Hatalı gen etkeni
LIFESTYLE

Hatalı gen etkeni

Medicine Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Kadıoğlu, meme kanseri riskinin hatalı gen etkenine bağlı olması yönünde kadınların duyduğu endişeyi yorumluyor

GÜNCELLEME TARİHİ: 28 Mart 2018

Ünlülerin sağlık konusundaki davranış şekilleri toplumdaki sağlık davranışlarını etkileyebiliyor ve bu maalesef her zaman olumlu yönde olmuyor. İnsanlar sağlık konusunda gazeteler, dergiler, arkadaşları ve sosyal medya gibi birçok dış uyaranın etkisi altında kalıyor. Bu durumu 'Angelina Jolie etkisi' olarak tanımlıyoruz. Jolie, 2013'te New York Times gazetesine kendi duygularını ifade ettiği bir mektup yazmış; taşıdığı 'hatalı bir gen' nedeniyle meme kanseri riski yüzde 87, yumurtalık kanseri riski ise yüzde 50 düzeyinde olduğu için tedbir olarak her iki memesini aldırmaya karar verdiğini açıklamıştı. Aynı yazıda Jolie, kadınların gen testi yaptırmalarını önermişti. Gazetede yayınlanan mektuptan sonra, 15 gün içinde ABD'de meme kanseri genleri için test yaptıran kadınların sayısı yüzde 64 arttı. Neyse ki, memesini aldıran kadınları sayısında artış olmadı. Yani Angelina Jolie'nin hikayesi kadınları seçenekleri konusunda daha bilgili kılmamış, hatta bazı durumlarda gereksiz testlere ve endişeye neden olmuş, öte yandan asıl risk altında olan insanlara ulaşılamamıştı. Angelina Jolie'nin basında yaygın olarak yer almasından sonra, yüksek meme kanseri riski olmayan, tek memesinde meme kanseri olan ya da memesini aldırması şart olmayan kadınlar daha sık her iki memelerini aldırmayı tercih eder oldular. Bunun yanı sıra genetik test yapıldığı ifadesi ile sadece sık görülen mutasyonların tarandığı testler yaygınlaştı ve bu durum sektörde ciddi etik sorgulamalara yol açtı.

Genetik tarama olarak yapılan uygulama, BRCA1 ve BRCA2 genlerinin detaylı analizidir. Bu genlerde bir sorun olduğu takdirde cevaplanması gereken üç soru var. Bu soruları cevaplamadan önce ise hatırlatmak istediğim bir gerçek var: Sekiz kadından biri meme kanserine yakalanma riskine sahip. Peki, kanser riski nedir? Genetik bozukluğu olan kadınlarda 40'lı yaşlardaki kanser riski yüzde 20, 60'lı yaşlarda yüzde 55 ve 80 yaşından sonra yüzde 80'in üzerinde. Genlerinde bu anlamda bozukluk olan bir kadın mutlaka meme kanseri olur mu? Yukarıdaki oranlardan da anlaşılacağı üzere gen bozukluğu olan her kadın meme kanseri olacak diye mutlak bir gerçeklik yok ancak risk diğer kadınlardan daha fazla. Her iki memesini de aldıran bir kadın kesinlikle meme kanseri olmaz mı? Her iki memeyi aldırmak mutlak bir koruma sağlamaz. Uluslararası çalışmalarda bu ameliyatların yüzde 10,5 ile yüzde 0 arasında koruma sağladığı gösterilmiştir. Toplumda bu riskin 1/8 (yüzde 12,5) olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz. Kadınlara benim sormak istediğim dördüncü soru şu; "Her ikisini aldırmanız gereken organ memeniz değil de kollarınız ya da bacaklarınız olsa ne tepki verirdiniz?" Tüm bu bilgilerin ışığında, her hastanın kendi özelinde değerlendirilmesi gerektiğini, meme kanseri korkusunun kadınlarda her iki memeyi belki de gereksiz yere aldırmayı yaygınlaştırdığını, genetik testlerin her toplumda farklı yönetilmesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Gerçek şu ki; halihazırda tıptaki yöntemlerden herhangi biri meme kanserini yüzde 100 yok edememekte ve erken tanı, düzenli muayene ve taramalar hâlâ önemini korumakta. Kendi etrafındaki hastaneler içinde meme polikliniğini ilk kuran hastane olarak bir adım öne çıkan Medicine Hastanesi'nde, biz hastalarımızın tarama programlarına devam ediyoruz. Meme hastalıklarının kanserden ibaret olmadığını hatırlatıyor ve bu alanda uzmanlaşmış bir cerrahın hastalara daha kaliteli hizmet vereceğini düşünüyoruz.