Ada sinerjisi
LIFESTYLE

Ada sinerjisi

Tarihi Splendid Palace Hotel’in ikinci kuşak sahibi Serra Taşkent ile başarılı eşarp markası Rumisu’nun kurucuları Deniz Yeğin İkiışık ve Pınar Yeğin, ortak koleksiyonlarıyla karşımızdalar.

GÜNCELLEME TARİHİ: 25 Haziran 2018

Güneş Uysalefe
Fotoğraflar Selin Saral

Nostaljik hatıralar ve yaratıcı gözlemlerden doğan tasarımları Büyükada'da zaman yolculuğu eşliğinde keşfettiğimiz sohbetimize buyurun.

Bazı oteller vardır, kleptomaniyi tetikler; toplanırken banyosundaki havlu terliği, üzerinde logosu olan şarap açacağını veya kalemi valize atıverme arzusu uyandırır. Zaten bu gibi dekorasyona ait unsurlar özellikle misafirin kullanımı için bırakılır, yani pek de hırsızlıktan sayılmazlar. Ancak buradaki psikoloji incelenmeyi hak ediyor; neden o otele ait bir şeyi yanımızda götürmek isteriz? Bize tatili, orada yaşananları hatırlattığı veya sadece işlevselliği için mi?

Sebebi her ne olursa olsun, Splendid Palace Hotel böylesi yürek çarpıntısı uyandıran, İstanbul'daki değerli adreslerden. İşin ilginci, bir de ters etki yaratıyor olması; bir hatıratla oradan dönmek kadar, otelin lobisi, restoranı veya avlusuna karşı bir aidiyet hissi, o tabloda yer alma, Splendid'i evi yapma isteği doğuyor insanda. Serra Taşkent, 110. yılında bir aile işletmesi olmayı sürdüren Splendid'in ikinci kuşak varisi olarak burada büyüme ve yaşama şansına sahip olmuş, günümüzde ise bu ayrıcalığı konuklarına deneyimletiyor. Büyük büyük dedesi Kazım Paşa'nın kurucusu olduğu otel, Büyükada'nın çağrıştırdığı nostaljiyi gerek otantik mimarisi, gerekse misafirperverliğiyle yaşatıyor; sahibi ve yöneticisi olan Taşkent ise bu özel adresi geleceğe taşımanın yeni değerler yaratmaktan geçtiğini biliyor. Rumisu markası ile bir işbirliğine giderek sezonu açan zevkli işkadını ve her daim hayranı olduğumuz eşarpların yaratıcısı Deniz Yeğin İkiışık ve Pınar Yeğin'e Splendid temalı özel koleksiyonu sorduk.

SERRA TAŞKENT​
Splendid Palace Hotel sahibi ve yöneticisi

Splendid 110 yaşına girdi, tebrik ederiz. Bu özel eşarp koleksiyonuyla doğum günü kutlama fikri nasıl doğdu?
Aslında yıldönümü kutlaması olması tamamen tesadüf. Rumisu ile bir süredir üstünde çalıştığımız, bizi çok heyecanlandıran, uzun süredir fikir yürüttüğümüz bir projeydi. Kısmet; Splendid'in 110. senesinde hazır oldu.

Fular bir aksesuar olarak gardırobunuzda nasıl bir önem taşımakta? Splendid ve Büyükada'nın stiliniz üzerindeki etkisinden bahseder misiniz?
Eşarp, fular ve bandanalara olan ilgim Rumisu ile karşılaşmamdan çok evvele dayanıyor. Hatta tesadüf bu ya, Splendid'in sahibi, Kazım Paşa'nın torunu olan babaannem Belma Hanım sayesinde başladı. 7-8 yaşlarında iken dedem bizimle aynı apartmanın üst katında otururdu ve bir gün aşağıya büyük bir karton kutu göndermişti. Evde açışımızı çok net hatırlıyorum; içinden bir sürü kutusu açılmamış rengarenk, muhteşem eşarp çıktı. Hepsini babaannem toplamış ancak ne yazık ki kullanamadan hastalanmıştı. O şık kutular ve eşarplar o kadar aklımda yer etmiş ki, genç kızlık dönemimde bile at kuyruğuma, çantama, boynuma ufak bandanalar bağlardım, fularları kemer yapardım. Daha sonra iş hayatımda, hafta sonları da jean ile şal, pareo gibi şekillerde, hatta plaj için fulardan elbiseler yaratarak çok kullandım. Hal böyle olunca, Rumisu'yu keşfetmem ve tasarımlarına hayran kalmam uzun zaman almadı. Her koleksiyondan, her boyuttan Rumisu edindim. Sonra Deniz ve Pınar'ın da aslında Splendid'e gelmiş olduğunu ve oteli çok sevdiklerini öğrendim. İki sene evvel Mae Zae'de bir Amigurumi yapma workshop'una katılmıştım. Orada Deniz ve Pınar ile tanıştım, sonrası harika bir yolculuk ve bu muhteşem koleksiyon...

