Otellerin trend raporu
LIFESTYLE

Otellerin trend raporu

Otel trendleri söz konusu olduğunda, takip etmektense önden yürümeyi tercih edenler için bir yol haritası çıkarmaya çalıştık. Rehberimiz ise geçen Aralık’ta The Ritz Carlton İstanbul’un genel müdürlük koltuğuna oturan Nicolas A. Kipper oldu. Son günlerin

GÜNCELLEME TARİHİ: 5 Mayıs 2018

Çimen Uzsoy Gümüşel

Çok da sert geçmemiş bir kışın bile yazı özlettiğini, güneşin daha yüzünü gösterdiği ilk gün fark ettik. Rengarenk yeni sezon tasarımları vitrinlerde yerini çoktan almış, biz ise tatil planları yapmaya başlamışsak, yaz moduna girdik demektir. Hal böyleyken, en son otel trendlerini öğrenmek için 27 yılda 16 ülkedeki lüks otel zincirlerinde görev almış Nicolas Kipper'in kapısını çaldık. Daha önce de Türkiye'de çalışmış olan The Ritz Carlton İstanbul Genel Müdürü; Moskova, Londra ve Budapeşte'nin ardından yolunun tekrar buraya düşmesinden çok mutlu.

Yeni sezon için çok heyecanlıyız. Bu yılın öne çıkan otel trendlerinden biraz bahseder misiniz?
Öncelikle trendler sürekli bir devinim halinde, çok çabuk değişebiliyorlar ve bu dünyanın her yerinde farklı olabiliyor. Son birkaç yıldır genel olarak otellerin –kategorilerinden bağımsız olarak– daha samimi bir çehreye büründüğünü söyleyebilirim. Eskiden daha 'business' bir havaya sahipken, bugün misafirlerin kendilerini daha rahat hissedebilecekleri, daha genç ve çağdaş bir havaya sahipler.

Misafirlerin son dönemdeki eğilimleri ve talepleri göz önünde bulundurulduğunda, günümüzde lüks otelden beklentiler geçmişe kıyasla ne gibi farklılıklar gösteriyor?
Konuklar da rahat etmeyi ön planda tutuyorlar artık. Eskiden Ritz Carlton ya da benzeri bir lüks otele üç parça takım elbiseyle girip çıkanlanları görürdünüz, artık milyarderler bile jean ve sneaker'lar ile dolaşıyor. Otel sektörünün bu konudaki tutumu biraz katıydı ama ben artık doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum. Mesela beni her zaman kravatlı göremezsiniz, sadece istediğim zaman takıyorum. Günümüz misafirleri için sahicilik ve eşsizlik kavramları çok önemli. En özel deneyimlerin peşindeler; yapılmayanı yapmak, kendileri için özel oluşturulmuş deneyimler görmek istiyorlar. Ve de hep şaşırtılmak istiyorlar.

Siz bu beklentileri karşılamak için neler yapıyorsunuz?
Misafirlerimizi beş yıldızlı, lüks bir otelden beklemedikleri şeylerle şaşırtmaya çalışıyoruz. Mesela geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığımız pop up konsept, Ritz Carlton stilinin epey dışında, daha çok Shoredicth'teki sokak yemekleri tarzı bir şey. Otelimizdeki Bleu Lounge'da son dönemin 'fake news' modasına göz kırpan bir yalan hikaye uydurarak, mekanı flamingolarla doldurduk. 1980'lerin kitsch Miami dekorasyon objeleri, ona uygun müzikler, içkiler, yiyecekler… Küçük plastik bir yüzme havuzumuz bile var!

Sosyal medyanın otelcilik üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Odaları, yemekleri daha 'Instagrammable' kılmaya zorluyor mu örneğin?
Sosyal medyaya bayılıyorum ama benim için geleneksel iletişim araçları da çok önemli. Evet, sosyal medya sayesinde flamingolarımız belki de geniş kitlelerce görülecek ama diğer yandan sosyal medyada yaşamayan pek çok insan var. Yani evet, sosyal medyayı önemsiyoruz ama ana odağımız o değil. Tabii ki, sosyal medyada bir fotoğrafın anında paylaşılıyor olması bizi çok daha dikkatli ve özenli olmaya itiyor. Misafirlerimizin
paylaşımlarına eklemeleri için #rcmemories etiketimiz de var.