Kolajen stoğuna destek
GÜZELLİK

Kolajen stoğuna destek

Vücutta doku ve organların canlı ve esnek kalmasına yardımcı olan kolajen, içten ve dışarıdan nasıl desteklenir?

GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Ekim 2019

Eklemlerde ve kıkırdakta cildin yapı taşlarını oluşturan kolajen, vücutta bulunan ve onu bir arada tutan en temel protein. Yaşamsal açıdan pek çok fonksiyona sahip olan kolajenin temel görevleri; bedene dokusal anlamda destek vermek, esneklik sağlamak ve sağlamlık kazandırmak. Ciltte zamanla azalan kolajen üretimini yeniden yapılandırmak için uzmanlara danıştık.

YIKIM BAŞLAMADAN ÖNCE
Birden fazla kolajen tipi olduğunu belirten Dr. Elif Zeynep Mirza, kolajenin proteinlerden oluştuğunu söylüyor. "Vücudumuz kolajeni proteinli besinlerden kazandığımız aminoasitlerden üretiyor. Bu ne demek? Proteinden zengin gıdalarla beslendiğimiz zaman kolajen üretimimiz de o derecede artacaktır. Ama şunu unutmamalıyız, yaş aldıkça kolajen üretimimiz yavaşayacak. Özellikle 30'lu yaşlardan sonra kolajen üretimi gittikçe azalmaya başlar. Böyle bir durumda bu üretimi desteklememiz gerekiyor.

Eğer aminoasitlerden yoksun bir beslenmemiz olursa veya çok uzun dönem spor yaparsak kolajen üretimi azalacak ve vücut gevşeyecek, sarkacaktır. Daha hızlı kırışıklıklar ortaya çıkacaktır. Kolajen yıkımını azaltmak, en az kolajen üretimini desteklemek kadar önemli olduğundan sigara, alkol ve güneş ışınları gibi kolajen yıkımına sebep olacak ortamlardan uzak durmalıyız." Dr. Mirza, kolajenin azalması sonucunda ciltte nelerin gözlemlendiğinden ve azalmaması adına nelere dikkat etmek gerektiğinden de bahsediyor.

"İster istemez ciltte sarkmalar, kırışıklıklar oluşabiliyor. Eklem ve kıkırdaklar da zayıflıyor. Hayvansal gıdaların bağ dokularında bol miktarda kolajen olduğu için ve hayvansal dokuların özellikle kemik suyunda kolajen içeriği çok yüksek olduğu için beslenmede bunlara yer vermek lazım. Mümkün olduğunca güneşten, solaryumdan, sigaradan, aşırı alkolden ve egzoz gazlarından uzak durmak lazım. Aynı zamanda şekerli gıdalar, karbonhidratlar veya kan şekerinin yüksek olması da kolajeni ciddi oranda azaltıyor."

Medikal estetikte ise kolajen direkt olarak cilt dokusuna verilebiliyor. Dr. Mirza, kolajen aşısını yüzdeki deriye enjeksiyon yoluyla uyguladıklarını anlatıyor. "Yüz, boyun, el veya vücudun diğer cilt bölgelerine uyguluyoruz. Amacımız cildi yeniden yapılandırmak, böylece elastikiyetini, parlaklığını, doğal güzelliğini ve elastikiyetini geri kazandırmak. Akne izlerinin azaltılması da diğer bir hedefimiz. Cilt yaşlanmasının belirtisi olan kırışıkların azaltılması da kolajen enjeksiyonlarıyla mümkün."

İÇSEL TAKVİYE
En sağlıklı kolajenin kendi bağ dokumuzdaki fibroblastlardan ürettiğimiz yeni kolajen olduğunu vurgulayan Dr. Ömür Tekeli, bu süreçte en çok tüketilecek vitaminin ise C vitamini olduğunu söylüyor. "Biz klinikte dokuyu programlı olarak ele alarak kişiyi kolajen üretimine mecbur bırakıyoruz. En çok kullanılacak diğer hammaddeler prolin, glutamin, glisin, arjinin gibi aminoasitler ile çinko ve bakır gibi mineraller olarak sayılabilir. Sağlıklı et ve kemik suyu diyetinde olan kişiler kolajen üretiminde desteğe ihtiyaç duymaz ama vejetaryen ve veganların arttığı günümüz dünyasında destek takviyeler hayat kurtarıcı olabilir. Özellikle C vitamini ve mineral destekli besin takviyeleri benim en çok tercih ettiklerim arasında. Topikal C vitamini (yüzde 15-20 gibi yüksek konsantrasyon içeren ürünler) ağızdan alınan ürünlerin 20 katı oranında C vitamini ihtiyacını karşılayabildiğinden tüm mikro iğneli işlemlerinden sonra kolajen yapımını desteklemek için reçete ediyorum ve her akşam yüz bölgesine kullanımını öneriyorum."

