Çözüm odaklı
LIFESTYLE

Çözüm odaklı

Hukuksal sorunların uzlaşmayla çözülebileceği gerçeğini benimseyen Artemis Hukuk Bürosu kurucusu, Avukat Ebru Şahin’in kariyeri ve stiline dair

GÜNCELLEME TARİHİ: 1 Kasım 2017

Eylem şimşek

Portre Deniz Doğan

Ebru Şahin, genç yaşta kurduğu Artemis Hukuk Bürosu çatısı altında aile ve mal paylaşımı, gayrimenkul, miras, tazminat ve sağlık hukuku alanlarında hizmetler veriyor. Yargıç, savcı ve avukatlarla dolu bir ailede yetişmesinin de kariyerine yön verirken etkisi çok büyük. "Onları görerek büyümek düşünce yapımın ve değer yargılarımın şekillenmesini sağladı. Her şeyden önce adaletin bir duygu olduğunu; her duygu gibi ruhunuzda hissetmeniz gerektiğini, nefes almak kadar elzem olduğunu öğrettiler. Yapmak için doğduğum mesleği seçtim."

Turhan&Turhan Hukuk bürosunda staj yaptıktan bir yıl sonra, henüz 22 yaşınızda kendi hukuk büronuzu hayata geçirdiniz. Bu hikayeyi kısaca anlatır mısınız?

Çok değerli bir üstadın yanında staj yaparken sabırlı olmayı, avukatın mesaisi olmadığını, çalışkan olması gerektiğini, hukuksal sorunların uzlaşma ve sulh ile çözülmesinin tüm taraflar açısından daha yararlı olduğunu ve hırslarımı törpülemem gerektiğini öğrendim. Ancak tüm bunlara rağmen avukatlık, özgürlük gerektiren ve bağımlı ilişkiyi kaldırmayan bir meslek olduğundan kendi ofisimi açmaya karar verdim. Burada kendi müvekkillerimle, yazdıklarımla, ürettiklerimle varolmak istedim. O nedenle stajımı bitirdikten hemen sonra Artemis Hukuk'u kurdum. Tabii her attığınız adım bir diğerini beraberinde getiriyor. Aynı zamanda meslektaşım olan kardeşimle birlikte çalışmak ofisin gelişmesine büyük katkı sağladı. Zaman içinde belli branşlarda uzmanlaşma yolunu tercih etmemizle bu yapı daha da kurumsallaştı.

Efektif sonuçlara ulaşmak adına ne gibi çözümler üretiyorsunuz?

Ben müvekkille birebir ilgilenmenin ve dosya seçmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Uzun bir zaman dilimine yayılarak hem müvekkili yoracak hem de mesai ve enerjinizi sömürecek dava süreçlerine girmemeye, kısa zamanda en karlı şekilde uzlaşmayla sorunu gidermenin en iyi çözüm olduğuna inanıyorum. Eğer dava açılması müvekkil için riskli ve kaybedilme olasılığı yüksekse gerekçeleriyle müvekkile bildirilmesi ve dava açılmaması yönünde yönlendirilmesi gerekiyor. Açılmış ve devam eden bir davada ise hangi aşamada olursa olsun, anlaşma zemini yaratılmaya çalışılması, fazla zaman kaybedilmeden anlaşmanın yapılması diğer bir çözüm. Ama tüm bunlardan önce müvekkil adayını çok iyi dinlemek, esasen ne istediğini anlamak, hukuki ihtilafın neden kaynaklandığını net olarak görmek çözüme ulaşmanızı hızlandırır.

Mesleğinizin en zor yanı nedir sence?

Direkt insanla ve onun sorunlarıyla uğraşıyor olmanız bu mesleği başlı başına zor bir hale getiriyor. Ancak benim için en zor kısmı bürokrasinin hantallığıyla mücadele ederken yaşadığım sıkıntı. Çok kolayca halledilebilecek şeyler sade vatandaş için anlamsızca zorlaştırılıyor.

Yaptığınız iş kıyafet seçimlerinizi ne oranda etkiliyor?

Kıyafet seçimlerimin yaptığım işle doğru orantılı olarak hem şık hem de belli bir ciddiyeti olmasına özen gösteriyorum. Fakat aynı oranda rahat olması da gerekiyor çünkü çok yoğun bir meslek. Elbette hem adliyede hem de ofiste çok renkli ya da gösterişli kıyafetler giyemezsiniz. Renk olarak siyah, beyaz ve gri tercih etmekle birlikte kıyafetlerin sade ve saygın olması da belirleyici benim için.

Kişisel stilinizi nasıl tanımlarsınız?

Çeşitli markalardan, kendimi rahat ve şık hissetmemi sağlayacak farklı parçaları bir araya getirerek işim gereği klasik bir stilde giyindiğimi söyleyebilirim. Tarzıma uyan markalar ve tasaramcılarsa Chanel, Roman, Michael Kors, Dilek Hanif ve Arzu Kaprol.

Çalışma masanızın üzerinde her daim olanlar?

Mutlaka üzerinde çalıştığım dava dosyaları, yeğenimin fotoğrafı, dolma kalemlerim, bilgisayarım.