanılıyor. Ayrıca kanser sonrası meme onarımında, radyoterapi sonrası oluşan cilt hasarlarının tedavisinde, yüz asimetrilerinde, yara izlerinde, iyileşmeyen yaralarda da yağ dokusu oldukça etkili.

Bu işlemde yağ alınması için öncelikle liposuction mı yaptırmak gerekiyor?

Yağ dokusu vücudun belli bölgelerinden, uygulanacağı yere göre değişen büyüklükte delikler bulunan ince borular ya da kanüller aracılığı ile alınıyor. Liposuction tekniğine uygun bir yöntem kullanılıyor ancak yağ sıklıkla motor yerine enjektörler yardımı ile ve daha düşük basınçla çekiliyor.

Yağlar hangi bölgelere enjekte ediliyor?

Hemen her bölgeye yağ enjeksiyonu yapılabiliyor. Yüzde göz çevresinde, orta yüzde, çenede, dudaklarda kullanılıyor. Ayrıca yüzdeki derin çizgilerin doldurulmasında çok başarılı. Yüz asimetrilerinde de etkili. Yağ transferiyle meme büyütme uygulamaları da giderek yaygınlaşıyor. Bu yöntem tek başına ya da meme protezleriyle birlikte uygulanabiliyor. Ayrıca meme kanseri sonrası onarımlarda ve radyoterapi hasarının azaltılmasında da sonuçlar oldukça başarılı olabiliyor. Bunlara ek olarak yağ transferi el, bacak ve popo estetiğinde çok sık tercih ediliyor. İşte bu noktada son yıllarda rejeneratif tıp ya da onarıcı tıp denilen yeni bir bilim dalından da söz etmek gerekiyor. Burada kullanılan en temel yöntem de yine yağ enjeksiyonları. Yağın onarıcı etkisinden birçok ciddi sağlık sorununda faydalanılıyor.

İyileşme süreci ne şekilde oluyor?

İyileşme süreci ameliyatlara göre çok daha kısa. İlk 72 saat yüzde şişme ve morarma olabiliyor ancak bunların büyük bölümü yedi gün sonra geçiyor ve hasta kısa sürede günlük yaşantısına dönebiliyor. Uygulama sonrasında ihtiyaca göre buz tatbikatı sınırlı olarak yapılabiliyor.

Etkinliği nasıl; örneğin işlem sonrasında derin kırışıklar bile hafifliyor mu?

Etkinliği uygulandığı yere ve uygulama şekline göre değişiyor. Dudaklar gibi çok hareketli bölgelerde kayıp oranları daha fazla. Ancak yapılan işlemin, göz çevresinde, orta yüzde, meme ve kalçalarda kalıcılığı çok daha yüksek. Bu bölgelere verilen yağın yüzde 70'nin işlemden sonra canlılığını koruduğu söylemek olası.

İşlem kalıcılığını ne kadar koruyor?

Uygulamadan üç hafta sonra kalan yağ dolgusunun artık kalıcı olduğu söylenebilir. Yağ verilen bölgede hem hacim olarak hem de kök hücreler sayesinde ciddi bir gençleşme ve iyileşme oluyor. Elbette zamanla bu bölgeler de yaşlanma sürecine giriyor ancak bu süreç çok daha yavaş ilerliyor.

Yağ dokusunun kök hücreden zengin olması nasıl avantajlar sağlıyor?

Yapılan transferin kalıcılığın daha yüksek olmasının istendiği durumlarda, alınan yağın bir bölümü bazı işlemlerden geçirilip içlerindeki yağ kökenli-kök hücreler ayıklanıyor. Sonrasında bu hücreler ya doğrudan, ya da yağ hücreleri ile karıştırılarak gerek duyulan bölgelere uygulanıyor. Kök hücreler verilen yağın tutma oranlarını ve kalıcılığını artırıyor. Ayrıca taşıdıkları onarıcı güç sayesinde yaşlanmış, hasarlı dokuları da onarıyor. Fakat bu işlem zaman alıcı ve pahalı olduğu için rutin olarak kullanılmıyor. Ancak meme kanseri ya da doku kayıpları gibi tutma oranlarının büyük önem taşıdığı durumlarda kök hücre uygulamaları mutlaka tercih ediliyor.