İtalyan usulü
LIFESTYLE

İtalyan usulü

Grafik ve dokunulası Vhernier tasarımı Calla kolye, Milano’da özel bir davetle yirminci yaşını kutladı. Markanın vizyoner sahibi Carlo Traglio ile mücevher konuştuk.

GÜNCELLEME TARİHİ: 22 Eylül 2018

Güneş Uysalefe

Duomo Meydanı'na bakan, camla çevrili yüksek tavanlı bir oda. Modigliani'den Severini'ye büyük ustaların eserleriyle kaplı koridorlar aşılarak varılan bu çatı katı, özel bir davete ev sahipliği yapıyor. Burası Novecento Müzesi ve gecenin yıldızı, Vhernier'nin 20. yaşını kutlayan Calla kolyesi. Yıldönümü sebebiyle tasarım, yeni bir taş dizilimi ve lapis lazuli, abanoz ve alüminyum gibi yenilikçi malzemelerle kavuştuğu yorumlar kadar, yemek masaları arasında başlayan sürpriz tango gösterisiyle de mücevher dünyasındaki rolünü sergiliyor; Tutku, ahenk ve estetiğin cüretkar bir sembolü. Onun kavisli konik şekildeki parçalarına 1998 yılında primitif ama bir o kadar da fütürist bir tavır kazandıran kişi ise Vhernier'nin başkanı Carlo Traglio. Kendisi; renkli madenler üzerine kristal yüzeyler yerleştirilmesiyle optik illüzyonlar oluşturan Trasparenza tekniğinden Sorpresa bileziklerin alışılmadık mimarisine, İtalyan markanın hem zanaat hem de yenilikle anılması için çalışıyor ve bu yolda ona en çok sanat ilham veriyor. Mücevher dünyasının seçkin siması ile yaratıcılık üzerine sohbet ettik.

Pembe altın Kiss, Spire ve Eclisse yüzükler - Calla kolyenin kauçuk kordon ve pırlantalı kırmızı alüminyum yorumu, 20. yaşını kutlayan ikonik tasarımın Anniversario koleksiyonundan

Calla kolye 20. yaşını kutluyor; bu tasarım Vhernier için ne temsil ediyor?
Çağdaş mücevherin özünü. Çağdaş bir mücevher, giyilebilir ve her duruma uygun olmalı ve her zaman bir kadını olduğundan daha da güzel göstermeli. Mücevher dünyasında çok az yenilik var. Genellikle alışılageldik tasarımlar tekrarlanıyor, değerli parçaların giyilmesi ise gittikçe zorlaşıyor. Calla kolye kolay giyilebilir olmasıyla daha ilk günden büyük bir yeniliği beraberinde getirdi. Yalın çizgileri ve ilkel formuyla her yüzü çevreleyebiliyor, her boyna yakışıyor. Ayrıca en klasiğinden hiç görülmemişine, farklı malzemelerin yan yana gelişi Calla'yı günün her dakikasına uygun kılıyor; altın ve abanoz, altın ve kogolong veya titanyum ile zarif pırlantalar... Calla, sadeleşmeyi hedefleyen uzun bir araştırmanın ardından doğdu. Bu 'arındırma' süreci asla değersizleştirme demek değildi, tam tersine tasarım kendini aşmalı, unutulmaz olmalıydı. Elbette süreci başarılı kılan diğer bir etken de takipçilerimizin beğenisiydi. Feminenliğine, yumuşaklığına ve hafifliğine değer biçenler onlardı. Tek bir unsurla dinamizm ve farklılık kazanışı, onu takanın yüzüne ışık ve hareket getirişi Calla'yı özel kılıyor.

