Bağışıklık Sistemine Destek
GÜZELLİK

Bağışıklık Sistemine Destek

Dr. Cansen Yeni Kut ve Vitalica Wellness Uzm. Dr. Berk Cantimur ile bağışıklık sistemi hakkında merak edilenler. Pelin Hasçalık

GÜNCELLEME TARİHİ: 18 Aralık 2020

Dr. Cansen Yeni Kut

Vücut direncini artırmanın en doğru yolu nedir?

Vücudumuzun dış dünyada bulunan mikroplara karşı kendi içinde geliştirdiği hızlı ve yavaş olmak üzere iki koruyucu sistemi bulunur, biz buna immun sistem diyoruz.Vücudumuzun yüzeyinde bulunan deri, solunum ya da sindirim sistemi bariyerlerini geçerek dokuların içine giren mikropları ilk etapta karşılayacak olan savunma hücrelerimizdir. İmmün sistemin en güçlü olması gerektiği yer de savunma hücrelerimizdir ve bu hücrelerin zarar gördüğü veya sayılarının azaldığı durumlarda kişinin bağışıklığı, mikroplara karşı olan direnci düşer ve kolaylıkla hasta hale gelir.

Sağlıklı bir kişinin 'bağışıklık sistemini geliştirmesi' gibi bir kavram söz konusu değildir çünkü bu sistem kendi içinde bir denge halinde ve yeterli miktardadır. Fakat sağlıksız beslenen, sigara içen, uyku düzeni bozuk, aşırı kilo kaybı, stres, alkol ya da kronik hastalık sorunu olan kişilerde yeterli sayıda savunma hücresi bulunmayacağından, bu kişiler dışarıdaki mikroplara karşı savunmasız hale gelir. Bu nedenle, bağışıklık sistemini desteklemenin en önemli yolu dengeli beslenmekten, belli aralıklarla vücutta vitamin, mineral ya da hormonal açıdan bir eksiklik olup olmadığını kontrol ettirip, eksik olanları tamamlamaktan geçer.

Bağışıklık güçlendirici takviye kullanımında günlük olarak nasıl bir yol izlenmeli?
Aslında doğru ve dengeli beslenildiği takdirde, hormonal bir bozukluk ya da kronik hastalık yoksa ek takviyeye gerek duymayız. Ancak yoğun stresli zamanlarda, büyüme çağındaki çocuklarda ve yaşı ilerlemiş olan kişilerde, alınan besinler ile ihtiyaç olanlar arasındaki denge bozulduğundan özellikle yapılandırıcı ve immün sistemdeki hücrele- rin içerisine girecek olan vitamin ve minerallerin takviyesi gerekli hale gelir. A, B, C, D, E vitaminleri, magnezyum, çinko, selenyum, demir gibi mineraller, omega 3-6 gibi yağ asitleri beslenmemizin temelini oluşturmalıdır.

Uzm. Dr. Berk Cantimur

Koronavirüs ile beraber gündeme gelen sitokin fırtınası konusunu açıklar mısınız?

Bağışıklık sistemini fazla kuvvetlendirmemiz bu soruna yol açar mı? Bağışıklık sistemi, öğrenebilme ve öğrendiklerini hafızasında saklama kapasitesine sahip olan bir sistem. Bağışıklığımız, virüs ya da farklı bir mikropla karşılaştığında genetik olarak taşıdığı bilgileri kullanan, sadece mikrobun bulunduğu bölgeye odaklanarak savaşan çok özel bir güçtür. Genellikle mikroplara normal dozda bir yanıt vererek onları yok edebilir.Yok edemediğinde ise onlara karşı birtakım özel silahlar üretir ki, bunlara sitokin diyoruz. Sitokinler, salındıkları hücreden çevresindeki hücrelere birtakım sinyaller iletir ve kontrolsüz salındıklarında aşırı reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Etraflarında ne varsa yıkıp, çevredeki sağlam dokulara da hasar verebilirler.Yani bağışıklık sistemimiz kendi dokularımızı yok etmeye başlayabilir. Örneğin koronoavirüs akciğerlere yerleştiğinde, olası bir sitokin fırtınası akciğer dokusuna hasar vererek, hastanın durumunu ağır solunum sıkıntısına yol açabilecek kadar ağırlaştırır. Bu nedenle, bağışıklığınızı güçlendirmek için hekim desteği almanızda fayda var.

Bazı virüslere bağışıklık kazanıp tekrar hastalanmıyoruz. Koronavirüs için de bu geçerli mi?
Bağışıklık sistemi mikroplara karşı kazandığı zaferleri hafızasında saklar. Mikroplara karşı geliştirdiği maddelere antikor denir.Koronavirüs enfeksiyonu geçiren kişilerdeki antikorların hasta kişilere verilerek tedavi edilmelerinin temelinde bu mekanizma yatıyor.Antikorlarını ömür boyu koruyabildiğimiz hastalıklara karşı bağışıklığımız ömür boyu sürebilirken, grip gibi genellikle virüslerin neden olduğu hastalıkları tekrar tekrar geçirebiliyoruz.Ancak koronavirüse karşı oluşan antikorlar haftalar içinde yok olabiliyor ve bu da bağışıklığın sürmesini önlüyor. Koronavirüs ile ilgili tüm bilgilerimiz onu tanıdıkça artıyor, klinik araştırmalar devam ediyor ve ne yazık ki tam bağışıklık sağlanması zor gibi görünüyor

Röportajın tamamı Harper's Bazaar Aralık/Ocak sayısında!