Güzel görünmek mi, iyi hissetmek mi?
GÜZELLİK

Güzel görünmek mi, iyi hissetmek mi?

İlerleyen yaş ve hayatta kazanılan deneyimlerle birlikte insanların özgüveni artarken bunun tersine işleyen bir durum var. Günümüz koşullarında kötü beslenme, güneş ışınları ve kötü çevre şartları gibi nedenler cildin genç görünümü maalesef azaltıyor. Bu

GÜNCELLEME TARİHİ: 21 Temmuz 2014

Güzelliğin tanımını tarihlere ve içinde bulunulan farklı kültürlere göre değişse de; 'iyi hissetmek' kavramı hep baki kalıyor. İyi hissetmek ise kimi zaman genel cerrahi uygulamaları ile kimi zamansa basit donuşlarla mümkün oluyor.

Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi doktorlarından Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven, yüzü canlandırmak amacıyla ameliyatsız yapılabilecek medikal olan ve olmayan çeşitli yöntemler olduğuna değiniyor; 'medikal olmayan yöntemler cilt bakımı başlığı altında toplanır ve genellikle kısa süreli canlanma sağlar. Medikal yöntemler ise; mezoterapi, dolgu tedavileri, lazer tedavileri, PRP ve peeling uygulamaları başlıklarından toplanır' diyor.

Orta deri tedavisi 'MEZOTERAPİ'

İlk kez 1952 yılında bulunan ve günümüze kadar geliştirilen Mezoterapi; Mezodermden gelişen deri orta katmanına özel olarak hazırlanan vitamin ve minerallerden oluşan ilaçların, çok ince uçlu iğnelerle enjekte edilmesiyle hedef bölge tedavisinin yapılmasıdır. Mezoterapi de ilaçların küçük miktarlarda deri altına verilmesiyle, deride kan dolaşımının artması ve derinin yapısal elemanlarının sıkılaşması amaçlanır. Elde edilen sonuçların çok uzun süreli kalıcılığı olmamakla birlikte, belirli aralıklarla tekrarlanması gerekir. Tedavi, hem enjekte edilen ilacın etkileriyle hem de iğnelerin yaptığı minimal travmalara karşı derinin kendisini korumak amaçlı bağışıklık sistemini harekete geçirmesiyle oluşur. İlk etapta o bölgede kan akışı ve dolaşım hızlanır, doku beslenmesi artar. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven; "Mezoterapi, medikal amaçlı; romatizma tedavisi, akut ve müzmin ağrı tedavisi, spor yaralanmaları gibi durumlarda kullanıldığı gibi saç dökülmesini önleme, bölgesel incelme, selülit tedavisi, cilt gençleştirme ve sıkılaştırmada da kullanılmaktadır" diyor.



Mezoterapi uygulaması selülit ve bölgesel incelme amaçlıysa haftada 1, cilt gençleştirme amaçlıysa 3 haftalık aralıklarla 3-4 seans olarak yapılıyor. En önemli avantajları lokal koşullarda ayaktan tedavi şeklinde uygulanması ve yan etkisinin azlığı olarak görülüyor. Tedavi, 18 yaş sonrası her yaştaki kadın ve erkeğe uygulanabiliyor. Ayrıca, menstrüasyon ve emzirme dönemlerinde uygulanmasında bir sakınca bulunmuyor.

Mezoterapi'nin dünya çapında özellikle saç dökülmesini önlemede ve saçları canlandırmada sıklıkla tercih edildiğini belirten Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi doktorlarından Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven; " İlk aşamada saç dökülme nedenleri araştırılır ve altta yatan bir neden tespit edilirse tedavi yoluna gidilir. Mevcut kıl köklerinin beslenmesi için vitamin, kan dolaşımını düzenleyiciler, elastin, kollagen yapımını artırıcı, keratin yapısında birçok etken maddeden oluşan bir kokteyl enjekte edilir. Kişinin problemine göre uygulama prosedürü hazırlanır. Genellikle ilk ay haftada bir, ikinci ay iki haftada bir ve daha sonra 3-4 hafta aralıklarla 6-8 seans kadar uygulanabilir. Saçtaki değişiklikler ise 2-3 seanstan sonra fark edilebilir" diyor.