Krizopras, kristal ve pırlantalı Palloncino küpe - Turkuaz, kristal ve pırlantalı Bruco broş

Bahsettiğiniz materyallerden alüminyum yeni yorumlara farklı bir boyut kazandırmış. Bu özel koleksiyon nasıl bir araştırma süreciyle dünyaya geldi?
Calla'nın yıldönümünü taçlandırmak için pırlantaları yeni renklerle kullanmak istedik. Hafiflik anahtar kelimeydi. Anti-konformist stilimize uygun, yepyeni bir malzeme arayışındaydık. Her ne kadar füzyonlama ve taş mıhlama süreçlerinde ele alınışı zor olsa da alüminyum inanılmaz bir hafiflik ve orijinal renklere imkan sağlıyordu. Başka sektörlerin dayanıklılığı ve kalıcılığı sebebiyle tercih ettiği doğal bir malzemeydi ve teknoloji ürünlerinde kaynaklanarak rol alıyordu. Ancak bizim lehimleme ile alüminyuma yer vermemiz imkansızdı; yüzeyler pürüzsüzlüğünü kaybediyordu. İki yıllık hazırlık sürecimiz işte bu soruna çözüm aramakla geçti. Çok sert bir metal olduğu için taşları üzerine mıhlamak da bizi zorladı, zanaatkarlarımız bu yetiyi kazanmak için çok çalıştılar. Renk konusunda ise nano-seramik yöntemiyle elde boyamaya başvurduk. Böylece pırlantalı yeni Calla kolyeler siyah, mavi, mor, yeşil ve kırmızı versiyonlara kavuştu. Doygun tonlar üzerinde taşlar iyice öne çıktı, ayrıca mıhlanmaları için dişler kullanılmadı ki, bu bana kalırsa çok dahice ve çağdaş bir metod. Calla Anniversario koleksiyonunun diğer bir yeniliği, Eyeliner adını verdiğimiz mıhlama yöntemi. Full pavé tasarımlarımız pürüzsüz ve parlak olmalarıyla meşhurlar. Eyeliner ise kompleks bir zanaat süreci sayesinde büyüklü küçüklü taşların spontan görünümde olduğu bir dizilime sahip. Sonuç dramatik ve şiirsel.

Kolyelerin çanta sapı olarak yorumlanması da çok ilgi çekici. Bu fikir nasıl doğdu?
Calla'nın, şekli sayesinde özgün bir sapa dönüşebileceğini fark ettik. Biz gündelik objelerin birer mücevhere dönüşebileceğine inanıyoruz. Neden olmasın, değil mi? Böylece krokodil çantalara pırlantalı kogolong, abanoz, lapis ve titanyum kolyeler sap olarak eşlik etmeye başladı. Muazzam bir süreçti ve her şey doğal ilerledi, her parça elde hazırlandı ve saplar modifiye edilebilir kılındı. Calla kolyeli çantalar bir moda ürünü değiller; daha çok deri işçiliği skalasında birer mücevher rolündeler.


Vhernier, heykelsi formları ve renkli taşları kristal yüzeylerle canlandırdığı Trasparenza tekniği gibi zanaat ustalıklarıyla saygı görüyor

Kutlama gecesindeki tango gösterisine gelirsek; duyguları harekete geçiren bir sürprizdi. Vhernier parçaların göze hitap ettiği kesin ancak bu tango anı seksi de olabileceklerini ima eder gibiydi. Sizce?
Gösteri benim için de sürpriz oldu ve çok hoşuma gitti! Ben kadınlara bakmayı, bir kıyafet veya mücevherin nasıl yorumlanabileceğini düşlemeyi severim. Bir Vhernier kadını, çaba sarf etmeden nasıl feminen olunacağını bilir. Güçlü karakteriyle, gösterişçi olmayan zarafetiyle kuru kalabalıktan sıyrılmak ister. Vhernier kadınını tarif etmek için İtalyanca'daki 'sprezzatura' kelimesi aklıma geliyor; ilk defa Rönesans döneminde, doğallık ardına gizlenen muhteşem bir zarafeti tanımlamak için kullanılmış. Çok spontan ve doğal görünen ancak ince düşünülmüş bir stil diyebiliriz.


