Oscar zamanı Los Angeles bir başka
LIFESTYLE

Oscar zamanı Los Angeles bir başka

Oscar haftasında Los Angeles’ta olmak ve törenlere katılmak inanılmaz bir duyguydu. Hem yeni yerler keşfetme hem de Oscar heyecanı sarınca, başka bir Los Angeles’ı sizlere aktarmak istedim.

GÜNCELLEME TARİHİ: 4 Mayıs 2018

İlker Topdemir

İstanbul'dan Lufthansa ile Frankfurt aktarmalı bir uçuş gerçekleştirdim. Hem Airbus 380'in konforunu test etmek istediğim hem de daha uygun fiyatlar sunulduğu için, "Farklı deneyimler yaşamak her zaman iyidir" diye düşündüm. Tabii ki, Lufthansa ve Alman dakikliğinde neredeyse 500 kişiyi uçuran Airbus 380 bir kuş gibiydi. Uçağın üst katında uçmanızı tavsiye ederim. Tam 10 saatlik uçuş internet sayesinde çok hızlı geçti.

L.A'DE İKİ ÖZEL ADRES
Oscar haftası olması nedeniyle Los Angeles'ta her otel ve her lokasyon doluydu. Restoranlar ise akşamları partiler ile dolup taşıyordu. Konaklama için ben Mr. C Beverly Hills ve Dorchester koleksiyonuna bağlı Hotel Bel- Air'ı seçtim.

Mr. C Beverly Hills toplam 115 oda ve 22 suitten oluşuyor. Otelin bulunduğu bölge tam Beverly Hills ortasında ve Rodeo Drive'a 10 dakika yürüme mesafesinde. Check-in otelin barında gerçekleşiyor. Size önce bir Bellini sunuyorlar, sonra girişinizi yapıyorlar. Odaların hepsi şehir manzaralı ve otelin altında Mr. Cipriani Restaurant bulunuyor. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeğini burada İtalyan lezzetleri ile alabilirsiniz. Kaldığım sürece İtalyan peynirleri ve tatlıları ile kilo almış olabilirim! Ayrıca uzun dönem kalacaklar için otelin yanına rezidanslar da yapmışlar. Onlardan birinde, kendinizi gerçek bir Hollywood sakini gibi hissedebilirsiniz. Otelin müdürü Brando Juris, vakit ayırıp hepsini gezdirdi.

Diğer konakladığım otel olan Hotel Bel-Air 103 suitten oluşuyor. Bel Air bölgesindeki villalar arasında bir gizli bahçe gibi. Otel dahilinde inanılmaz bir Wolfgang Puck restoranı bulunuyor. Los Angeles ayrı güzel ama bu otelde kaldığınızda cennette kalıyormuş hissine kapılıyorsunuz. Otelin içinde, etrafında, barda veya restoranda her an bir Hollywood yıldızı ile karşılaşmanız mümkün.


Wolfgang Puck ve Jennifer Garner

OSCAR'LAR VE ÖTESİ
Oscar sabahı, saat 09:00 itibariyle kırmıza halıda yoğunluk başladı. Saat 13:00 civarı ilk kırmızı halı misafirleri gelmeye başladı, bir saat sonra da ben mutfakta yerimi aldım.

Wolfgang Puck gibi bir şefi birebir takip etmek süper bir deneyimdi. 1500 konuk için hazırladığı yemekler tam 18:30'da hazır olacaktı. Mutfakta toplam 300 şefle, yoğun bir koşturmaca içerisinde, 60 başlangıç ve 30 sıcak yemek gece yarısına kadar sürecek parti için hazırlık aşamasındaydı. Wolfgang tek tek herkesle sohbet edip, her şeyle birebir ilgileniyordu.


Meryl Streep ve eşi Don Gummer ile birlikte

Bu arada, konuklar için hazırlanan salondaki Governors Ball'da bu sene tema altın rengi ve koyu kahverengiydi. Wolfgang'ın catering ekibi, çikolatalardan yaptıkları Oscar biblolarını etrafa yerleştiriyorlardı.

Bu sene Oscar'da Türk bir şef de vardı. Cihan Kıpçak, Türk mutfağından 3 farklı lezzeti Hollywood yıldızlarına sundu; içli köfte, Adana kebap ve kabak tatlısı, nefis seçenekler arasında yerlerini aldılar. Klasik havyar ve somondan Wagyu Beef 'e, Wolfgang'ın trüflü makarnasından 300'e yakın tatlı çeşidine, menü hem gözleri hem gönülleri doyurmakta hiç zorlanmadı. Bu arada o kadar şanslıydım ki, Wolfgang beni çok özel bir yere götürdü. Oscar sahnesinin tam arkasındaki Green Room (Champagne Room) dedikleri alana davet etti. Kimler yoktu ki orada; Warren Beatty, Kate Hudson, Oprah Winfrey... Herkesle tek tek tanıştırdı. Green Room'un özelliği, sadece ödül alacakların ya da ödül vereceklerin girebildiği bir oda olması.


Leslie Mann, Jennifer Lawrence ve Emma Stone

Herkes ödül töreni sonrası çok acıktığı için ilk bir saat ne varsa silinip süpürüldü. Hollywood yıldızı da olsa, insan yine insan... Yemek servisi 23:30'a kadar sürse de, 1-2 saat içinde herkesin partiyi terk ettiğini öğrendim. Bu sene ayrıca mutfağa Wolfgang'ın arkadaşı Jose Andrea da uğradı. Dünyanın en meşhur Michelin yıldızlı şefi, benim İstanbul'dan geldiğimi öğrenince, "Mantı yok mu?" diye sordu.


Puck, Jennifer Lawrence ve Allison Williams

Gecenin olayı bence Lupita Nyong'o'nun Wolfgang'a, "Karnım çok aç, senin somonlu pizzandan istiyorum" demesiydi. Ayrıca Vanity Fair partisi ve Chateau Marmont'daki parti bu seneye damga vuran özel davetlerden oldu. Gecenin sonunda ben Wolfgang'ın yaptığı Oscar çikolatalarını alıp, kendi partimin yolunu tuttum.