Bakım terapileri cildi bozar mı?
GÜZELLİK

Bakım terapileri cildi bozar mı?

En sevdiğiniz cilt bakım ritüeli düşündüğünüz kadar fayda sağlıyor mu?

GÜNCELLEME TARİHİ: 22 Kasım 2018

Pelin Hasçalık

Klinik ve estetik merkezlerinde kişisel talepler üzerine uygulanan cilt bakımları uzun vadede cilde zarar verebilme riski taşıyor. Bu nedenle ideal olan, önce kişinin bir dermatoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi; herhangi bir cilt hastalığı var mı, cilt tipi ve ihtiyaçları nelerdir belirlenmesi. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri, kişinin cilt tipinin ve ihtiyacı olan bakım türünün mutlaka dermatoloji hekimi tarafından belirlenmesi gerektiği görüşünde: "Hekimin değerlendirmesinin önemi; ciltte var olan bir hastalığın fark edilebilmesi ve yapılmaması gereken bir uygulamanın baştan elenebilmesini sağlamakla ilgili. Ayrıca cildimiz vücuttaki diğer sistemik hastalıklar açısından da hekime önemli ipuçları verir. Örneğin diyabet eğilimi nedeniyle oluşan et benleri ya da cilt kanseri ihtimali olan leke ve kızarıklıklar teşhis edilip, hasta cilt bakımından ziyade tedaviye yönlendirilebilir."

Cilt bakımının dermatoloji uzmanı kontrolü dışında yapılması bazı durumlarda olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Dr. Güneri, istenmeyen bu etkilerden birinin enfeksiyon olduğunu belirtiyor: "Cilt bakımı sırasında aktif aknelerin içeriğinde var olan bakteriler cilde yayılabileceği gibi, uygulanan travmatize edici işlemlere bağlı olarak enfeksiyon, hatta ardından keloid dediğimiz kötü yara iyileşmesi gelişebilir."

Dermatolog Dr. Ömür Tekeli ise her hastanın derisinin kendi karakteristiği ve öyküsü olduğunu vurguluyor: "Dermatoloji, görüneni iyi analiz eden ve cildin yaşadığı süreçleri bir sabıka kaydı gibi değerlendiren bir yüksek ihtisas dalı. Öyle ki, bazen hasta kapıdan girerken bile bir bakışla ihtiyaç duyduğunuz tüm datalara ulaşmış oluyorsunuz. İhtisasımız süresince, hangi deri tipine neyin asla yapılamayacağına dair bilgi birikimine sahip olmamız dahi yıllar alıyor. Seboreik dermatit gibi çok sık gözlenen bir deri tipinde bile ilaçlarla cilt bakımı tercihlerini kombinlemek benim mesleki olarak en çok kafa yorduğum alanlardan."

Dr. Tekeli'ye akne gibi uzun süreli tedavi gerektiren cilt problemleri için cilt bakımına yönelmenin olumlu sonuç verip vermeyeceğini danışıyoruz: "Akne tedavisi mutlaka bütünsel boyutla ele alınması gereken bir süreç" diyor. "Akneleri söndürmek ve izlerini yok etmek için girilecek süreçte, benim tüm tedavilerim bir temel bakım ile başlıyor. Gözeneklerin tıkanmasını engellemek için iyi bir yıkama jeli şart. Tonik, özellikle mikro iğneleme yöntemleri kullandığım hastalarda epitelizasyonu zorlaştırabiliyor. Anti-aging kremler genellikle daha fazla yağda eriyen vitaminler içerdiğinden, gözenekleri tıkayıcı özellik gösterebilmekte ve akne oluşumunu tetikleyebilmekteler. Cildin fazla kurutulması savunma mekanizmalarını devreye sokarak, doğal yağ ifrazatını abartılı hale getirebiliyor. Bu, nerede duracağını bilmenin kritik öneme sahip olduğu, benim klinik çalışmalarımın önemli kısmını kaplayan bir tedavi süreci."

Dermatolog olmayan kişilerin yapacağı cilt bakımlarında sınırları iyi çizmek gerekiyor. Doğru ürünle yapılacak bir temizleme, nem maskesi ve serumla masaj gibi işlemlerde risk az. Yine de ideal ürün seçimi ve kullanım miktarı önem taşıyor. Amerikan Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Sibel Alper, dermatolog olmayan uygulayıcıların deriyi zedeleyebilecek işlemlere hiç girmemeleri gerektiğini söylüyor: "Peeling, mikro iğneleme, aktif akne ve akne izi tedavisi, leke tedavisi gibi durumlar zaten cilt bakımı sınıflamasına girmeyeceği için dermatolog olmayan kişilerce uygulanamaz. Çünkü bunlar tıbbi tedavilerdir, kişiye göre seçilir ve ancak doktorlar tarafından değerlendirilerek uygulanmasına karar verilir. Hormonal nedenler, başka iç organ hastalıkları ile tetiklenmiş olabilir ve şiddet düzeyleri farklıdır. Dolayısıyla tüm vücut sağlığı ile ilişkili olabilirler. Tüm bu etkenler dermatolog tarafından araştırılarak doğru tedavi yöntemine karar verilir."

Bir organ olarak birçok hastalığa dair işaretler içeren cilt, tanı aşamasında tecrübe gerektiriyor. Dr. Sibel Alper, hangi organla ilgili olursa olsun, hastalık tanısının o konunun uzmanı olan doktor tarafından konulması gerektiğini belirtiyor. "Dermatologlar tarafından yapılan muayene sonrasında sorunun sadece kozmetik olduğu kararına varılırsa, uygun yöntem öneriliyor. Sadece kozmetik sorun için, örneğin kırışıklık için doktora başvurulmuşsa, o zaman da erken yaşlanma söz konusu mu, bunun içsel ve dışsal nedenleri var mı, nasıl önlem alınır gibi konular gözden geçirildikten sonra ne yapılacağına karar veriliyor. Botoks, dolgu, mikro iğneleme, peeling gibi birçok işlem, deriye hasar veren ve dermatolog tarafından uygun steril koşullarda, uygun aralıklarla yapılması gereken işlemler. Bu koşullar sağlandığında riskler minimuma iniyor. Her uygulama herkese uygun değil. Kişinin ihtiyacına, derisinin özelliklerine, genel sağlık durumuna, örneğin alerjik olup olmadığına bağlı olarak seçilmeli."