Berlin'in ilham sarayı
LIFESTYLE

Berlin'in ilham sarayı

Enerjisi hiç bitmeyen Berlin’den sonbaharda farklı bir yüzünü gösteren New York’a, sadece 10 kişinin girebildiği Karayipler’in keşfedilmemiş adası Calala Island’dan Monako’ya; sofistike bir dünya turu başlatıyoruz.

GÜNCELLEME TARİHİ: 15 Kasım 2017

Yazı: Ayça Dost

Patrick Hellmann'ın 20. yüzyıla ait görkemli bir malikanede bulunan kendi adını taşıyan oteli, Berlin sosyetesinin buluşma noktası olarak hayata geçirilse de aslında ilham almak isteyen ve günlük lüksün ötesine geçmek isteyen herkese açık.

1914 yılında inşa edilen Palais Pannwitz, Berlin'in Grunewald bölgesinde, günümüzde pek çok tasarımcı mağazasının bulunduğu ünlü Kurfürstendamm Bulvarı'na sadece birkaç dakika mesafede yer alıyor. Yapımının hemen ardından sayısız gala yemeklerine, büyük kutlamalara, bahçede saklı pırlantaları bulmak için oynanan efsanevi hazine avlarına, gecenin sonunda sayısı bini bulan misafirleri büyüleyen havai fişek gösterilerine tanıklık eden Palais Pannwitz, anlayacağınız üzere her zaman sofistike bir ruha sahipti. 2014 yılına dek birçok kez el değiştirdikten sonra Patrick Hellmann tarafından satın alınmasıyla tarihi boyunca şahit olduğu büyülü anlar yeniden canlanmaya başladı. Zira burası artık Patrick Hellmann Schlosshotel olmuştu…

Berlin gibi dinamik bir metropolün merkezinde, modayla iç içe bir konumda bulunan Patrick Hellmann Schlosshotel, renovasyon çalışmalarını geride bırakarak 53 odalık malikaneyle misafirlerini ağırlıyor şimdi. Küçük parkları andıran bahçelerle çevrelenen otelin her detayı kendisi de bir moda tasarımcısı ve iç mimar olan Patrick Hellman imzasını taşıyor.

Bu prestijli otele adımınızı attığınız anda detaylara karşı duyulan sevgiyi vurgulayan bir lobi sizi karşılıyor. Öyle ki Patrick Hellmann Collection'ın kumaşlarından ilham alan parlak altın duvar detayı, Berlinli bir imalatçının balıksırtı ve Prince De Galle desenli el yapımı çalışmasının ürünü. Tarihi panellerden oluşan tavan ve şömineyle bir araya geldiğinde de sıra dışı bir kontrastla harmoni yaratıyor. Davetler ve moda şovları neredeyse orijinal halinde korunan salonda düzenleniyor. Bu salonda ayrıca bir müzik odası, şömine, üst katında kütüphane, tarihi tavan resimleri, duvar kaplamaları bulunuyor.

Otelin gizli hazine değerinde olan bölümlerinden biri de kış bahçesi. Büyük pencereleri bahçeye açılan bu yarım daire biçimindeki oda, orkideler, uçuşan kuşlar ve pırlantalarla bir hayal dünyası niteliğinde. Kış bahçesinin baktığı bahçe, 4.000 metrekare büyüklüğündeki alanı ile Berlin'in göbeğinde adeta bir vaha gibi. Bir otelin en can alıcı noktalarından diğeri de elbette odaları. Çünkü Patrik Hellmann Schlosshotel'in odalarının her birinde misafirler için sürpriz detaylar bulunuyor. Sık sık seyahat eden Patrick Hellman, dünyanın her yerinden topladığı moda ve kültür elementlerinden ilham alarak çoğu odayı yeniden tasarlamış. Örneğin mavi-beyaz tonlarında Marbella Rooms, Akdeniz kıyılarını ve sıcak atmosferini yansıtıyor. New York Rooms ise gri, siyah-beyaz tonlarıyla daha gösterişli ve şehirli bir tasarım diline sahip. Bohéme Rooms, duvarlara asılı sanat eserleri, odanın ortasında duran ayaklı küvet gibi detaylarla hem Parizyen sanatçı stüdyolarını akıllara getiriyor hem de Hellman'ın sanat ve yaratıcılığa bağlılığını gözler önüne seriyor. Otelin en ilgi çekici odasının da Dragon Rooms olduğunu söyleyebiliriz. Zira bu oda Patrick Hellman'ın Asya seyahatlerinden getirdiği heykeller ve çeşitli resimlerden toplanan ejderha görsellerinden ilham alınarak dekore edilmiş.

Tabii Karl Lagerfeld'in 90'larda tasarladığı The Grunewald Suite'i de unutmamak gerek. Bu süit, geniş bir salonu, ayrı bir yatak odası ve romantik banyosu ile art deco konseptinde bir konaklama için kusursuz. Otelin modayla arasındaki bağ sadece Lagerfeld tasarımı odayla sınırlı değil; sıklıkla karşımıza çıkan Patrick Hellmann Collection'a ait kumaşlarda da bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Mesela puantiye desenli ipek perdeler, Hellmann'ın eşarp koleksiyonundan esinlenerek yaratılmış. Nevresimler ve yastıkların yapımında yine aynı koleksiyondan kadife, kaşmir ya da yumuşak flanel kullanılmış.

"İsteğim, çeşitli moda akımlarından beslenen, son derece kaliteli bir ortam yaratarak ilham almak isteyenlerin, günlük lüksten fazlasını bekleyenlerin ve yeni izlenimlerin peşinde olanlar için bir çözüm olmaktı. Patrick Hellmann Schlosshotel'in modern, uluslararası bohem insanlar için ikinci bir ev niteliğinde olması benim için çok önemli," diyor Patrick Hellmann saray-otel konseptini anlatırken.

Berlin'de tarihi ve güncel tasarım anlayışını aynı potada eriten bu otelin aynı zamanda 24 saat oda servisine açık bir restoranı, spa merkezi ve misafirlerine bir Rolls Royce Ghost ile seyahat etme keyfini sunan şoför hizmeti mevcut.