Jenerasyonlar arası: Handan & Hande Öney

Röportaj: Güneş Uysalefe
Fotoğraf: Serkan Eldeleklioğlu

İnsanların nasıl yaşadıklarına karar vermek, vizyon ve yetenek isteyen bir iş. Böylesi bir fikir liderliğinin İstanbul'daki değerli örneklerinden Handan Öney, başarılı bir iç mimar ve aynı zamanda gururlu bir anne. İnşaat sektöründe 80'lerden bu yana faaliyet gösteren eşi Mustafa Öney'le aile şirketlerinde artık kızları Hande ve oğulları Alihan da yer alıyor; yıllardır Moskova'dan Alaçatı'ya uzanan ofis ve evlere imza atan ebeveynlerinden mesleği öğreniyorlar. Ağabey hâlâ New York'ta olsa da, onun gibi Pratt Institute mezunu olan Hande şimdilerde İstanbul'da farklı projelerde yer alıyor, Oney Showroom gibi adreslerde düzenlediği konuşma ve sergilerle multi-disipliner bir yolda ilerliyor. Annesi ise en son Raffles Hotel'deki Isokyo Restaurant'ın iç mimarisini üstlenmiş ve yeni döndüğü arındırıcı Hindistan seyahati sonrası yeni rotaları hesaplamakla meşgul. Kanlıca'daki tarihi köşkü dinlenmeye bırakıp, son dört yıldır yaşadıkları Bebek'teki evlerine şekil veren, büyük ihtimalle Öney'lerin gezi ve keşif tutkusu. Anne-kızın, yaşam ortamlarına ve elbette giyim zevklerine yansıyan ilham verici etkileşimine şahit olduk.

Elbise Fig
Kolye Jags Jewelry

Bizi ağırladığınız bu evin hikayesini kısaca alalım...
Handan Öney: Bu evde dördüncü senemize girdik. Gündelik giyimimde az desen ve renk tercih etsem de, dekorasyonda tam tersi geçerli. Benim için evi yaşatan renktir. Bundan yola çıkarak, ana mobilyalarda ve duvarlarda daha nötr tonlar yakalamak istedim ve griyi seçtim. Duvarlara konumlandıracağım aksesuar ve sanat işlerinde daha renkli tercihler yaparak mekanı hareketlendirmeyi planladım. Kırmızı ve turuncu gibi sıcak tonları ana kışkırtıcı renkler olarak, lacivert, gri ve kahveyi ise kontrast tarak ağırlığı koruyan etkenler olarak belirledim. Sonunda coşkulu, enerjisi yüksek ve dinamik bir mekan oluştu. Obje tasarımlarımda ve mekan yaratımlarımda doğadan çok fazla ilham alıyorum. Renk ve ışık üzerine yoğunlaşmam da buradan geliyor. Aynı şekilde belirli renklerin belirli enerjiler taşıdığı da eskiden beri var olan bir inanış. Doğada kendimizi nasıl farklı renklerle bütünleşerek farklı hissediyorsak, benzer etkiyi yarattığım mekanlarda yakalamaya çalışıyorum.

Çanta Purificación Garcia -- Loafer'lar Gucci
Gözlük Givenchy
Saat Rolex

Sanata ayrı bir düşkünlüğünüz olduğunu biliyorum. Kişisel koleksiyonunuzda yer alan eserlerden bahseder misiniz?
Handan Ö: Modern sanatla yakından ilgileniyorum. Özellikle genç ve Türk sanatçıları desteklemeyi seviyorum. Aslında tam bir koleksiyoner olduğumu söyleyemem. Sanat algımı ve alışımı daha çok birlikte yaşamak isteyeceğim, ruhuma dokunan işler yönlendiriyor. Sanat koleksiyonerliği benim için ticari bir olgu değil, bir hobi. Sanata yatırım yapmak aslında bir tutku. Keşke her beğendiğimiz, bizi mutlu eden işi almamız mümkün olsa. Heykel, kinetik, yağlıboya, dijital sanat, hepsinden karma bir seçki var evimde. Hem Türk hem yabancı sanatçılar mevcut. Fakat hepsinin bende ayrı bir anısı, hikayesi var. Seçtiğim işlerin çoğu oldukça renkli ve eğlenceli. Eğlenceli oluşları bence benimle iletişimde olmalarından kaynaklanıyor. Bu da benim için en önemlisi.