Tasarımlar üzerindeki desenler arasında büyük büyük dedeniz, otelin kurucusu Kazım Paşa'nın figürü de yer alıyor. Üretim sürecinde size nasıl bir rol düştü?
Tasarımların desenleri için Pınar ve Deniz ayrı ayrı Splendid'de zaman geçirip, onlara ilham veren desenleri otelde çizdiler. Benimle desenlerde neler olmasını istediğim konusunda fikir alışverişi yaptılar. Başından beri kubbelerin, bisikletli insanların, köpek ve kedilerin, özellikle de martıların olmasını istiyordum ama doğrusu Kazım Paşa'yı hiç düşünmemiştim. Tamamen Rumisu tarafından ortaya atıldı ve o kadar tatlı oldu ki, sanırım en sevilen karakter o olacak. Kazım Paşa ile ilgili komik bir anekdot da var; babama çizimleri ilk gösterdiğimde biraz bozuldu, "Benim paşa dedem sarışın, mavi gözlü bir adammış, burada kapkara sakalları var" diye söylendi. Bu yüzden son dakikada sakalların rengini değiştirdik! Desenler nispeten kolay ortaya çıktı ve fikirlerimiz çok paralel ilerledi. Rumisu o kadar profesyonel ki, benim için birçok şey çok çabuk ve keyifli oldu. En zor bulduğum bölüm fular ve bandanaları renklendirme süreciydi ama sonuç bence harika! Bu sene için üç fular, üç bandana renk kombinasyonu belirledik ama sezonlara göre farklı renkler üzerinde çalışmalar da yaptık. İleride farklı renk kombinasyonları çalışabiliriz. Ana rengimizin kırmızı kalması kaydıyla tabii. O, Splendid Kırmızısı.

Bizimle unutamadığınız, belki çocukluğunuzdan bir Splendid anınızı paylaşır mısınız?
Bütün yazlarım Haziran-Ekim arasında Büyükada'da, Splendid'de geçti. O zamanlar sahiden herkesin spor kıyafetleri bile özenle taşıdığı, denize giderken bisikletlerimize sepetlerimizi bağladığımız ama babalarımızı da iskeleden tertemiz, şık kıyafetler ile karşıladığımız bir dönemdi. Otelin en üst katı aynı zamanda evimizdi. O zaman otelde 2-3 ay hep aynı aileler kalırdı. Ben çok konuşkan bir çocukmuşum, akşamları yemek salonunda hemen hemen her masaya uğrarmışım, hal hatır sorar, sohbete katılırmışım. Yine yaz ortasında bir akşam tanımadığım birini tek başına yemek yerken görünce susmamacasına konuşmaya başlamışım ve annem de beni masanın yanından almak istemiş ama beyefendi rica etmiş, biraz daha sohbet etmek istemiş. Bir hafta sonra otele iki çuval dolusu Şam fıstığı benim adıma gelmiş, herkes çok şaşırmış. Sonra anlaşılmış ki, yemekte konuştuğum beyefendi önemli bir Şam fıstığı tüccarıymış, ben de sohbet sırasında ona Şam fıstığını ne kadar çok sevdiğimi ve babam için her gün 100 gram fıstık almaya ada meydanına gönderildiğimi anlatmışım. Muhtemelen söylenmişim! Bana jest yapıp, bir yıllık Şam fıstığımızı yollamış.

Otelin tarihini korumak ve yaşatmak için nasıl projeleriniz var? Doğum günü kutlamaları başka formlarda da devam edecek mi?
Her şeyden önce restorasyonu ve renovasyonu tamamlamak en büyük projemiz. Kısmetse sezon sonu yeniden başlayacağız. Splendid her alanda yaşayan bir yer; sadece otel değil, adalının, Avrupalı turistin, expat'ların uğrak yeri, hatta bazen evlendiği, nişanlandığı, doğum gününü kutladığı adres. Biz her sezon başı sanki yeni açılıyor gibi hazırlanırız çünkü insanlar geldiklerinde alışık oldukları bu ortamda farklı bir şeyler de bulabilsinler istiyoruz. Splendid ile ilgili ürün gamı da bu projelerden biri. Geçen sene Zeytune, Butterplatz ve Homemadearomatherapy ile işbirliğine girdik, halen devam ediyoruz. Bu sene Rumisu dışında çok keyifli bir işbirliğimiz daha var ama Rumisu çok farklı. O hepimizin, paşamızın kalbini fethetti.

