Cennette inziva
LIFESTYLE

Cennette inziva

20 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde Oscar de la Renta’yı ziyaret eden Mikhail Baryshnikov burada öylesine keyifli zaman geçirmiş ki, tasarımcının evinin hemen yanına kendi evini inşa etmiş. Onlarla komşu olduğunuzu düşünsenize!

GÜNCELLEME TARİHİ: 1 Ekim 2018

Norman Vanamee
Fotoğraflar Tiago Molinos
Styling Will Kahn

Baletlikten oyunculuğa, oyunculuktan yönetmenliğe, yönetmenlikten sanat merkezi kuruculuğuna geçiş yapan bir isim, sonunda nasıl Dominik Cumhuriyeti'nde bir kumsalda yaşamakla yetinir? Mikhail Baryshnikov ve (balerinlikten yazarlığa, yazarlıktan film yapımcılığına geçen) eşi Lisa Rinehart 20 yıl önce Punta Cana'da inşa ettikleri evi kısa süre önce nasıl aşkla restore ettiklerini anlatıyorlar.

BAŞTAN ÇIKMA ANI
Mikhail Baryshnikov:
Aslında hikaye çok net. Oscar de la Renta, 1998 yılında La Romana'da kurduğu yetimhanenin hayır gecesinde performans sergilememi istedi. O sırada Puerto Rico'daydım, beni aldırmak için bir uçak gönderdi. Punto Cana'daki evine gece yarısı vardım ve hemen yattım. Sabah gözlerimi açıp etrafa baktığımda, deniz kenarındaki bu muhteşem ev bir anda beni baştan çıkardı. Oscar (2014'te vefat etti) ve eşi Anette, bahçe düzenlemesi, mobilya ve yemek konusundaki sıradışı zevklerini evin her köşesine yansıtmışlardı. Yaşadıkları evin güzelliği hayal sınırını aşan türdendi.

Lisa Rinehart: O sabah beni aradığını hatırlıyorum.

MB: "Lisa, şu an cennet bahçesindeyim!" dedim.

LR: Misha asla bulunduğu yerin hoşluğunu anlatmak için beni aramaz. Bu nedenle çok etkilenmiş olduğunu anladım.

MB: Ertesi sabah Oscar bir yere gidiyordu ve ayrılırken bana, "Misha, Julio ile öğle yemeği yemek ister misin?" diye sordu.

LR: Böylece evimizin hikayesi de başlamış oldu. Julio onu baştan çıkardı! Ya da baştan çıkarma sürecini tamamladı diyelim.

MB: Julio (Iglesias) ile önceden tanışmıştım ve büyüleyici biri olduğunu biliyordum. Öğle yemeği için evine doğru yola çıktık ve yaşadığı yer bana bir havuzun etrafına sıralanmış bungalovların olduğu Bali köylerini anımsattı. Julio'nun babası ve birkaç arkadaşımla daha önce burada buluşmuştuk. Dominik Cumhuriyeti'nde, öğle yemeğinde muhteşem ikramlar eşliğinde üç, dört saat geçirmenin doğal olduğunu o zaman öğrenmiştim. Oscar ve Julio çok iyi arkadaşlardı ve içlerinden geldiğinde birlikte şarkı söylemeyi severlerdi. Son derece keyifli bir yemekti ve güneş alçalmaya başlamıştı. Oscar birden bana dönüp, "Sana yardımcı olmak istiyoruz. Tam da emlak paylaşımı yapıyorduk" dedi ve Puntacana Resort & Club içinde kurulacak evlerden oluşan Corales adlı projeden bahsetti. "Burada çok az kişi yaşayacak ve sana çok uygun bir fiyat vereceğiz." Gerçekten de son derece cömert bir teklifte bulundular ve ben de hemen kabul ettim.

DÖNÜM NOKTASI
MB: Oscar ve Julio'ya hemen bir ev inşa etmek istediğimizi söyledik ama ben New York'ta gerçekleşen bir şovda yer alıyordum ve plan yapmaya ayıracak vakit bulamadım. Şanslıyım ki, Oscar beni kendi evini tasarlayan mimar Ernesto Buch ile tanıştırdı. Ernesto gelip performansımı izledi ve sonrasında Lisa ile birlikte onunla buluştuk.

LR: Ernesto son derece yaratıcı ve ilginç bir adam. Küba doğumlu ve Harvard mezunu. Klasik bir eğitim almasına rağmen tanıştığımızda ilk cümlesi şu oldu: "Teatral bir şeyler tasarlamak istiyorum; meydanlar, kemerler, sütunlar ve biraz da İspanyol dokunuş."

