Zaman onun için geriye doğru akıyor

Cosmopolitan/Işık Cansu Canayak

Modelliğin bir altın devri varsa, onu yaşayanlardandı. Bugün süpermodel diye bir kavram varsa, onu yaratanlardandı. Eğer bir model 700’den fazla dergiye kapak olmayı başarmışsa ve rekoru hala kırılamıyorsa, o bir efsane değil de nedir? Claudia Schiffer’ın ardında olabilecek en müthiş
kariyerlerden biri var. Ve şimdi buna “The Claudia Schiffer Cashmere Collection” adını verdiği, kendi markasının ilk koleksiyonu da ekleniyor.

“Biliyorum, bir gün ben de çok yaşlı bulunacağım. Ama ben 40 yaş ve üstü kadınların, 20’li yaşlarını süren kadınlardan çok daha sağlıklı ve fit olduklarını düşünüyorum. Çünkü onlar çok uzun yıllardır kendileri üzerinde çalışıyorlar” diyor Claudia ve en başta kendisi sözünün hakkını veriyor. İkonik
model Claudia Schiffer, 41 yaşında. Ve evet, hiç olmadığı kadar formda. Mayıs ayında gerçekleşen 64. Cannes Film Festivali’nde tül detaylı Dolce&Gabbana elbisesinin içinde modelliğe yeni başlamış genç bir kadın kadar pırıl pırıl ve enerjikti. Üstelik sonuncusunu bir sene önce dünyaya getirdiği üç çocuktan sonra. Basın, onu “Claudia” yapan meşhur yuvarlak hatlarını kaybetmiş
olmakla eleştirse de, o halinden ve hayatından çok memnun.

2002 yılında evlendiği İngiliz yapımcı Matt Vaughn ile oturdukları Londra’nın Notting Hill semtindeki evinden çıkıp her sabah çocuklarını okula götürüyor. Ardından en yoğun ve yorucu seviyede Pilates yapıyor. Son birkaç senedir üzerinde titizlikle çalıştığı ve kendi adını verdiği kaşmir koleksiyonu ile ilgili yapması gerekenler de günlük planına dahil. O artık hep ön planında olduğu modanın mutfağında. Çocukluğundan beri hayran olduğu lüks Alman kaşmir markası Iris von Arnim ile işbirliği içinde hazırladığı ve kreatif direktörlüğünü
üstlendiği ilk koleksiyonu hazır: The
Claudia Schiffer Cashmere Collection.

Moda dünyasında geçen 30 seneye rağmen bu adımı atarken biraz çekinmiş. “İlk kez adımı bir markayla beraber kullandım. Ve bu beni biraz geriyor. Kim bilir, belki de onları bir tek ben beğeneceğim.” Ama 20 parçadan oluşan bu koleksiyonu beğenmemek
zor. Zira Claudia’nın stilinin bir yansıması var tasarımlarda: Lüks, kaliteli, sade, zahmetsiz, şık, rahat ama hep etkileyici. 90’lı yılların en gözde “It Girl”ünden de bu beklenirdi.
Zaten onu henüz 17 yaşında, hiç yürüme deneyimi olmadan Chanel defilesinin podyumuna atan Karl Lagerfeld, Claudia’nın hâlâ en büyük hayranı. Bu sonbahar-kış sezonundaki Chanel gözlüklerinin modeli yine o. Eylül ayında yeni bir sezonu daha açarken modanın efsane kadını
Claudia’yla ilgili şöyle bir geriye bakmak için doğru zaman...

Bir süpermodel doğar

Almanya’nın Düsseldorf şehrinin hali vakti yerinde ailelerinden birinin kızı olan 17 yaşındaki Claudia, arkadaşlarından hep bir kafa uzun olduğu için kendini tuhaf hisseden,
içe kapanık bir kızdı. Büyüyünce babası
gibi avukat olacaktı. Eğer arkadaşının
doğumgünü partisine katıldığı o gece, aynı mekanda ünlü model ajansı Metropolitan’ın başındaki isim de olmasaydı Claudia bugün iyi ve çok güzel bir avukat olarak, mesela
Berlin’de yaşıyor olabilirdi. Oysa her şey bir Frank Capra klasiği olan It Happened One Night filmindeki gibi bir gecede oldu. Kapılar açılıverdi. Annesinin şartıyla önce okulunu bitirdi, sonra kendini Paris’e giden bir uçakta buldu. Çok kısa bir zaman sonra Elle
Paris’in kapağındaydı.

