Chiara Ferragni
Zaman inanılmaz hızlı geçiyor. 11 sene önce kurduğu stil bloguThe Blonde Salad ile önce global bir moda fenomenine, zamanla prestijli bir iş kadını ve girişimciye dönüşen Chiara ile Milano'da bu moda çekimini yaptığımızda, pandeminin tam ortasında, en korkunç yerindeydik. Evlerden kafamızı çıkaramıyor, neyin ne olduğunu anlayamıyorduk. Bu sebepten,çekim bizim için olduğu kadar Chiara için de unutulmaz olsa gerek; o da bunu, kendini yüzde yüz yansıtabildiği, mevcut koşullara rağmen mesleğini uygulayabildiği bir işbirliği olarak anımsayacak.
Karantinanın belirsiz ortamında, evet, o da tıpkı bizler gibi evinden çıkamıyor, her zaman bildiği hayatı yaşayamıyor ve dün-yayla sosyal medya üzerinden bağlantı kuruyordu. Küçük bir farkla: O sırada milyonlarca insan da onu, kendisi gibi İtalyan, rap müzisyeni eşi Fedez ve 2,5 yaşındaki oğulları Leone ile dört duvar arasında nasıl zaman geçirdiklerini hevesle takip ediyordu.Yüksek enerjileri ve bulaşıcı neşeleri herkesi öyle ele geçirdi ki, daha önce bu aileyi takip etmeyen- ler bile müdavimleri olup çıkıverdi.
Derken, zaman yine bildiğini yaptı, yani geçti gitti. Çekimden bir süre sonra biz bu röportajı yaparken, Chiara ikinci çocuğuna hamile olduğunu dünyayla paylaştı. Hatta röportaja da direkt bu haberi paylaşarak girdi: "Bu sıralar şahane bir ruh halindeyim çünkü eşimle birlikte ikinci çocuğumuzu bekliyoruz! Bir de,birkaç hafta içindeThe Blonde Salad'ın 11.yaşınıkutlayacağız.İkibüyükheyecanı bir arada yaşıyorum."
Chiara'nın yıllar önce biraz da eğlence için kurduğu blog bugün yaklaşık 35 milyon Euro değerinde bir şirkete ve 20 mil- yonu aşan takipçi sayısıyla ortalama bir Avrupa ülkesinden daha büyük bir topluluğa dönüştü. Global magazinin peşinde olduğu bir stil öncüsünden ziyade artık bir girişimci olarak konumlanan Chiara; Milano'da, Bocconi Üniversitesi'nde uluslararası hukuk okuyan bir genç kadınken, aynen bir salatada olduğu gibi stilleri bir araya getirip karıştırdığı blogunu bu raddeye nasıl getirdiğine dair bazı uçlarını röportajda bizimle paylaştı.
Chiara Ferragni
Bugüne dek sayısız dergi ve marka çekiminde yer aldın ama Harper's BazaarTürkiye için yaptığın sanırız senin için de unutulmazdı. Karantina günlerinde çekim yap- mak nasıl bir duyguydu?
Bana çok uzunmuş gibi gelen bir aradan sonra yeniden bir setin parçası olmak çok iyi hissettirdi. Binbir tedbirle de olsa o duy-guyu tekrar hissetmek çok güzeldi.Yetenekli insanlarla çalışmak her defasında insanın ufkunu açıyor; tıpkı bu çekimdeki makyaj sanatçısı, saç stilisti ve fotoğrafçı gibi. Stil olarak ise nadir ve özel parçaları kombinleme yoluna gittik. Özel yerlerde, özel hislerde giyilecek look'lar yaratmak istedik.
Karantinada sen, eşin Fedez ve oğlunuz Leone o kadar pozitif, enerji dolu ve neşeliydiniz ki herkese çok iyi geldiniz. Nasıl günlerdi?
O kadar tuhaf bir dönemdi ki... Hiç kimse böyle bir şeyi hayal edemezdi.Aslında önce Milano'ya, ardından ülkenin geri kalanına sokağa çıkma yasağı gelmeden önce de çok tedbirli davranıyordum. Korkmaya başlamam, Şubat ayındaki Milano Moda Haftası'na denk geliyor. Defilelerin daha ilk günlerinde,devamına katılmanın çok riskli olacağına karar verdim. Kalabalıklar gözümü korkutmaya başlamıştı. Ama esas tedirginliği,İtalya'daki onca yer arasında sokağa çıkma yasağı gelen ilk yerin Milano olmasıyla yaşadım. İsteseniz dahi şehirden çıkmanızın hiçbir yolunun olmaması,bir ilkti.Ama bu,karantinanın bizim için kötü bir süreç olduğu anlamına gelmesin! Aynı zamanda bize çok mutlu hissettiren,tatlı anlarla dolu bir dönemdi. Fedez ile Instagram canlı yayını üzerinden konserler vermeye karar vermemiz başta olmak üzere, çok güzel anılarımız da var.Bu performanslarımız sırasında takipçilerimizin bizi sarıp sarmalayan enerjisi inanılmazdı.
Chiara Ferragni
Dünyanın en etkili influencer'larından birisin. Hatta blogun ilk çıktığında böyle bir meslek tanımı bile yoktu. Sence insanları gerçekten etkileyip harekete geçirmek ne demek? Bu mekanizma nasıl işliyor?
Bana sorarsan, ancak senin değer yargılarını kolayca anlayabiliyor ve günlük yaşamının tutarlı bir çizgide ilerlediğini gözlemliyorsa, seyircinin yaşamında bir etki sahibi olabiliyorsun. Bunu da ancak özgün olarak ve onlarla filtreler olmadan iletişim kurarak yapabilirsin.O zaman doğal bir çekim alanın olabiliyor.Bence Covid- 19 sonrası yeni dünya düzeninde ve yeni normalimizde modaya dair her şey, her geçen gün biraz daha dijital hale gelecek.Trendler çok daha hızlı gelip geçecek ve her şeyin dijitalleşmesi sektöre daha demokratik bir ton getirecek.
Chiara Ferragni
Peki, dijital dünyanın kaçınılmaz bir parçası olan 'nefret ediciler' ile nasıl başa çıkıyorsun?
Bunların,'seçtiğim paketin bir parçası' olarak geldiğini anladı- ğımda işler benim için kolaylaştı. Sizden nefret edenler daima olacak.Yaptığınız işi veya sizi sevmeyebilirler ama bu bir üslup meselesi. Bu nedenle, yapıcı olmayan yorumların hepsini göz ardı edin derim. Bu tarz yıkıcı yaklaşımlara neredeyse hiçbir zaman yanıt vermiyor, eleştirileri kişisel almıyorum. Bir şey söyleyeceksem de bunu ironi yoluyla yapmayı seçiyorum.
Çekimin ve röportajın tamamı Harper's Bazaar Kasım Sayısında!