DENİZ YEĞİN İKİIŞIK ve PINAR YEĞİN
Rumisu kurucu ve tasarımcıları

Daha önce farklı işbirlikleriniz de olmuştu ancak Rumisu tarihinde Splendid koleksiyonunun ayrı bir yer tutacağı belli oluyor. Sizler için bu proje hangi yönleriyle önem taşıyor?
Kendimizi bildik bileli karakterini, orijinal dokusunu ve ruhunu zamanın ve hayatın her türlü cilvesine karşı koruyabilmiş tarihi binaları çok ilham verici bulmuşuzdur. Splendid Palace Hotel de bizim için bu çok özel mekanlardan biri. Serra ile tanışıp, tarihine dair çok özel hikayeler dinleme fırsatı bulmadan önce bile kendimizi içinde çok huzurlu ve keyifli hissettiğimiz, İstanbul'un yoğun temposundan azıcık ve kısacık da olsa uzaklaşmak istediğimizde tercih ettiğimiz özel bir mekandı burası. Bizim için bu masalsı binanın terasında, martı sesleri eşliğinde deniz manzarasını seyretmek büyük bir ayrıcalık. Serra ile tanışınca, Splendid Palace Hotel'in enerjisini nereden aldığını, kimin iç huzurunu yansıttığını ve tüm ince detayların ardında kimin emeğinin yattığını, kimin dikkatinin gizlendiğini çok daha iyi anladık. Ve bu yüzyıllık kuruma olan saygımız, sevgimiz daha da arttı. Dolayısıyla, bizi uzun zamandır çok etkileyen bu kültürün ufak da olsa bir parçası olabilmek şu an bizim için mutluluk ve gurur kaynağı.

Koleksiyonun hazırlık aşamasında Splendid'in mimarisinden, tarihinden veya diğer hangi özelliklerinden nasıl ilham aldığınızdan bahseder misiniz?
İşbirliği projemiz başladığında Splendid Palace'a farklı bir gözle bakabilmek için otelde çok keyifli birkaç gün geçirdik. Bu süre içinde otelin tarihi yemek ve gümüş takımlarının desenlerinden odalardaki tarihi karo ve çini motiflerine varıncaya kadar pek çok detayı incelemeye vakit ayırabildik. Malum, binanın mimarisi zaten başlı başına büyük bir ilham kaynağı... Hazırladığımız desende hem bu detayları, hem de Splendid Palace'ı kucaklayan Büyük Ada'nın ilk akla gelen ve en sevilen simgelerini, tabii ki Serra'nın da yorum ve yönlendirmeleri ile keyifle çalıştık.

Bu işbirliğiniz havuzlu bir ada oteliyleydi, belki eşarplarınız plaj havlusu formu da alabilirlerdi veya 'sanat eseri' gibi oldukları için çerçevelenip duvara asılabilir, bir tabloya dahi dönüşebilirlerdi... Sizin Rumisu'ya neler katma planlarınız var, projelerinizi öğrenebilir miyiz?
Biz Rumisu'yu bir desen markası olarak görüyoruz ve yolunu buna uygun şekilde çizmeye odaklandık. Halihazırda desenlerimizi çerçeveleyerek kullanan pek çok müşterimiz var. Hatta biz de kendi ofisimizde bazı desenlerimizin ufak ebatlarını çerçeveledik, duvarlarımızı renklendirmek için dekoratif amaçlı kullanıyoruz. İleri bir tarihte desenlerimizi havlu, duvar kağıdı veya farklı yüzey ve materyaller üzerinde hayata geçirmeyi planlıyoruz. Şu günlerde, ilk defa hazırlayıp satışa sunduğumuz readyto-wear kapsül koleksiyonumuzun heyecanını yaşıyoruz. Şu ana kadar aldığımız tepkiler hep bizi motive edici şekilde ilerliyor ve sonraki adımlarımızı planlamamıza yardımcı oluyor.