Asırlık Yüzler: Yüzyılın Sağlığı, Yüzyılın Tanıklığı
LIFESTYLE

Asırlık Yüzler: Yüzyılın Sağlığı, Yüzyılın Tanıklığı

Gazeteci ve yönetmen Nebil Özgentürk ile Bir Yudum İnsan ekibi, Pfizer’in "Sen Çok Yaşa" kampanyası dahilinde destek verdiği belgesel için Türkiye'nin dört bir yanında 100 yaşını aşmış insanlarımızın izini sürdü; ülkemiz sınırları içerisindeki asırlık çın

GÜNCELLEME TARİHİ: 14 Mart 2014

Ortaya son derece değerli bir belgesel çıktı: Asırlık Yüzler: Yüzyılın Sağlığı, Yüzyılın Tanıklığı. Beş bölümlük belgesel, 15 Mart'tan itibaren 5 hafta boyunca Cumartesi günleri 15:15'te NTV'de ekranlara gelecek. Kaçıranlar için tekrarı Pazar 01:10'da (Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan gece) yayınlanacak.
Eski çağlarda 25-30 yaşına bile gelmek mucizeyken bugün insan ömrünün ortalaması 60'ların üstüne çıkıyor ve bu rakam her geçen gün yükseliyor... Günümüzde 60 ve 70 yaşlarındaki insanlara artık "yaşlı" bile denmiyor. İstatistikler ülkemizde 100 yaşına girenlerin, başka deyişle asırlık çınarların sayısının 33 bini bulduğunu gösteriyor. Bundan sadece 30 yıl sonra 100 yaşında olanların sayısının bugünkünden yedi kat fazla olması bekleniyor.



Bir Yudum İnsan
programıyla bireylerin yıllar içindeki gelişiminin en yakın tanığı olan gazeteci Nebil Özgentürk ve ekibi, Asırlık Yüzler belgeseli için yollara düşerek Türkiye'nin dört bir yanında, İzmir'deki, Nazilli'deki, Bolu'daki, Erzurum'daki asırlık çınarların izini sürdü. Türkiye'nin dört bir yanında 100 yaşını aşmış nine ve dedelerle söyleşti, onlara sırlarını sordu. Belgesel için 100 yaşını aşkın 30 asırlık çınarla röportajlar yapıldı.

Uzun yaşamın sırlarını aralamaya çalışan belgesel, bir asrı devirenlerin sağlıklı, huzurlu dünyalarına uzanırken bir günlerinin nasıl geçtiğini kayıt altına alıyor. Onların tarihin canlı tanıkları olduğunu unutmadan yaşadıkları dönemin hayat koşullarına dair merak edilenleri de soruyor. Çünkü onlar Osmanlının yokluk ve dar zamanlarını da görmüşler, savaşın acımasızlığını, kayıpları, yepyeni Cumhuriyetin coşkusunu da… Osmanlı'nın çöküş sürecinde, dünya 20. yüzyılın ilk büyük savaşıyla yanarken doğmuş çoğu. Aralarında 1935'te Nazilli'de Türkiye'nin ilk basma fabrikasının açılışına tanıklık eden de var. Kimi uzaktan görmüş Mustafa Kemal'i, kimi yanağını sıkan elini çocuk hırçınlığıyla itmiş. Aynı tarihin içinden geçerken aynı olaylara takılmış anıları.



Onları 100 yaşına getiren genetik mirasları mı yoksa yaşam şekilleri mi?

Genel yönetmenliğini Nebil Özgentürk'ün ve müziklerini Can Atilla'nın yaptığı belgesel, zaman zaman hüzünlü, zaman zaman neşeli hikayelere tanıklık ediyor. Önde gelen fikir lideri hekimler de uzun ve sağlıklı yaşama dair ipuçlarını sıralıyor. Belgeselde "neyi asla yapmıyorlar?", "neleri ortak yapıyorlar?", "nelerden vazgeçemiyorlar?", "alışkanlıkları, olmazsa olmazları, ellerini sürmedikleri neler?" gibi soruların cevapları da aranıyor.

Uzun yaşam önerilerini gerçekten uyguluyorlar mı?
Bir asrı görenler arasında sıklıkla, ilk insan beslenme modelini örnek alan, kırmızı etin ve yumurtanın da dahil olduğu bir diyete rağbet olduğu görülüyor... Bol bol balık, bakliyat, tahıl tükettiklerini, yoğurtsuz sofraya oturmadıklarını, tereyağını kaşıklarken, margarinin tadını bilmediklerini öğreniyoruz. Az yediklerini, zayıf olduklarını, yeterince uyuduklarını, sabah erken kalkıp, akşam erken yattıklarını, neşeli, keyifli, coşkulu olmaya önem verdiklerini, hareket ettiklerini, stresten uzak durduklarını görüyoruz. Kimisi "eşini ve işini seven uzun yaşar" diyor, kimisi "aile önemli" diyor, kimi de "kin tutmayacaksın gamsız olacaksın" diye öğüt veriyor; liste uzayıp gidiyor.

Belgeselin genel yönetmeni Nebil Özgentürk, belgesel çekme fikrinin nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlatıyor: "Hayatlar gelip geçiyor… Hele ki yüz yıllık hayatlar… Düşünün ki 19'uncu yüzyılı da 20'nci yüzyılı da 21'inci yüzyılı da gören-yaşayan var hikayemizde. Kim merak etmez ki bu asırlık yaşam yolcularını… Tanık oldukları, yedikleri, içtikleri.. Aramızdaydılar... Ben de arkadaşlarımla bu merakın peşine düştüm!!"

Pfizer Türkiye Genel Müdürü Elif Aral ise "Pfizer Türkiye olarak geçtiğimiz yıl başlattığımız 'Sen Çok Yaşa' projesi ile tıpkı Asırlık Yüzler'deki insanlarımızın sahip olduğu gibi uzun, sağlıklı ve mutlu yaşamları çoğaltmayı, bunu herkes için bir yaşama amacı haline getirmeyi görev edinmiştik. Yaşam reçeteleri, müthiş hikayeleri, zamana boyun eğdirmiş, bitmek tükenmek bilmeyen sevgileri, umutları ve enerjileriyle asırlık çınarları anlatan bu projeyle yollarımızın kesiştiği noktada Pfizer olarak Asırlık 'Yüz'ler'e kayıtsız kalamazdık. Yaş almanın fiziksel olarak dezavantajları olsa da yaşımız ilerledikçe hayata bakış açımız değişir, gelişiriz. Genç yaşlarda bize mutsuzluk veren şeyler üzerimizdeki etkisini kaybeder, belki de mutlu olmayı zaman içinde öğreniriz. Biz değişirken edindiğimiz tecrübe ile birlikte daha bilge, sözü dinlenen bir insan oluruz. Sen Çok Yaşa ve dolayısıyla 'Asırlık Yüzler: Yüzyılın Sağlığı, Yüzyılın Tanıklığı' ile edinilen bu avantajları bir şekilde hatırlamak ve 'yaş alma'ya bir saygı duruşunda bulunmak istedik. Bu kalıcı esere destek vermekten büyük bir gurur duyuyoruz" dedi.



*Gazeteci Esra Tüzün'ün "100 Yaşı Devirmenin Sırları" kitabından esinlenilerek hazırlanmıştır. Nebil Özgentürk ve Bir Yudum İnsan ekibi tarafından yepyeni formatta belgesel haline getirilmiştir.