ÜRETİMİ ARTIRAN UYGULAMALAR
Cilde güç, dayanıklılık, esneklik ve sıkılık veren kolajenin yaşlanmaya bağlı olarak eksildiğini söyleyen Kaliteli Yaşam Kliniği'nden Dr. Yasemin Savaş, kolajen artırıcı uygulamalardan bahsediyor. "Ciltte kolajen azalması 20'li yaşlarda başlar. Kolajen üretimi yalnızca cildimize uygulayacağınız krem ya da losyonlarla sağlanamaz. Kolajen üretimine destek verilmediğinde, cilt dokusunda hasar oluşmaya başlar. Ciltteki kolajenin azalması da cildin gevşeyip sarkması, kırışıp buruşması, yani çabuk ve kötü yaşlanması olarak kendini gösteriyor. Uygulamalarımızın tamamında hedefimiz kolajen üretimini desteklemektir. Kolajen uygulamaları yaş ilerledikçe meydana çıkan elastikiyet kaybını gidermek için yapılır. Cildimizdeki kolajeni tetiklemek için lazer teknolojileri, mezolifting, kolajen aşıları, nem aşıları, radyofrekans uygulamaları, iğneli radyofrekans gibi uygulamalardan faydalanıyoruz. Bu uygulamalar sayesinde cilt onarılır, yenilenir ve doğal güzelliği yeniden kazandırılır. Kolajenin azalması sadece yaşın ilerlemesinden kaynaklanmıyor; yoğun ve yorucu yaşam tarzı, güneş, fazla şeker tüketimi, dikkatsiz beslenme ve sigara içmek de sebepler arasında."

DIŞ KUVVETLER
İnsan vücudunda en çok bulunan protein olan kolajenin yıpranan dokuların onarımında, bulunduğu organlara destek sağlamada, kemik ve cilt dokusunun şekillenmesinde de önemli görevler üstlendiğini söyleyen Sculpture Polikliniği'nden Dr. Ahu Çiler Çıkım, dışarıdan alınabilen kolajen takviyesi hakkında bilgi veriyor. "Vücudumuzun doğal kolajen üretimi 20'li yaşlardan sonra her yıl ortalama yüzde 1.5 oranında azalıyor. A ve C vitamini içeren besinler, üzüm çekirdeği, Omega 3 yağ asitleri açısından zengin besinler, antioksidanlar açısından zengin gıdalar kolajen içerir. Fakat paketli ya da fastfood ürün tüketimi ve pişirme yöntemlerimizin değişmesi de dışarıdan kolajen alımımızı azaltıyor. Bedenin kendi üretimi azaldıkça, mevcut kolajen liflerinin yıkımı hızlanıyor, eklem kıkırdaklarında ve tendonlarda hasarlar, ciltte kırışma ve sarkmalar doğal olarak hızlanmaya başlıyor. Kolajen desteğine sadece cilt gençleştirme olarak bakmamak gerek. Eklemlerimiz, kemiklerimiz, gözlerimiz, kısaca tüm organlarımız için kolajen gerekli bir proteindir. Kolajenin farklı tipleri vardır ve farklı dokularda farklı yoğunlukta bulunur.

Örneğin eklemlere destek için tip 3 kolajen önerilirken, cilt için tip 1 kolajen daha önemlidir. Cilt açısından kolajen artırıcı uygulamalara bakacak olursak; medikal estetik uygulamalarında PRP, mezoterapi, ablatif lazer uygulamaları, kolajen aşıları, nem aşıları, dolgu uygulamaları ve radyofrekans tedavilerindeki amaç da cildimizde azalan kolajen sentezini artırmaktır. Medikal estetik uygulamalar kolajen hapları ile desteklendiğinde sonuçlar daha başarılı olacaktır. Fakat kolajenin iyi emilmesi için molekül ağırlığının düşük olması gerekir. Günlük dozun 8-10 mg arasında olması önemlidir."

LIFTING ETKİSİ İÇİN
Imperial'dan uzman Özlem Posbaşoğlu, yüz bölgesini şekillendirmek, gıdı görünümünü ortadan kaldırmak ve yüzün ideal, oval hattını ortaya çıkarmak için -40 derece soğukla çalışan Cryo21 yöntemini öneriyor. "Cilde uygulanan -40 derece soğuk, kolajeni ve hücrelerin onarım gücünü tetikliyor. Cildin esnekliğini sağlayan kolajen, bu uygulama sayesinde doğal yollarla artmaya başlıyor. Cilt bu bakım sayesinde yenileniyor, daha dinamik, dinç ve göz alıcı görünüyor. İşlem ortalama 20 dakika sürüyor ve etkileri hızlı şekilde görülüyor. Cerrahi müdahale ve enjeksiyon gibi kimyasal maddeler olmadan, yüz ve boyun bölgesini şekillendirmek, yenilemek, ciltteki kolajeni artırmak, lifting etkisi yaratmak için yaptığımız Cryo21, 18 yaş üstü, hamile olmayan ve düzenli tedavi gerektiren ciddi bir hastalığı bulunmayan herkes için uygun. Üç ayda bir seanslara devam edilmesi oluşan etkinin korunmasını garantiliyor."