Başka bir Paris

Paris'i ilk ziyarette yaşanan tüm o turistik ama yine de nefes kesici deneyimlerin sonraki seferlerde artık yeterince tatmin etmemeye başlaması doğal. Günümüz gezginleri, ChampsElysées'de dolaşmak, Eyfel Kulesi'nin tepesinden şehrin çatılarına bakmak veya Seine Nehri'ni bateau-mouche'larla gezmek yerine görülmemişi görme, tadılmamışı tatma heyecanıyla yerellerin ayak izlerinin peşine düşüyor.

The Leading Hotels üyesi Raphael Paris, işte bu meraklı gezginler için harika bir fırsat sunuyor. Şehri rehber kitaplardan edinemeyeceğiniz ipuçlarıyla gezmek artık çok kolay. Yerel zanaatkarların veya influencer'ların çizdiği rotalarda dolaşabilir, şehri ilginç kişiliklerin -mesela dijital fotoğrafçı Jean-François Rauzier'nin- gözünden deneyimleyebilirsiniz. Çok özel kokteyllerin yapıldığı bir ortama dahil olmak, tarihi otellerin içine konuşlanmış sinemaları görmek, şehrin en iyi müzelerini akşam kapanış saatinden sonra gezmek, Saint-Ouen bitpazarında antika uzmanı Riad Kneife ile hazine avına çıkmak gibi benzersiz deneyimler Leading Hotels'in sunduklarından bazıları.

Zafer Takı'nın yanı başında, göz alıcı bir yapıda yer alan Raphael, 1925'ten beri dünyanın dört bir yanından misafir ağırlıyor ve bugün hâlâ aynı Fransız Baverez ailesi tarafından işletiliyor. İpek kumaşlar, antika objeler, geniş gardıroplar ve damask duvar kağıdı gibi detayların göze çarptığı tipik Fransız stilinde dekore edilmiş oda ve suitler, konukların kendilerini ev rahatlığında hissetmeleri için her türlü imkana sahip. Terasındaki bar ve restoran ise panoramik şehir manzarasıyla öne çıkıyor. Otelin baş barmeni Christian Gomez'in yarattığı, çilek kreması, Manzana Verde, lime ve şampanyadan oluşan Raphael kokteyli, şef Francisco Merino'nun enfes lezzetleri ve pasta şefi Sebastian Reul'un elinden çıkan tatlılar uzun süre akıldan çıkmayacak cinsten. Paris her zaman iyi bir fikir, ama ilkbaharda daha da iyi.