Başak Cankeş ile 24 saat
LIFESTYLE

Başak Cankeş ile 24 saat

Contemporary Istanbul’a dahil olan ilk moda tasarımcısı, Bashaques markasının kurucusu Başak bir gününü anlatıyor.

GÜNCELLEME TARİHİ: 19 Aralık 2016

06.30: Eğer defile öncesi hazırlığındaysam bu saatte kalkıp kendime sabah kahvesi yaparım. Bülent Ortaçgil genelde fonda bana sanki yazın deniz ortasındaymışız hissi verir ve bu duygu beni stresten uzaklaştırır. Sonra duşa girerim ve o gün neler halletmem gerektiğini planlarım. 07.30: Kahvemi içip balkonda oyalandığım saat. Sonrasında işe koyuluyorum ve atölyeye gidiyorum. Muhtemelen kumaşlarım baskıdan gelmiş oluyor ve üretim aşamasına geçiyoruz. Ben hiç çizim aşamasından direk üretime geçebilen biri olmadım. Mutlaka arada başka bir fikir beni ziyaret ediyor. Modellere, kumaşlara ve renklere dikim aşamasında karar veriyorum ve hızlıca terzim Özkan Bey ile beraber sabah muhabbetini bitirip sanatı modaya nasıl daha akıllıca entegre edebileceğimize kafa yoruyoruz. 10.30: Karar verdiğim modeller dikilirken giyilebilir sanat konseptimiz üzerinde birlikte çalıştığım sanatçılarla telefonlaşmaya başlıyorum. Defile detaylarını konuşuyoruz. Genellikle ilham kaynağıma karar verdikten sonra duvarlara görseller asıyorum. İlhamım genelde sanat tarihine yön vermiş bir sanatçı oluyor. Onun akımını baştan yorumluyorum. Örneğin son koleksiyon için geleneksel minyatür fotoğrafları ve Salvador Dali'nin birçok çılgın portesini bir teknenin içine asıp müzikle beraber uzun uzun çizimler yaptım. Minyatür kitaplarını açıp Dali ile benzer özellikler keşfedince oldukça şaşırdım. Yeni bir kavram bulup bu iki kavramın sevgiliye dönüşmelerini planlarken ne kadar da paralellik gösterdiklerine şahit olmak inanılmaz heyecan verici. Bazen diğer sanatçılarımla eş zamanlı olarak ben de koleksiyonum için desen çiziyorum ve onlarla yapmam gereken görüşmeleri yapıyorum. O gün çizdiğim modelleri kalıpçıma yolluyorum ve elbiselerin ilk denemeleri için kalıpları kontrol ediyorum. 12.30: Gün içinde toplantılara koştuğum zaman. Ayakkabıları kontrol ediyorum ya da L'Appart'a gidip defilenin davetli listesini hazırlıyorum. Bu listede bizim için moda alanındaki satın almacılar kadar koleksiyonerlerin de önemi var. Sertifikalı sanatsal kıyafet yaratma ve onun ilhamıyla oluşturduğumuz eserleri satma aşaması ve bu kavramı yaygınlaştırma isteğim hiç dinmiyor. Contemporary Istanbul gibi önemli bir sanat fuarına, ilk moda tasarımcısı olarak kabul edilerek güzel bir adım attığımı düşünüyorum. 16.30: Atölyeme geri dönüyorum. Koleksiyon dikilirken başında duruyorum, bazen ben de dikiyorum ve gece geç saatlere kadar oradan çıkmıyorum. 19.00: Sanırım hala atölyedeyim. Ev yemeği yiyip sağlıklı besleniyoruz ve dikmeye devam ediyoruz. Davetiyeleri tasarlıyorum. Baskıya yolluyorum. Asistanım Sinem'le bir sonraki gün için plan yapıyoruz. Online satışları müşterilere gönderime hazırlıyoruz. Her şeyle birebir ilgilenmek bana heyecan veriyor. 22.00: Bu saatlerde atölyede dikilmesi gereken işlere biraz ara verip çılgın fikirleri test etme saatimiz! Nedense bu saatte ilhamın daha kuvvetli olduğunu fark ettim. 24.00: Uykumu yenip çalışmaya devam ettiğim saatler. Çünkü benim inancıma göre herkes yatmış oluyor ve düşünce alanları serbest kalıyor. 02.00: Artık eve gelip yatma vakti. Yatmadan önce bir film açıp onu izlerken uyuyakalmaya bayılıyorum. Ya da eve gelip ev arkadaşımı uyandırıyorum ve sohbet edip uykusuzluktan ölüyoruz.