Mezoterapi'de Soman DNS'sı…

Cilt mezoterapisinde amaç cildi beslemek, canlandırmak, parlaklık sağlamak, sıkılaştırmak, ince kırışıklıkları gidermektir. Bu etkileri sağlamak için, bir çok vitamin, mineral ve amino asit karışımları, dolgu maddesi olan hyaluronik asit içerikli ürünler, Somon DNA'sı gibi özel etkili mezoterapi ürünleri kullanılır. Bu yöntem rahatlıkla yüz, boyun, dekolte ve ellere uygulanmakta ve kişiyi tatmin edecek başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Genel olarak 3 hafta aralıklarla 3-4 seans yeterli olmaktadır.
'Yer çekimi ve derideki su oranının azalması, kırışıklık ve sarkmaları beraberinde getiriyor'
Yaşlanmayla birlikte deride su oranı azalır, bebeklerde % 90'lara varan su seviyesi yaşlılıkla % 60'lara düşer. Dolgu maddelerinin ana bileşimini hyalüronik asit denilen doğal bir protein şekeri oluşturur. Çünkü derimizin yapısında normalde bulunan Hyalüronik asit, etrafındaki nemi emer ve cildimizin nem düzeyini arttırarak genç bir görünüm sağlar. Yaş ilerledikçe cilt hyalüronik asit kaybı yaşar; kurumaya başlar ve hacim azalır. Kırışıklıklar ve kıvrımlar ortaya çıkmaya başlar. Yaşlanma sürecinde yer çekimi gibi etkenler de rol oynar. Yer çekimi cildi aşağı doğru çeker ve bunun sonucunda da kırışıklıklar ve sarkmalar ortaya çıkar.



Estecenter Plastik Cerrahi Merkezi doktorlarından Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Erdem Güven; "Dolgu tedavileri yüzü başlıca üç yoldan güzelleştirir. Deriyi canlandırır, deride gerilme oluşturur ve ayrıntıları belirgin hale getirir. Yüzümüzdeki çizgileri, kırışıklıkları ve kıvrımları azaltarak ya da gidererek, daha taze, parlak ve canlı bir yüz görünümü sağlar. Yanak ve çene bölgesinde yaşlanmayla kaybedilen hacmi geri kazandırarak deride gerginleşme etkisi yaratır. Dudakların ve dudak yanak geçişinin doğal bir şekilde yeniden şekillendirilmesiyle belirginleşmesini sağlar. Özellikle yüzümüzdeki kırışıklıkların yoğun olduğu tüm bölgelere uygulanabilir" diyor.

Uygulama gayet basit bir şekilde gerçekleştirilir. Yüze uygulanan anestetik krem ile dolgu uygulaması acısız şekilde gerçekleştirilebilir. Dolgu maddesini içeren jel hekim tarafından son derece ince bir iğne kullanılarak cildin altına enjekte edilir. Hyalüronik asit jeli çizgi ve kırışıklıkları doldurur ve hafif bir hacim katar. Jelin içindeki hyalüronik asit etrafındaki nemi tutar. Uygulamaya ve ürüne bağlı olarak sonuçlar 18 aya kadar kalıcılık gösterebilir.



'Yaşlanan boyun ve eller gençlik kazanıyor'

Günümüzde estetik uygulamaların birçoğu yüz bölgesini gençleştirmeye yönelmekle birlikte yaşlanmayı en çok gösteren bölgelerden biri ellerimizdir. Yaşlanmayla ellerimiz gergin ve diri görünümünü kaybeder, kemik çıkıntıları ve damarları daha görünür hale gelir. Güneş ve yılların etkisiyle derideki lekeler ve cilt yüzeyinde oluşan kuruluk sonucunda çatlaklar oluşabilir. El bölgesindeki yaşlanmaya karşı son teknoloji Hyaluronik asit içeren dolgu maddeleri rahatlıkla kullanılmaktadır. Yüz bölgesinde oluşturulan olumlu etkilere benzer olarak ellerde de aynı gençleştirici etkileri görebilmekteyiz. El gençleştirmesinde dolgu uygulamalarına ek olarak lazer tedavileri de yapılabilmektedir.

15 dakikalık uygulama 1-2 yıl etki ediyor!
Elde kaybedilen destek dokusunun yeniden oluşturulması için dolgu uygulaması gereklidir. Bunun yanında el cildinin yenilenmesi, canlanması ve lekelerinin giderilmesi için lazer uygulaması ve gerekirse üçüncü tedavi olarak kimyasal peeling uygulaması eklenebilmektedir. Cerrahi gerektirmeyen, 15 dakika gibi kısa bir sürede yapılabilen bir uygulamalardır. İşlem öncesi ağrı, topikal bir krem veya ağrı kesici ilaç ile minimize edilir. İşlemden hemen sonrasında kişi sosyal hayatına hemen dönebilir. Kişiye göre etkisi aylar hatta yıl sürer. Genel tıp literatürlerinde etkisinin 1-2 yıl sürdüğünü gösterilmiştir. Arada yapılan rötuşlar etki süresini daha da uzatmaktadır.

Boyun bölgesine yapılacak lazer ve hyalüronik asit ile kombine vitamin ve mineral içeren maddelerin enjekte edilmesi ile gençleşme sağlanabilmektedir. özellikle günümüzce saf hyalüronik asit ile kombine vitamin ve minerallerin kullanıldığı ışık dolguları gençleştirme noktasında çok olumlu sonuçlar vermektedir. Özellikle ince kırışıklıklara sahip, ciddi sarkıklığı olmayan iyi deri elastikiyetine sahip bireylerde rahatlıkla kullanılıp başarılı sonuçlar alınabilir.