Handan Öney Gömlek Uterqüe Jean J.Brand Kolye Marni Küpeler
Amrapali Jewels Bileklik Tohum Design Saat Cartier Ayakkabılar Chanel
Hande Öney Gömlek Midnight Express Pantolon Reformation Bilezik Ermine

Bir iç mimar olarak kendi yaşam ortamınıza da mükemmeliyetçi yaklaştığınızı tahmin ediyorum; bu evde gözünüze batan eksikler, kusurlar var mı?
Handan Ö: Evet, mükemmeliyetçiliğim iş ve estetik anlayışımda oldukça fazla ortaya çıkıyor. Fakat bundan hiç şikayetçi değilim, hatta birçok projede daha başarılı olmamı sağlıyor. Evde çok eksik yok çünkü kabuğuna uygun hareket edildi; bina eski bir yapı olduğu için zemin ve duvarlara dokunulmaması gerekliydi. Buradan hareketle bir üst yapı oluşturdum.

Hande, uzun süre New York'ta yaşadıktan sonra İstanbul'dasın. Şu an yaşadığın ev, bu aile evinden nasıl farklı?
Hande Öney: Yaklaşık sekiz sene New York'ta yaşadım, tabii okul ile çalışma yaşantım çok farklıydı. Ortak nokta; ufak metrekareler, hızlı yaşam anlayışına yönelik fonksiyonel çözümler ve pratik bir ev düzeniydi. New York rekabetin yüksek olduğu bir şehir, hep bir sonraki adımı düşünmek zorundasınız. Bu felsefede olunca, ister istemez bütün yaşam alanınız bunun etrafında şekilleniyor. 2015 yazında İstanbul'a taşındım. Tabii, uzun süre ayrı yaşadığınızda aynı mekanları tekrar paylaşmak pek mümkün olmuyor. Dolayısıyla, aile evimize yakın başka bir evi hızla renove ettik. Üç kattan oluşan mini bir villanın en üst katını, kendi ihtiyaçlarım ve zevkim doğrultusunda tasarladım. İstanbul'a döndüğümde yaptığım ilk projem oldu. Benzer olarak, kendi evim de aile evim gibi iyi ışık alan, ferah mekanlara sahip, çok renkli bir ev. Tek başına yaşadığım için, büyük bir yatak ve giyinme odası ön planda tuttuğum şeyler oldu. Evimde sık sık yemek partileri ve buluşmalar organize etmeyi seviyorum. O yüzden salon ve antre oldukça geniş. Ayrıca ben de işlerini beğendiğim arkadaşlarımın sanat eserlerini evimde konumlandırdım.

Bu mesleği seçmende mimar bir aileden gelmenin ne kadar etkisi oldu?
Hande Ö: Çocukluktan itibaren sanat ve tasarımla iç içe olduğunuzda başka meslekleri tercih etmek pek aklınıza gelmiyor çünkü tasarımın hayat standartlarını ne kadar iyileştirdiğini, ruha ne kadar dokunduğunu erken yaşta gözlemleyip, bir estetik algı geliştiriyorsunuz. Küçüklüğümden beri hep mimar olmak istedim diyemem fakat kesinlikle tasarım dallarından birini okumak istediğimi biliyordum. Mimarinin tasarımın en kapsayıcı dalı olduğunu keşfettiğimde, benim için uygun olduğuna karar verdim.

Çanta Céline - Ayakkabı ve broş Chanel
Saat Ralph Lauren

Annenle beraber çalışıyorsun, değil mi? Benzeştiğinizi söyler miydin?
Hande Ö: Birçok kişi aynı soruyu yöneltiyor fakat sadece annemle çalışmıyorum. Öney'in iki markası var. Babamın kurucusu olduğu Öney Mimarlık'ta büyük metrekareli mimari, iç mimari tasarım ve uygulama yapıyoruz. Öney Showroom ve Tasarım Danışmanlığı ise annemin liderliğinde devam ediyor. Kendi tasarımlarımızı ürettirip, Kuruçeşme'deki showroom'da sergiliyoruz. Bütün bunların yanı sıra, benim gibi ikinci jenerasyon tasarımcı, sanatçı ve mimar arkadaşlarımla farklı işbirlikleri kuruyorum. Aileyle çalışmak dışarıdan bakan birine keyifli ve kolay görünebilir fakat çok daha zorlayıcı bir süreç. İlişkinizi profesyonelce yönetmeniz gerekiyor. Diğer yandan, ailemin yeniliklere açık olması ve dinamizmini her yaşta koruma çabası kesinlikle bir artı benim için.

