Metabolizma ve yaş ilişkisi
LIFESTYLE

Metabolizma ve yaş ilişkisi

Metabolizmanız 40'lı yaşlara yaklaşırken yavaşlar. Beslenme ihtiyaçları söz konusu olduğunda, geçen yılları dikkate almalısınız.

GÜNCELLEME TARİHİ: 10 Eylül 2014

40'lı yaşlarla birlikte metabolizma daha yavaş çalışır. Kilolar eskisi kadar kolay verilemez, aksine üstüne eklenir. Östrojen hormonundaki azalmayla birlikte insülin seviyeleri yükselir, tiroid hormonu ile ilgili seviyeler düşer, bunun sonucunda daha çok acıkır, daha çok yer, daha az kalori yakarız. Beslenme ihtiyaçları söz konusu olduğunda, geçen yılları dikkate almanız gerekir. Metabolizmanız 40'lı yaşlara yaklaşırken yavaşlar. Yaş artışı ile kas kitlesi azalır. Kilonuzu korumanız için porsiyonlarınıza dikkat etmeli, aldığınız kalorileri azaltmalı, düzenli egzersiz yapmalısınız.

Kalsiyum yönünden zengin beslenme

Vücudun bu dönemde osteoporozun önlenmesi ve kemik sağlığı için kalsiyum gibi minerallere daha fazla ihtiyacı olur. Kalsiyum yönünden zengin besinler için en iyi kaynak süt ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve balıktır. D vitaminini ihmal etmemelisiniz, bu hem kemik sağlığı, hem de daha iyi bir kalsiyum emilimi için gereklidir.

Yaşla birlikte vücudun bağışıklık sistemi bozulur

Yaşla birlikte vücudun bağışıklık sistemi de bozulur, enfeksiyonlara karşı mücadele etmek için çinko almayı ihmal etmemeniz gerekir. Çinkonun en iyi kaynağı; et, yumurta, deniz ürünleri ve tahıllardır. Sindirim sisteminde yaşa bağlı degişiklikler olur, tükürük miktarı ve mide asidi azalır. Hazımsızlık, mide rahatsızlıkları, gaz, şişkinlik, mide ekşimesi ve kabızlığı önlemeye karşı beslenmenize lif ekleyerek sindirim sisteminizin daha düzenli çalışmasını sağlayabilirsiniz.

Sebze, meyve ve protein dengesi

Meyve ve sebze yediğinizde içeriğindeki çözünür lifler kolesterol kontrolüne yardımcıdır, böylelikle kardiyo-vasküler hastalık risklerine ve diyabete karşı korunmuş olursunuz. Ayrıca lifli beslenme ile daha az kalori alır, daha çabuk doyarsınız. İnsanlar çok fazla et yemek eğilimindedir, doğru olan ise günlük protein ihtiyacının; hayvansal ve bitkisel kaynaklı gıdalardan dengeli olarak alınmasıdır. Kolesterol miktarı, özellikle kırmızı et gibi hayvansal gıdalarda yüksektir. Kuru fasulye, mercimek gibi bitkisel proteinlere beslenmenizde yer vermelisiniz. Kuru baklagillerin içeriğindeki lifler ayrıca tokluk hissini de sağlar. Haftada 2-3 kez ızgara veya buğulama olarak balık tüketmeli; günde 2-3 adet ceviz içi veya 8-10 adet fındık yemelisiniz.

Yaşam tarzınızı değiştirebilirsiniz

Fazla kiloları verme, egzersiz, diyette tuz, yağ ve rafine karbonhidratları azaltma, kahve, alkol, sigara sınırlama gibi çeşitli yaşam tarzı değişiklikleri ile tansiyon, karaciğer yağlanması, diyabet gibi risklere karşı vücudunuzu korursunuz.

Stres kilo almayı tetikler

Stres de kilo almada çok önemli bir rol oynar. Bu yaşlarda ayrıca uyku düzeninizde de sıkıntılar yaşamaya başlarsınız. Uykunuza dikkat etmelisiniz. Kilonun korunmasında düzenli bir uykunun da etkisi olur.

Vücuttaki yağ dağılımı da çok önemlidir

Bel çevresinde depolanan vücut yağı sağlığınız için ciddi bir tehdit oluşturur. Et, süt, yoğurt gibi doğal ürünlerde bulunan katı hayvansal yağlar kilomuzu, kolesterol düzeylerinizi yükseltir. Bu, artan yaşımızla birlikte, kalp-damar sistemimizi olumsuz etkilemekte, ayrıca kansere yakalanma risklerini de artırmaktadır.

Kaynak: ŞAMDAN DERGİSİ