MB: Aldığımız arsayı konum olarak tanıyordu. Diğer evlere oranla okyanusa daha yakındık. Bu bize mahremiyet açısından avantaj sağladı. Karadan denize doğru bir eğim vardı. Ernesto, bu eğimi düzleştirmeyi ve yapıyı iki seviye şeklinde inşa etmeyi önerdi. Biz de teklifini kabul ettik. Okyanusa bakan kısımda yer alan balkonu Romeo & Juliet olarak adlandırdık. Ev, okyanustan bakınca çok görkemli, karadan bakıldığında ise daha mütevazı görünüyor.

İLK YILLAR
MB: İnşaat iki yıl sürdü ve biter bitmez çocuklarla gitmeye başladık. En küçük çocuğumuz Sofia o zamanlar dört yaşındaydı. Başlarda oldukça minimal ve az mobilyalı bir evdi.

LR: Manastıra benzediğini söyleyebilirim.

MB: Belki rahatça oturabileceğiniz çok fazla alan ya da yatağın iki yanında okuma lambaları yoktu ama ben bu yarım kalmışlık hissini de seviyordum.

LR: İlk gitmeye başladığımız dönemde çocukların plajda, Club Med'de daha mutlu zaman geçirdiklerini söyleyebilirim.

MB: Bu doğru.

LR: Tabii, ben de onlar eğlendiği için mutlu oluyordum.

MB: Şu an hepsi bu eve bayılıyor. Arkadaşlarını ve hayatlarındaki özel kişileri davet ediyorlar. Ne de olsa artık çocuk değiller.

LR: Burası çok sayıda insanı ağırlayabilecek şekilde, çok güzel tasarlanmış bir ev. Kimse kendini fazlalık hissetmiyor.

İNCE DETAYLAR
MB: Mobilyalar dünyanın farklı yerlerine ait. Örneğin Connecticut'ta sahip olduğum bir evi sattım. Tayvan'dan aldığım muhteşem dekoratif parçaları orada biriktiriyordum, hepsini bu eve getirdik.

LR: St. Bart's'daki evimizi de sattık. Orası için de koyu renkli 'kilise mobilyaları' seçmiştik: Viktorya dönemine ait bir manastır masası, birkaç sandalye, ayna ve diğer birkaç eşya. Ayrıca New York ve Paris'teki evlerimizde biriktirdiğimiz eşyalardan bazıları da artık burada.

MB: St. Petersburg'dan gelen Rus mobilyaları ve Çin'deki bir antika mağazasında bulduğum çok özel parçalar da bu eve gelenlerden. Mağazanın sahibi, dansçı olması sebebiyle kim olduğumu biliyordu ve Çin'de olduğum o iki gün boyunca koleksiyonu hakkında bana değerli bilgiler verdi.

LR: Misha'nın bu konuda iyi bir göz zevkine sahip olduğu gerçek.

MB: Dekorasyon her daim ilgimi çekmiştir. Leningrad'da yaşadığım dönemde vakit geçirdiğim pek çok sanatçı arkadaşım da bu konuya merak duyardı. O sıralar kızıl ahşap mobilya koleksiyonları yapılıyordu: 17., 18. ve 19. yüzyıla ait Rus ve İtalyan parçaları.

LR: Geçen yıl evi yeniden dekore etmeye karar verdik. Mobilyalar profesyoneller tarafından onarıldı. Yeni perde ve keten kumaşlar seçtik. Genel olarak konforu ön plana çıkarmaya odaklandık.

DÜNYADAN KAÇIŞ
LR: Bu evi kullanış biçimimiz seneler içinde pek çok kez değişim gösterdi. İlk ve en önemlisi, hepimizi bir araya toplamayı başardı ve tutku duyduğumuz şeylerin peşinden gitmemiz için bizi motive etti. Bu evde Misha'nın enerjisi arttı, çok daha yaratıcı işler başardı.

MB: New York Baryshnikov Sanat Merkezi ile sürekli telefon görüşmelerim oluyor. Burada da küçük bir stüdyom ve gerçekleştirdiğim projeler var. Bazen golf oynuyorum, bazen balık tutuyorum. İlk taşındığımızda ise çevredeki dansçıları fotoğraflamış ve Dominican Moves adlı bir kitap çıkarmıştım.

LR: Benim için bu ev okumak ve yazmak için son derece ideal. Ayrıca arkadaşlarımızla zaman geçirmekten büyük keyif alıyoruz.

MB: Geçmişle bağ kurduğumuz bir yer burası. Tüm mobilya ve sanat eserleri, aile yaşantımıza ve seyahatlerimize dair onlarca yıllık izler taşıyor. Konuşamıyor olmaları çok üzücü!