Soldaki iki tablo, Oleg Dou En sağdaki tablo, Arda Yalkın

Öney Mimarlık'ın çizgisini sorsam, nasıl yanıtlar alırdım her ikinizden?
Handan Ö: Aslında daha öncesinde eşim Mustafa Öney'in kendi ismiyle yürütmekte olduğu bir showroom'u vardı. 1988'de Öney Mimarlık'ın kurulmasıyla çok sayıda yerel ve uluslararası projeye imza atıldı. Hande ve Alihan'ın ekibe katılmasıyla mimarlık projelerine ağırlık vermeye başladık. Bizim deneyimimizle onların taze ve dinamik bakış açısı güzel sonuçlar ortaya çıkarmaya başladı.

Hande Ö: Deneyimli bir ekibe katılmak beni çok mutlu ediyor. Ekibe katılmamla birlikte, jenerasyonlar arası yaklaşımımızı vurgulamak için kendimize The Oldest Young Architects/En Deneyimli Genç Mimarlar adını verdik. Ağabeyimle birlikte Öney Mimarlık'a yeni projeler kazandırmak ve yurtdışında bir ayak kurmak hedeflerimiz arasında.

Tablo, Genaro de Carvalho

İç dekorasyona dair verilebilecek en temel ipucu nedir sizce?
Handan Ö: Öncelikle mekanın yapısı, bulunduğu iklim ve mekanı kullanacak kişilerin ihtiyaçları. Hayal kurmaya başlamadan önce mekanda bulunacak kişilerin hikayelerini ve ihtiyaçlarını iyi dinlemek gerekir. Bütün tasarım bir anda önemsizleşir, eğer kullanıma hitap etmiyorsa.

Hande Ö: İç dekorasyon mimariyle bağdaşmalı. Mekanın formu ve diline uygun renkler, formlar ve ürünler seçilmeli. Dekorasyon çoğunlukla süs unsuru olarak görülüyor ama bence süsten öte, kimi zaman şaşırtmak için uç tercihler, kimi zaman da mekanı sakinleştirmek için yumuşak formlar tercih edilmeli. Mekan dıştan içe ve içten dışa değerlendirilmeli, amacı olmayan hiçbir ürün yerleştirilmemeli.

Handan Öney Pantolon Blumarine Ceket Dries Van Noten Ayakkabılar Céline Saat Cartier
Hande Öney Gömlek Sandro Jean J.Brand Botlar Zadig & Voltaire Kolye vintage

Handan, 25 yıldır bu işi yapsanız da aslında moda ve mücevher tasarımı okumuşsunuz. Bugün aranız nasıl kıyafetlerle, stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Handan Ö: Modaya hiçbir zaman ilgim bitmedi. İngiltere'de okuduğum dönemlerden bugüne hep tasarımcıları takip ettim. Fakat yaşla birlikte değişen vücudumla, daha konservatif bir giyime yöneldiğimi fark ediyorum. İngiltere'de okurken, bir dönem punk tarzı dahi benimsedim. Artık böyle heveslerim yok. Uzun süredir Marni kadınıyım. Dries Van Noten da zamansız tasarımlarıyla en beğendiğim isimlerden.

Gardırobunuzun vazgeçilmezleri?
Handan Ö: Hindistan'daki mücevhercim Amrapali'den aldığım altın küpelerim. Iro'dan aldığım farklı çizgi ve renklerdeki kaşmir kazaklarım. Uniqlo'nun kadife tayt pantolonları. Yves Saint Laurent'ın Touche Éclat kapatıcısı, Lancôme maskara, Chanel rujlar. Bir de Terry Ny'un yanaklar için Glow Expert'i.

Çanta Gucci - Terlikler Marni

Hande Ö: Calvin Klein eşofmanım, Adidas Classics sneaker'larım... Academia'nın parçalarını çok beğeniyorum. Son dönemlerde PSC Brand de ilgimi çekiyor. Vazgeçilmezim olan rahat, sportif tarz giyim için Uniqlo ile daha ciddi bir çizgisi olan Prada'yı karıştırmayı seviyorum. Davetler içinse Reformation'ın elbiseleri en sevdiklerim arasında.

Heykel, Yaşam Şaşmazer Tulum Zara Ayakkabılar Ivanka Trump Küpeler Bimba y Lola Bilezik Hermès Bilezik Jags Jewelry