Markanın sahibi ve kreatif direktörü Carlo Traglio

Etkinliğin Novecento Müzesi'nde gerçekleşmesi de manidardı. Bir sanat koleksiyoneri oluşunuz Vhernier tasarımlarına nasıl yansıyor? Özel ilgi beslediğiniz akımlardan ve son zamanlardaki keşiflerinizden bahseder misiniz?
Sanat, tasarımlarımızın temelini oluşturuyor. Bu ayrı bir arayıştan değil, halihazırda gözlerimizin ve zevkimizin sanata duyarlı olmasından kaynaklanıyor. Biz öğrendiklerimiz, gördüklerimiz ve benimsediklerimizin bir bütünüyüz. Ve elbette İtalya'da bir İtalyan tarafından tasarlanan Vhernier mücevherler, zengin bir sanat barındıran İtalyan kültüründen izler taşıyorlar. Bu yüzden de bazı yüzüklerimiz Umberto Boccioni'nin veya bazı bileziklerimiz Lucio Fontana'nın işlerini anımsatabiliyor. Çevremizdeki böylesi sanat eserleri bizi çizgiler, hacimler, renkler üzerinde tekrar tekrar çalışmaya teşvik ederek, bir mücevher ortaya koymamıza ön ayak oluyorlar. Bitmiş bir parçada ise bazen izleri fark ediliyor, bazen de hiç belli olmuyor, sanki başka bir seviyeye taşınmış oluyorlar.
Ben sanatın her formunu seviyorum ancak konu koleksiyon yapmak olduğunda tercihim çağdaş sanattan yana. Belli bir sanatçı söyleyemem; satın aldığım her eser beni etkilemiştir, sadece iç güdülerimle onu almışımdır. İsim değil sanat aldığımı düşünmeyi tercih ediyorum.


Turkuaz, mercan ve pırlanta gibi madenler taşıyan Sorpresa bilezikler elde üretiliyorlar

Trasparenza tekniği, Sorpresa bileziklerde kullanılan özel işçilik metodu, 'görünmez' mıhlamalar... İtalyan zanaatini yücelten bu uygulamalarınız için ne söylerdiniz?
Bahsettiğiniz bu teknikler Vhernier'yi özel kılan unsurlar. Her biri bizzat ben, zanaatkarlar ve ürün müdürümüz arasındaki diyaloglar sonucu ortaya çıktı. Genellikle bir fikri nasıl somut gerçekliğe dönüştürebileceğimizi, neyin mümkün olup olmadığını tartışarak işe başlıyoruz. Örneğin Blue Velvet kolye böyle doğdu; mavi renkli ince titanyum dalgalar üzerine Eyeliner mıh tekniğiyle yerleştirilen pırlantalar, böylesi bir maceranın sonucuydu.
Her Vhernier parçası İtalya'da elde üretiliyor. Bu, milli kimliğimiz, yerel kültürümüz ve zevkimizin bir manifestosu. Zanaatkarlarımızı yeteneklerini geliştirmeye ve tüm potansiyellerini dışa vurmaya teşvik ediyoruz. Bu yüzden de genç yetenekler atölyelerimize katılmak istiyorlar. Bizim için güncel zanaat yetimizi bir sonraki jenerasyona aktarmak büyük önem taşıyor.


Kogolong ve altın küpeler

Yardım kuruluşlarına destek için hazırladığınız tasarımlar ayrıca saygı uyandırıyor. Bu projelerde yer almak sizin için nasıl bir önem taşıyor?
Vhernier'de güzellikle çevrili yaşadığımız ve çalıştığımız için şanslıyız. Ancak dışarıdaki, o kadar da parlak olmayan gerçekleri de unutmuyoruz. Etik ile estetik birbirine destek verdiğinde daha iyi bir dünya düzeni kurulabileceğini düşünüyoruz. Sonuç olarak Vhernier'de, durmaksızın güzelliğin peşinde olduğumuzu yansıtan estetik anlayışımız gibi, topluma katkıda bulunmanın da önemli olduğu kanısındayız.


Calla kolyenin Milano'da gerçekleşen kutlama yemeğinden

Bizimle paylaşabileceğiniz başka yenilikleriniz var mı? İstanbul'daki butiğinize dair belki?
Geçtiğimiz yıl Sponza ortaklığıyla İstanbul'daki ilk butiğimizi Swissotel'de açtık. İstanbul, büyüleyici ve dinamik bir uluslararası çekim noktası. Türkler'in doğuştan gelen bir zarafet anlayışları, güçlü ve olağandışı bir stilleri var. Markamızın gördüğü ilgi beni ayrıca memnun ediyor.


Altın Giunco bileklik ve küpeler