Esas zirve Karl Lagerfeld’in onu kayıtsız şartsız defilesinde görmek istemesiyle geldi. “Yürümeyi bilmese de olur. Sokakta yürüdüğü gibi yürüsün, bana yeter.” Hemen ardından Karl, onu
Chanel’in yüzü yaptı. Süpermodel kelimesinin kendisi henüz ortalarda yoktu ama onun sembolü haline gelecek bir isim gümbür gümbür geliyordu. Claudia bir ilki başardı: Onunla beraber ilk kez bir manken
Rolling Stone, New York Times ve Vanity
Fair’in kapağına çıktı. Bunu Cosmopolitan başta olmak üzere tüm önemli dergiler ve Time Magazine takip etti. Brigitte Bardot’ya benzerliğiyle çok konuşulan bu kadın, 1989 yılında o zamanlar yolun başında bir marka
olan olan Guess’in modeli olarak Amerika’ya açılınca ve marka bu reklamla müthiş bir satış patlaması yaşayınca resim tamamlandı.

İnternetin olmadığı, her şeyin oldukça yavaş yayıldığı zamanlardan bahsediyoruz. Buna rağmen onun varlığından tüm dünya haberdardı. Bugün Claudia’nın kapak olduğu dergileri çalıştığı yıllara bölünce, neredeyse on günde bir, yeni bir derginin kapağına çıkmayı başardığını görüyorsunuz. 1992’de dünyanın en çok kazanan mankeniydi.

Ve zirvede...

Cindy Crawford, Christie Turlington,
Naomi Campbell ve Elle MacPherson
ile beraber efsanevi “Supermodel
Beşlisi”nin içinde o da vardı. Moda
dünyasında olunabilecek her kadını
oldu, varılabilecek tüm zirveleri tattı.
Başarısında güzelliği kadar disiplini de
etkili oldu. Zamanla oyunculuğa da el
attı. 1994’te Richie Rich ile başlayan
yolunda 10’dan fazla filmde rol aldı.
En son 2003’te Aşk Her Yerde (Love
Actually) filminde gördük. Artık nadiren
podyuma çıksa da, markalarla işbirliğine devam etti. 2008’de yeniden Chanel ve Ferragamo’nun yüzü oldu, Louis Vuitton’un ilkbahar-yaz kampanyası için poz verdi. 2009’da Yves Saint Laurent’ın yüzü olarak geri geldi.

40. Yaşa 40 ayrı Claudia

Dışarıdan her şey bir masal gibi duruyor
olabilir. Oysa biz şu dünyada ona hayır diyebilecek bir erkek olamayacağını sanırken, onun da ilişkiler konusunda buruk olduğu zamanları olmuş. “Aslında çok fazla erkekle tanışmıyorum. Çünkü sanırım, bana yaklaşmaktan korkuyorlar ya da benim başka bir gezegenden geldiğimi düşünüyorlar” demişliği var. İkisiyle de nişanlandığı sihirbaz David Copperfield ve İngiliz playboy Tim Jeffries, bunun istisnalarıydı tabii. Şov gereği onu ortadan ikiye kestiği bir şovda tanıştığı Copperfield ile beş sene çıkan Claudia, sonra Londra’daki Hamilton’s Gallery’nin sahibi Tim Jeffries ile beraber oldu. Ama yürümedi.

Esas erkeğine 2002’de rastladı: Yapımcı Matt Vaughn. Hemen evlendiler, ertesi sene de oğulları Caspar doğdu. 2004’te Clementine, geçen sene ise ikinci kızları Cosima dünyaya geldi. Ve Claudia, 40 yaşına girişini elbette bizim gibi mum üfleyerek kutlamayacaktı. Ünlü Alman
Zeit Magazin’in de 40. yaşı kutlanıyordu. Proje hazırdı: Claudia, 40 farklı kadın oldu, 40 ayrı kapak fotoğrafı çektirdi. Dergi o ay 40 farklı kapakla piyasaya çıktı. Efsane olmak
işte böyle bir şey olsa gerek.

-Kariyerinin başında Paris’e gittiğinde
oradaki kast ajanslarının çoğu tarafından çok bebeksi ve hantal bulundu. Ona ancak kataloglarda yer alabileceği söylenmişti.

-Arkadaşları Naomi Campbell, Elle MacPherson ve Christie Turlington ile birlikte Fashion Cafe zincirinin
ortaklarından biriydi.

-Kulaklarını ilk kez 2006 yılında, Accessorize’ın reklam kampanyası için deldirdi. 35 sene boyunca küpeye hiç ihtiyaç duymadığını, zaten mücevherle pek arasının olmadığını söylüyor.

-Üç dil konuşuyor. Almanca’nın yanında, İngilizce ve Fransızca’ya da ana dili kadar hakim. At biniyor, resim yapıyor, tenis oynuyor.